AKIP GİDEN ZAMAN

Zaman hızla akıp giderken herkesin hayatında önemli izler bırakıyor. Günlük hayatın koşturmacasında hiç fark etmesek de zaman hızla akıp gidiyor. Bu yüzden zamanı en değerli işlerde kullanmak şarttır. Çünkü hayatta her an yapılabilecek birden fazla iş vardır. Fakat bunların bizler için faydalı olanını öne çıkartmak, bu zamanı en güzel şekilde değerlendirmek için atılacak güzel bir adımdır. İslam'ın bizlere öğrettiği zaman hassasiyeti çok kıymetli ve değerlidir. Hayat, Cenâb-ı Hakk’ın her insana bir defa kullanmak üzere bahşettiği son derece kıymetli ve sınırlı bir nimettir. Buna rağmen insanoğlunun en çok aldanıp zâyi ettiği nimet de "zaman"dır. Cenab-ı Hak, Asr Suresi’nde şöyle buyurur:

"Asra (zamana) yemin ederim ki; insan gerçekten ziyan içindedir. Bundan ancak iman edip salih ameller işleyenler; birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler müstesnadır.” (Asr,103/1-3)

Zamana yemin ile başlayan bu surede, iman, amel-i salih, hakkı ve sabrı tavsiye ile değerlendirilmeyen zamanların israf edildiği ve hüsrana sebep olduğu bildirilmektedir. Bununla birlikte zaman hususunda aldanan insanların çoğunlukta olduğuna da işaret edilmektedir. Resulullah(sav) Efendimiz, zamanın kıymetini ne güzel ifade eder: “Bir kişi doğduğu günden ihtiyarlayıp vefat ettiği güne kadar Allah rızâsını kazanma uğruna yüzüstü yerlerde sürünse (yani her türlü meşakkate katlanarak ibadet, taat ve hizmetlere koştursa), kıyâmet günü bu yaptığının çok yetersiz olduğunu görür. (Ahmet b. Hanbel) İslam'da boş zaman veya boşa geçirilecek bir tatil anlayışı yoktur. Çalışırken yorulan bir insanın dinlenirken de bir işle meşgul olması çalışarak dinlenmesi söz konusudur. Cenâb-ı Hak şöyle buyurur: "Bir işi bitirince hemen başka bir işe giriş, onunla uğraş! Rabbine yönel ve ona yaklaş!(İnşirah, 94/7-8) Resulullah(sav) Efendimiz de şöyle buyurur:

"Beş şey gelmeden önce beş şeyi ganimet bil,

1) İhtiyarlığından önce gençliğini,

2) Hastalanmadan önce sıhhatini

3) Fakirliğinden önce zenginliğini

4) Meşgul olmadan önce boş vaktini

5) Ölümden önce hayatının kıymetini.”

“Nihayet onlardan birine ölüm gelip çattığında; “Rabbım! Beni geri gönder; tâ ki boşa geçirdiğim dünyada salih ameller işleyeyim," der (Mu'minun, 23/99-100)

İmam Gazali hazretleri de şöyle buyurur: “Oğul! Farzet ki bugün öldün, hayatında geçirdiğin gaflet anlarına ne kadar üzüleceksin.”

Peygamber(sav) Efendimizin 5 şey gelmeden önce bizlerden kıymetini bilmemizi istediği durumlara da kısaca değinmek gerekirse; ihtiyarlamadan önce gençken kendimiz için çalışmayı, ailemiz için çalışmayı, Allah rızası için çalışmak ibadetlerimizi en güzel şekilde yapacak imkana sahipken, beden gücümüz bütün hareketleri yapma kabiliyetine sahipken ibadetlerimizi en a’la şekli ile yapmayı anlamalıyız. Yine hastalanmadan ve fakirlik gelmeden önce de sağlık sıhhat içerisinde iken maddi imkanlara sahipken, imkanlarımızı Allah'ın rızasına uygun şekilde değerlendirmeliyiz. Meşgul olmadan önce, işlerimiz sıkışmadan, yoğunlaşmadan her şeyimizi vakti zamanında yapma, planlama imkanı varken zamanı faydalı bir şekilde değerlendirmeyi anlamalıyız. Ölüm bizi yakalamadan, öldükten sonra pişman olmamak, “Allah'ım, tekrar beni dünyaya getir, ibadetlerimi senin istediğin şekilde yapayım.” dememek için, henüz hayattayken aklımız, imanımız, sağlığımız varken Allah'ın emir ve yasaklarına uygun bir şekilde bu ömrümüzü tamamlayalım.

Zamanı öldürmek en pahalı harcamadır. Zaman her şeyin ilacı olarak bilinir ancak her ilaç gibi bu ilacın da içileceği zamanı sadece kendisi belirler. Kaliteli, faydalı, Allah'ın rızasına uygun bir yaşam sürmek için zamanı en güzel şekilde değerlendirmek temennisiyle...

Necmettin TAŞÇIOĞLU

Kdz. Ereğli Müftülüğü Şube Müdürü

Haber : Çiğdem Koç