GÜNDEM

174 yıllık öykünün ilk satırını o yazdı...

174 yıllık öykünün ilk satırını o yazdı...

Abone Ol

 

 

 Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, Uzun Mehmet'i Anma ve Kömür Günü" töreninde yaptığı konuşmada, “Bugün 174 yıllık üretim kültürünün sahibiyiz. Bu tarihsel üretim sürecinde 5 bin maden şehidimiz var. Bölge insanımız acılar yaşayarak madenciliği öğrenmiştir. Erdemir’in, Kardemir’in, ÇATES’in, Filyos Ateş Tuğla Fabrikası’nın bölgemize kurulmasının nedeni taşkömürünün maden havzamızda bulunmasıdır. Maden Havzamız, uzun yıllar ülkemiz sanayisinin lokomotifi olmuş, ülkemizin gelişip büyümesine büyük katkılar vermiştir” ifadelerine yer verdi.

 Kdz. Ereğli'de, kömürün bulunuşunun 193. yılı kapsamında, "8 Kasım Uzun Mehmet'i Anma ve Kömür Günü" töreni düzenlendi.

Kestaneci Mahallesi'ndeki Uzun Mehmet Anıtı önünde düzenlenen törende, anıta çelenk konuldu, saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı okundu.

Törene Kdz. Ereğli Kaymakamı Mehmet Yapıcı, Karadeniz Bölge Komutanı ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Niyazi Uğur, Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, GMİS Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, GMİS Genel Sekreteri Ertan Kaya, Genel Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Tayfun Demir, TTK Armutçuk Müessese Müdürü Faik Alp ve Müessesesi Yöneticileri, Amelebirliği Başkanı Şenol Yücel ve Amelebirliği Yönetim Kurulu üyeleri, GMİS’e bağlı şubelerin başkan ve yöneticileri, Maden Şehitleri Aileleri Derneği Başkanı Çetin Yiğit, Belediye Başkanları, Bürokratlar, Sivil Toplum ve Meslek Örgütleri ile siyasi partilerin Başkan ve Yöneticileri, maden işçileri, öğrenciler katıldı.

MUTLU: TTK’NIN NORM KADROYLA İSTİKRARLI ŞEKİLDE ÇALIŞMASI GEREKİYOR

Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, iş sağlığı ve güvenliğini tam anlamıyla sağlayarak taşkömürü üretimini artırma zorunluluğu olduğunu, TTK’nın; norm kadroyla ve istikrarlı bir şekilde çalışması gerektiğini, böylece taşkömürü üretimini artırarak ülkemize ve milletimize daha çok hizmet eder duruma geleceğini her fırsatta ve her platformda ilgililere anlattıklarını belirterek, “Biz bu gerçekleri sonuç alınıncaya kadar anlatacak ve bu yolda mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.

Mutlu şöyle konuştu;

AMASRA MADEN ŞEHİTLERİMİZE ALLAH’TAN RAHMET DİLİYORUM

“14 Ekim günü Türkiye Taşkömürü Kurumu Amasra Müessesemizde meydana gelen grizu faciasında hayatlarını kaybeden 42 maden şehidimize Allah’tan rahmet ailelerine, yakınlarına ve madencilik camiasına başsağlığı diliyorum. Yaralılara acil şifalar diliyorum. Allah böylesine acıları bir daha yaşatmasın. 

Zonguldak Maden Havzası’nın ilk şehidi Uzun Mehmet’i, kömürü buluşunun 193’üncü yılında saygı ve rahmetle anıyoruz. 174 yıllık üretim tarihimizdeki tüm maden şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine ve yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyoruz. Vatan savunmasında, terörle mücadelede hayatlarını kaybeden tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.  Şehitlerimizin mekanları Cennet olsun.

174 YILLIK ÜRETİM KÜLTÜRÜNÜN SAHİBİYİZ

Uzun Mehmet’in 1829 yılında Neyren deresinde taşkömürünü bulmasının ardından 1848 yılında resmi üretim tarihimiz başladı. Kurtuluş Savaşı ile birlikte Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları, madencilere ve maden havzamıza sahip çıktı. Demir-çelik fabrikalarımız, enerji santrallerimiz kuruldu, sanayi kentine dönüştük. Ve Emeğin Başkenti olduk. Bu vesileyle Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 84’üncü yılında sevgi, saygı, şükran ve rahmetle anıyoruz. Bugün 174 yıllık üretim kültürünün sahibiyiz. Bu tarihsel üretim sürecinde 5 bin maden şehidimiz var. Bölge insanımız acılar yaşayarak madenciliği öğrenmiştir.

BÖLGEMİZ, ÜLKEMİZ SANAYİSİNİN LOKOMOTİFİ OLMUŞTUR

Erdemir’in, Kardemir’in, ÇATES’in, Filyos Ateş Tuğla Fabrikası’nın bölgemize kurulmasının nedeni taşkömürünün maden havzamızda bulunmasıdır. Maden Havzamız, uzun yıllar ülkemiz sanayisinin lokomotifi olmuş, ülkemizin gelişip büyümesine büyük katkılar vermiştir. Ancak, özellikle 1990 sonrasında uygulanan yanlış politikalarla işçi sayısı ile birlikte taşkömürü üretimi de gerilemiştir.

Türkiye bugün enerji ihtiyacını karşılayabilmek için yılda 36 milyon tondan fazla taşkömürünü ithal eder ve her yıl taşkömürü ithalatına milyarlarca dolar öder hale gelmiştir. Bir yandan ülkemizin bulunduğu coğrafyada süren enerji savaşları nedeniyle dünyada ve özellikle Avrupa’da yaşanan enerji krizi, diğer yandan uluslararası piyasalarda enerji fiyatlarının yükselmesi ve tedarikte yaşanan sorunlar, yerli ve milli kaynakların değerlendirilmesinin önemini bir kez daha ortaya koymuştur.

Gelişmiş ülkeler bile sanayilerinin taşkömürü ihtiyacını karşılayabilmek için hızlı bir şekilde kendi kaynaklarını harekete geçirmenin planlamasını yapıyor. Yeraltında çıkarılmayı bekleyen 1,5 milyar ton taşkömürü rezervimiz var. TTK’nın kurulu kapasitesi yıllık 5 milyon ton kömür üretimidir.

TTK’NIN NORM KADROYLA İSTİKRARLI ŞEKİLDE ÇALIŞMASI GEREKİYOR

Yani ülkemizin de kendi kaynaklarını harekete geçirme ve ihtiyacının önemli bir bölümünü karşılayabilme imkanı bulunmaktadır. Demir-çelik fabrikalarımızın yüksek fırınlarını çalıştırmak, sanayimizin çarklarını döndürebilmek için havzamızdaki özkaynağımız taşkömürüne ihtiyaç olduğu açıktır.

Başta demir-çelik sanayisinin ihtiyacı olan koklaşabilir taşkömürünü havzamızdan karşılayabilmemiz mümkündür. TTK’nin işçi açıkları nedeniyle üretimini artıramadığını, işçi açıklarının ciddi anlamda iş sağlığı ve güvenliği zaafiyetine neden olduğunu bugüne kadar ısrarla vurguladık.

Amasra’da meydana gelen kaza haklılığımızın maalesef acı bir örneği olmuştur. Bu gerçekler ışığında iş sağlığı ve güvenliğini tam anlamıyla sağlayarak üretimi artırma zorunluluğumuz olduğunu, TTK’nın; öncelikle yerüstü ve yeraltı işyerlerinde norm kadroyla ve istikrarlı bir şekilde çalışması gerektiğini, böylece taşkömürü üretimini artırarak ülkemize ve milletimize daha çok hizmet eder duruma geleceğini her fırsatta ve her platformda ilgililere anlattık. Biz bu gerçekleri sonuç alınıncaya kadar anlatacak ve bu yolda mücadeleyi sürdüreceğiz.

MADEN ŞEHİT AİLELERİNE TANINAN HAKLAR

Maden şehitlerinin yakınlarına tanınan haklardaki tarih sınırlandırmasının kaldırılmasıyla ilgili Maden Şehit Aileleri Derneğimiz ile birlikte mücadele verdik. Önceki hafta, yasada değişiklik yapıldı, tarih sınırlaması kaldırıldı. Torba yasayla düzenlemenin yürürlüğe girmesini bekliyoruz.

Emek veren, duyarlılık gösteren, katkı ve destek veren herkese teşekkür ediyoruz. Başta Uzunmehmet ve Amasra Şehitlerimiz olmak üzere tüm maden şehitlerimizi bir kez daha rahmetle anıyorum.

KAYMAKAM YAPICI: KÖMÜRE AİT HERŞEY KUTSALDIR

Kdz. Ereğli Kaymakamı Mehmet Yapıcı da konuşmasında, askerde komutanının verdiği bilgiyle Uzun Mehmet'in, ülke, bölge ve ilçenin kaderinde büyük etken yaratan çok önemli bir iş yaptığını kaydederek, şunları söyledi:

"Zira bugün elektrik ne ise o zamanlar için de kömür aynı şeydi. Taşkömürünü ilk bulan kişi olarak ölümü üzerine şüpheler bulunan Uzun Mehmet eğitimli olmasa da Türk insanın genlerindeki feraset, dirayet, akıl ve sağduyu ile ülkesine, bölgesine ve ilçesine büyük hizmetler yapmıştır. Taşkömürünün bulunması, bölgemizin gelişmesi, ülke ekonomisine katkı sağlamada büyük öneme sahip olarak ilçenin sanayileşmesinin sağlamış, nüfusun büyümesine yol açmış ve bir kent haline gelmesinde büyük rol oynamıştır. 'Her kim çalışamaz duruma gelen, eşeğe bindirilip köyüne gönderile' bu sözler idaremiz tarafından gönderilen bir yazıdan alınmadır. Öyle anlaşılıyor ki taşkömürünün bulunması bir taraftan büyük faydalar sağlarken diğer yandan da yöre halkının büyük acılar yaşamasına yol açmıştır. En iyimser tahminlerde bugüne kadar 5 bin madencimiz şehit olmuştur. Biz de devlet memuru olarak ne zaman madenci ile karşılaşırsak daha kolay bir işte çalışmanın ezikliğini, utancını ve burukluğunu yaşıyoruz. Bizler biliyoruz ki çekilen büyük acılara ve bunca şeylere rağmen madencinin başkenti Ereğli'de kömür kutsaldır. Kömüre ait her şey kutsaldır."

BAŞKAN POSBIYIK: TAŞKÖMÜRÜ, ÜLKE EKONOMİSİNİN BELİRLEYİCİ GÜCÜ OLMUŞTUR

Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, 8 Kasım 1829'da Ereğli'de kömürü bulan Uzun Mehmet'i, saygıyla, rahmetle, minnetle andıklarını belirterek, "Bugün, milli servetimiz olan kömürü bulan Uzun Mehmet'i anmak ve uğruna bedeller ödenen kara elmasın, kömürün serüvenini hatırlamak için bir aradayız.

1829 yılında bulunan taş kömürü, yalnızca Ereğli'nin, Zonguldak'ın ve bölgenin kaderini değiştirmekle kalmamış, ülke ekonomisi ve sosyal kalkınmasında belirleyici bir güç olmuştur. Bu milli serveti ortaya çıkarmayı başaran Uzun Mehmet'in vatan görevi olarak gördüğü bir dava için verdiği mücadele hepimize örnek olmalıdır. Bugün zorlu koşullarla mücadele eden madenci kardeşlerimin ve ailelerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesi için verdikleri mücadelede her zaman yanlarında olmaya devam edeceğim.

Kara elmas için nice kayıplar vermiş bir memleketin evlatları olarak, yaşanan faciaların acılarını hala yüreğimizde hissediyoruz. En son Amasra’da hayatını kaybeden 42 madenci ile birlikte, bu uğurda şehit olan madencilerimizi saygıyla, minnetle anıyoruz." dedi.

ALP: UZUNMEHMET, KÖMÜRÜN BULUNUŞUNUN SİMGESİDİR

TTK Armutçuk Müessese Müdürü Faik Alp konuşmasında teknik bilgiler aktardı. Uzunmehmet'in Zonguldak'ın ve taşkömürünün bulunuşunun simgesi olduğunu ifade eden Alp, “Kömür rezervi ülkemizin ihtiyacını uzun yıllar karşılayabilecek düzeyde olması yanı sıra yurt dışına da ihraç edilebilecek potansiyelinin bulunuyor. Bu özellikteki kömür rezervi dünyada sadece Armutçuk’ta var. Taşkömürü özellikle demir ve çelik endüstrisi için hayati önem taşımaktadır. Hammaddeye yakınlığı nedeniyle Demir çelik endüstrisi Zonguldak ve çevresinde kurulmuştur. Önemi itibariyle kömür uzun yıllardan bu yana Zonguldak-Karabük-Bartın illerini içine alan bölgede şehir planlama da dahil belirleyici olmuştur. Demir-çelik ve çimento fabrikalarıyla termik elektrik santralleri kömüre dayalı sanayi fabrikaları olarak ülkeye hizmet vermiş ve vermeye devam etmektedir” dedi.

Konuşmalarının ardından, şiir ve kompozisyon yarışmasında dereceye giren öğrenciler şiir ve kompozisyonlarını okudu.

 

 

 

 

 

 

 


Haber : Ç Koç-Ö Cerrah

Abone Ol