OBEZİTE cerrahisinde "DONANIMLI MERKEZ" vurgusu ...
Obezite cerrahisinde "DONANIMLI MERKEZ" vurgusu ...
Bülent Ecevit Üniversitesi Obezite ve Diyabet
Uygulama ve Merkezi Müdürü Prof. Dr. Taner Bayraktaroğlu, ömür boyu sağlığı
etkileyecek olan obezite cerrahisinin iyi donanımlı merkezler tarafından
yapılması gerektiğini vurguladı.
Değişen yaşam şartlarıyla dünyada ve Türkiye'de
önemli bir sağlık sorunu haline gelen obezite, küçük yaştan itibaren sağlığı
olumsuz etkiliyor. Hızlı ve çabuk tüketilen besinlerin yanı sıra çok kalorili
beslenme alışkanlığına fiziksel aktivitenin azalması, hareketsiz yaşamın da eklenmesi,
obezite ve diyabet hastalıklarının riskini hızla arttırıyor.
Türkiye'nin ve Zonguldak'ın ilk kamu kurumuna
ait ücretsiz ve kamu hizmeti yürüten bir merkez olma özelliğini taşıyan BEÜ
Diyabet ve Obezite Uygulama ve Araştırma Merkezi, hastalıkların tedavisinde
öncülük ediyor.
"ERKEN YAŞTA SORUN OLMAYA BAŞLADI"
Merkez Müdürü Prof. Dr. Taner Bayraktaroğlu,
obezitenin Dünya Sağlık Örgütünce kırmızı alarm verdiği sağlık sorunlarından
birisi olduğuna dikkat çekti. Yaklaşık 4 erkek ve 3 kadından birinde obezitenin
varlığını belirten Bayraktaroğlu, şöyle devam etti:
"Obezite, değişen yaşam şartlarıyla dünyada,
ülkede ve bölgemizde de olsa önemli bir sağlık sorunudur. Beslenme
alışkanlıklarımız, beslenme içeriğindeki özellikle hızlı ve çabuk tüketilen,
rafine karbonhidratlarla kilo almaya meyil eden ve çok kalori alma şeklinde bir
beslenme alışkanlığına yönelimimiz ve fiziksel aktivitemizin azalması,
asansörleri kullanmadan tutun, bilgisayar veya televizyon başında geçirilen
zamanın artması, hem obezite hem de diyabet ve hipertansiyon için risk
faktörüdür. Erken yaşta, çocuklarımız üzerinde bu sorun olmaya başladı. Sonuçta
bu sıklığı giderek artan ve artık Dünya Sağlık Örgütü'nün kırmızı alarm verdiği
noktadaki sağlık sorunlarından birisidir. Ülkemizde yaklaşık diyabet yüzde 14
civarındadır. Bölgemizde de 2004'te baktığımızda yüzde 13-14 civarında. 600 bin
nüfuslu yerde yaklaşık 60 bin diyabet olduğunu öngörüyoruz. Yaklaşık 4 erkek 3
kadından birinde obezite olduğunu düşünüyoruz. Vücut kitle indeksi dediğimiz ağırlığın
boyun karesine bölümüyle elde edilen değer, bu 40'ı geçince ölümcül obezite
dediğimiz ağır hastalık grubu oluyor. Bunların oranlarını daha sağlıklı tespit
edebilmek için araştırmalar yapıyoruz."
"ÖMÜR BOYU SÜRECEK, İYİ TAKİP ETMEK GEREKİYOR"
Obezite tedavisi için kişinin sağlık durumunu
düzeltmek için beslenme, yaşam tarzı değişiklikleri, egzersiz ve medikal
tedavisi sürecinde sorunların iyi saptanıp takip edilmesi gerektiğini belirten
Bayraktaroğlu, obezite cerrahisindeki karar alma sürecine vurgu yaptı.
Karar alma sürecinde ameliyatı gerçekleştiren
merkezlerin iyi donanımlı olması gerektiğinin de altını çizen Bayraktaroğlu,
"Obezitenin tedavisi içerisinde özellikle kişinin sağlık durumunu düzeltmek
için beslenme, yaşam tarzı değişiklikleri, egzersiz ve medikal tedavisi,
sorunlarını saptayıp iyi takip etmek gerekiyor. İyi takip yapılmış bireylerde
vücut kitle endeksi 40 ve üzerinde olan bireylerde özellikle istekli olanlarda
yapan iyi bir merkez mide ve değişik ameliyatlarla obezite cerrahisi uygulamaları
var. Özellikle bu hastaların iyi seçilip, tespit edilip, uygun olanların uygun
şartlarda ve iyi takip edilmesi gerekiyor. Karar verilecekse, ciddi bir karar
olduğunu bilmek gerekiyor. Çünkü ömür boyu sürecek bir değişiklik yapılacak.
Ameliyatla kişinin yaşam şartlarını sonra da bozmadan, beslenmesine,
egzersizine dikkat ederek yaşaması gerektiğini bilerek ameliyat olması lazım.
Ameliyat olurken öncesi de sonrası da ciddi önem arz ediyor. Karar veren ve
uygulayan merkezler açısından iyi donanımlı olmak gerekiyor. Öncelikle bu tür
bireylerin en azından bir yıl, altı ay çok iyi takip edilmelidir. Şartlar
açısından, beslenme, egzersiz ve medikal tedavide yeterli ağırlık kaybı ve kilo
sağlıklı sağlanabiliyorsa belki cerrahi ihtiyacı da olmayacak. Uzun dönemde
cerrahi yapılacaksa karar da verilecekse iyi merkezlerde yapılmalı ve takip
edilmelidir" dedi.
"TAKİPTE 5-10 YIL SONRASI SORUN HALİNE
GELEBİLİYOR"
Obezite ile mücadelede her zaman cerrahi
müdahaleye gerek duyulmadığını, düzenli takip ile hastanın ameliyat olmadan da
kilo verebileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Taner Bayraktaroğlu, ameliyattan
5-10 yıl sonraki sürece değindi.
Bayraktaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bariatrik cerrahi dediğimiz obezite cerrahisi
diyabet için cerrahi diye de tanımlanıyor. Herkes olmak durumunda değil. Ama
bunun da çok iyi ekiple yapılıp iyi izlenmesi gerekiyor. Bununla ilgili biraz
Sağlık Bakanlığımızın konuya yoğunlaşması belki ihtiyaç olacak. Çünkü yapılan
ameliyatların ne olduğu, ameliyatların çeşidi, kime nasıl yapıldığı, ameliyat
sonrası takibinin sağlık açısından, hayatını kaybedecek bireyleri engellemek
açısından önemli olduğunu söylüyorum. Dikkatli olmak ve iyi takip etmek
gerekiyor. Bu hastalar ameliyat olacaksa belli kıstaslarla ameliyatın olması
gerekiyor. Ameliyat öncesi kararların hastayla iyi paylaşılması, sonuçlarının
da iyi takip edilmesi gerekiyor. Bu açıdan ekipte bir genel cerrah,
endokrinolog, göğüs hastalıkları uzmanı, kardiyoloji uzmanı, psikiyatri uzmanı,
beslenme uzmanı gerekiyor. Bu ekibin belki altı ay, belki bir yıl iyi
değerlendirdiği hastalar, seçilmiş hastalar, ihtiyacı olan ve isteyenler
ameliyat edilebilir. Ameliyattan sonra diyabet, kan şekeri, kilosu, sağlık
açısından bir yıl, üç yıl çok iyi olan hastalarımız var. Takipte. Ancak 5-10 yıl
sonrası biraz sorun haline gelebiliyor. Tekrar kilo alanlar çıkabiliyor. Bu
yüzden bariatrik cerrahi geçirecek hastaların ameliyat olduğu an ciddi önem arz
ediyor. Bunu da sadece ameliyat olduğu merkez değil, özellikle sağlık
otoritelerinde ciddi olarak ameliyat edilen hastaları takip etmelidir. Daha
yetkin olanlarca gerekirse denetlemeler çok iyi yapılmalıdır. Bu açıdan Sağlık
Bakanlığımıza önemli işler düşüyor. İlgili daire başkanlıkları bu konuda belki
çalışmaları vardır. Ama bu ameliyatların da uygun olup olmadığıyla ilgili
kararlar ve değerlendirmeleri yapmaları ihtiyaç olacağını düşünüyorum. Kilosu
olanların, kendi sağlıklarını önemsemesi ama iyi merkezlerde takip edilmesi
geleceğe doğru daha iyi adımlarla, hasarsız organlarla, güçlü iyi bir nesil için
ellerinden geleni yapmalarını diliyorum."
Bayraktaroğlu, BEÜ Diyabet ve Obezite
Merkezi'nin faaliyete geçmesinde desteklerini esirgemeyen BEÜ Rektörü Prof. Dr.
Mahmut Özer ve ekibine de teşekkür etti.
Haber : İHA
Çok Okunanlar
» Henüz BUGÜN Haber Görünmüyor