EKONOMİ

AVRUPA'NIN UMUDU ÇELİK SEKTÖRÜNDE

Ekonomik durgunluk ve borç krizi ile mücadele eden Avrupa çıkış yolunu ekonomik gelişmenin temeli olarak gördüğü imalat sektörünü desteklemekte buldu. Avrupa Parlamentosu (AP) üretim odaklı sektörlerin gelişmesi ve katma değer yaratılmasında belkemiği olan çelik sektörünü korumak için 13 Aralık'ta AB Komisyonu'na bir önerge sundu.

Abone Ol

Parlamento çelik endüstrisinin AB ekonomisi için stratejik öneme sahip olduğunu ve endüstriyel üretimin yerli hammadde ile yapılmasını sağlaması bakımından AB için odak noktası hale geldiğini belirti.  Parlamento, sektörün yeniden rekabet edebilir hale gelmesi için hurda gibi çelik endüstrisindeki ana girdilerin ihracatının sınırlanmasından, devlet teşviklerinin yeniden hayata geçirilmesine kadar birçok çözüm önerisini içeren önergesinde, Avrupa'ya yapılan demir çelik ürünlerinin ihracatının zorlaştırılmasını önerirken, çelik sektörünün yenilenmesi ve ayağa kalkmasında Ar-Ge, inovasyon ve yatırım faaliyetlerinin önemine değindi.

Ekonomik iyileşmenin daha güçlü bir üretim sanayisi ile mümkün olacağını belirten Parlamento, Avrupa'da azalacak çelik üretiminin stratejik sektörlerin üçüncü ülkelerden yapılan ithalata bağımlı ve savunmasız kalmasına neden olacağı konusunda Komisyonu uyardı. Avrupa çelik sektöründe 1970 yılında 1 milyon olan istihdamın 2012 yılında 369 bine düştüğüne ve çelik endüstrisindeki düşüşe paralel olarak imalat sanayisinin Avrupa gayri safi hasılası içindeki payının %16'ya gerilediğine dikkat çeken Avrupa Parlamentosu Avrupa Komisyonu'nun en geç Haziran 2013'e kadar bir "Çelik Sanayi Aksiyon Planı" hazırlamasını istedi. Planın Ar-Ge ve inovasyon, teknoloji yatırımları için fon ayrılması, yatırım ve modernizasyona yardım edecek diğer teşvikler, AB finansal araçlarının kullanımı ve işçilerin eğitimi gibi konuları ele alması istendi. Ayrıca çelik endüstrisinin rekabet gücüne tehdit oluşturan enerji ve hammadde maliyetlerini hafifletecek ve verimliliği artıracak yollar içermesi talep edildi. Mevcut ve gelecekteki hammadde arz sınırlamalarına karşı hurda geri kazanımı ve yeniden kullanımı amaçlayan bir kapalı döngü üretim sisteminin teşvik edilmesi de dikkat çekti.

Önergede ayrıca şu maddelere yer verildi:

•      Endüstriyel mirasın ve mevcut istihdamın korunması için çelik sektöründeki mevcut durumun analiz edilerek;  gelişmelerin izlemesi.

•      Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (AKÇT) Anlaşmasının sona ermesinin ardından ortaya çıkan sosyal ve ekonomik etkilerin belirlenmesi ve Çelik Endüstrisinin gelişimi için çalışanlara öngörü, danışmanlık ve bilgi sağlayacak bir üçlü çatı kurulması (sendikalar, sanayi ve Komisyon).

•      Çelik ve alt sektörlerini koruyacak ve destekleyecek orta ve uzun vadeli girişimler yapılması.

•      Avrupa sanayisine global pazarda etkili bir oyun alanı yaratacak ve AB standartlarının üçüncü ülkelerde karşılık bulmasını sağlayacak endüstri politikası oluşturması.

•      Mevcut devlet yardımları kurallarının tekrar değerlendirilmesi, çelik ürünleri için kalite belgesi getirilmesi ve AB sınırları içinde  "karbon vergisi" getirilmesi.

•      Yeniden yapılanma ya da taşınma faaliyetlerini yakından izlemesi, bunların AB rekabet hukuku ile sıkı bir uyum içinde yürütüldüğünden emin olunması.

TÜRKİYE ÇELİK SEKTÖRÜ STRATEJİ BELGESİ YAYIMLANDI

ÇELİK SEKTÖRÜNDE BEKLENEN STRATEJİ BELGESİ YAYIMLANDI

Çalışmalarına 2009 yılında başlanan ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın koordinatörlüğünde, ilgili kamu kurum/ kuruluşları ve özel sektörün katkılarıyla hazırlanan Türkiye Demir Çelik ve Demir Dışı Metallar Sektörü Strateji Belgesi (2012-2016) 25 Aralık 2012 tarih ve 28508 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Strateji belgesinin sektörün sorunlarına yönelik yeni çözümleri üretilmesi yönünde önemli bir katkı sağlaması bekleniyor.

Demir Çelik ve Demir Dışı Metaller Sektörü Strateji Belgesi'nin vizyonu Demir Çelik ve Demir Dışı Metaller Sektöründe Yüksek Katma Değerli Ürünlerin Üretim Üssü Olmak" olarak belirlendi. Sektörün rekabet gücünün artırılması ve sürdürülebilirliğinin sağlanmasını amaçlayan

•      Hukuki ve idari düzenlemeleri yapmak

•      Üretim alt yapısını geliştirmek

•      Dış ticarette aksayan yönleri gidermek

•      İnsan kaynaklarını geliştirmek

•      Ar-Ge kapasitelerini geliştirmek

olmak üzere 5 stratejik hedef ve bu hedeflere ulaşmayı temin edecek 24 eylemden oluşan bir eylem planı oluşturuldu. Bu eylem planı ve öngörülen tedbirlerin uygulanmasının izlenmesi Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yapılacak. Strateji belgesinin uygulamaya yansıtılması ülkemizin sanayi hedeflerinin gerçekleştirilebilmesi bakımından büyük önem taşıyor.

Strateji Belgesi ve Çelik Sektörü

Türkiye Demir Çelik ve Demir Dışı Metallar Sektörü Strateji Belgesi (2012-2016) demir çelik sektörüne yönelik çarpıcı bilgileri ortaya koydu.

Son 8 yıl içinde %87 oranında büyüme kaydederek Çin'den sonra üretimin en fazla artıran ülke konumundaki Türk Çelik Sektörü'nün uzun ürünlerde net ihracatçı iken, vasıflı ürünlerde kapasitenin yetersi olması nedeniyle net ithalatçı konumunda olduğu ifade edildi. Yassı ürünlerde ise iç tüketimi karşılayacak yeterli kapasite olmasına rağmen üçüncü ülkelerden yapılan kalitesiz ve düşük fiyatlı ithalat baskısının üretimi sınırlandırdığı vurgulandı. Devlet destekli üretim yapan Rus ve Ukraynalı üreticilerden yapılan ithalatın yerli üreticiler üzerindeki baskısının hafiflemesi halinde elverişsiz piyasa koşulları nedeniyle askıya alınan yassı ürün yatırımlarının planlandığı şekilde tamamlanacağı, yassı ürünlerde de net ihracatçı konumuna ulaşılabileceği ve Türkiye'nin dış ticaret ve ödemeler dengesi açığının kapatılmasına katkı sağlanabileceği değerlendirildi. Ayrıca Rusya, Ukrayna, Çin gibi rakip ülkelerdeki üreticiler karşısındaki yüksek maliyetlerine ve bu ülkelerdeki üreticilerin doğrudan ya da dolaylı olarak yararlandıkları devlet yardımları neticesinde oluşan dezavantajlı konumuna rağmen yerli üreticilerin ürünlerinin kalitesi ve imajı ile öne çıktığı ve tercih edildiğinin altı çizildi.

Sektörünün Zayıf Yönleri

Türkiye Demir Çelik ve Demir Dışı Metallar Sektörü Strateji Belgesi'nde;

•      Enerji girdi maliyetlerinin rakip ülkelere göre yüksek olması

•      Çevre katkı payının maliyetleri artırıcı etkisi

•      Yerli girdi kullanımının yetersizliği

•      Yerli üretim kullanımının yetersizliği

•      Kayıt dışılığın yol açtığı haksız rekabet

•      Hammadde tedarikinde ithalata bağımlılık

•      Kalitesiz ve ucuz ürün ithalatını engelleyici mekanizmaların yetersizliği

•      AB'nin imzaladığı bazı Serbest Ticaret Anlaşmaları'nın Türkiye'yi kapsamaması

•      Lojistik altyapısının yetersizliği

•      Ar-Ge bilincinin yetersizliği

•      Döküm sektöründe üretim teknolojileri düşük üreticilerin çokluğu

•      AB çevre standartlarına uyum konusundaki eksikliklerin devam etmesi

•      Özellikle küçük kuruluşlarda kurumsal yapının yetersizliği

•      Nitelikli işgücü ihtiyacı

Öncelikli zayıf alanlar olarak belirlendi. Bu doğrultuda öncelikli sorun alanları da gruplandırılarak 5 stratejik hedef olarak belgede yerini aldı.

Strateji Belgesi Çözüme Yönelik Neleri Öngörüyor?

1. Hukuki ve İdari Düzenlemeler

Belgede ihracattaki payı sürekli artan, imalat sanayisine ara mal üreten sektörün büyümesine sekte vuran sıkıntıların, üretim ve dış ticaret sürecinde yaşanan teknik aksaklıkların giderilmesi için gerekli mevzuat çalışmalarının yapılması gerektiği bildirildi. Bu doğrultuda,

• Sanayide kullanılan elektrik enerjisi girdi maliyetlerini azaltmaya yönelik çalışmalar yürütüleceği,

• 5491 sayılı Çevre Kanunu'nun 13'üncü maddesine göre, 2006 yılından bu yana uygulanmakta olan "İthaline izin verilen kontrole tabi yakıt ve atıkların, CIF bedelinin % 1'i ile, hurdaların CIF bedelinin % 0,5'i oranındaki miktar"ın çevre katkı payı olarak tahsilinin azaltılması yönünde çalışmalar yapılacağı,

• İSG – Çevre ortak birimleri kurulması konusunda yasal düzenlemeler hazırlanacağı,

• Katma değeri yüksek ileri teknoloji ürünlerin üretilebilmesi ve yerli girdi tedarik imkânlarının artırılabilmesi için Türkiye-AKÇT Serbest Ticaret Anlaşması'nın devlet yardımlarını kısıtlayan hükümlerinin daha esnek bir çerçeveye oturtulması yönünde girişimlerin artırılarak sürdürüleceği

• 3213 sayılı Maden Kanunu'nun "Maden Hakkı" başlıklı 6'ncı maddesinde maden ruhsatlarının, bu yatırımı gerçekleştirebilecek bilgi birikimine, mali güce, teknik altyapıya ve sektörel deneyime sahip şirketlere verilmesini mümkün kılacak düzenleme yapılacağı belirtildi.

2. Üretim Alt Yapısının Geliştirilmesi

Hammadde tedarikinde ithalata bağımlılığın üretim maliyetlerini artırdığı, son yıllarda artan emtia fiyatları ve küresel firmaların dikey-yatay bütünleşme yönündeki hareketlerin rekabet gücünü olumsuz etkilediği, dünya ticaretinde önde gelen ülkelerin çalışmalarını sürdürdüğü nitelikte bir "Girdi Tedarik Politikası" oluşturulması gerektiği, kayıt dışılığın yol açtığı haksız rekabetin giderilmesi gerektiği ifade edildi. Bu doğrultuda

Belgede ihracattaki payı sürekli artan, imalat sanayisine ara mal üreten sektörün büyümesine sekte vuran sıkıntıların, üretim ve dış ticaret sürecinde yaşanan teknik aksaklıkların giderilmesi için gerekli mevzuat çalışmalarının yapılması gerektiği bildirildi. Bu doğrultuda,

•      Girdi Tedarik Stratejisi kapsamında yapılan çalışmalarla işbirliği ve koordinasyon sağlanacağı,

•      Rüzgâr enerjisi yatırım sözleşmelerinde yerli girdi kullanımının ve

•      Kamu yatırımlarında en yüksek katma değeri sağlayacak şekilde yerli girdi kullanımının teşvik edileceği,

•      Çevreye yönelik yatırımları destekleyici teşvikler uygulanacağı

•      Bölgesel enerji boru hatlarının projelendirme ve uygulama aşamalarında, yurtiçi katma değeri azamiye çıkaracak şekilde yerli sac kullanılarak üretilen boruların ve diğer yerli malzemelerin kullanımına öncelik verileceği.

•      Demir ve demir dışı cevher aramalarına önem verilerek maden aramalarının ve

•      Demir-çelik sektöründe, enerji verimliliğinin arttırılmasına yönelik proje ve çalışmalara destek verileceği belirtildi.

3. Dış Ticarette Aksayan Yönlerin Giderilmesi

Sektörün dış ticaretinin önündeki engellerin giderilmesi amacıyla lojistik altyapısının geliştirilerek ihracatın desteklenmesi, serbest ticaret anlaşmalarının en kısa zamanda ülkemizi kapsamasının sağlanması, kalitesiz ve ucuz ürün ithalatının kısıtlanması gerektiği bildirildi. Bu doğrultuda,

•      Afrika ve Orta Doğu ülkeleri gibi riskli ülkelere yönelik ihracatta, ihracat kredi sigortası uygulamalarının yaygınlaştırılacağı

•      AB'nin Serbest Ticaret Anlaşması imzaladığı ülkelerle, ülkemizin de süratle Serbest Ticaret Anlaşması imzalaması için henüz STA görüşmelerine başlanılmamış ülkelere yönelik girişimlerin ve

•      Düşük fiyatlı ithal ürünlerin benzer ürünü üreten yerli üreticilerin üzerinde yarattığı fiyat esaslı baskının bertaraf edilmesi yönündeki çalışmaların sürdürüleceği,

•      Güvenli olmayan ve teknik mevzuata uygun olmayan ithal ve yerli ürünler için daha etkin denetimler yapılacağı,

•      Komşu ülkelere ihracatı kolaylaştırıcı önlemlerin alınması ve bu doğrultuda karayolu, demiryolu gibi taşıma altyapısının iyileştirilmesi yönünde gerekli adımların atılacağı,

•      Son 4 yıl içerisinde, yassı çelik üretim kapasitesinin tüketim seviyesinin üzerine çıkması da dikkate alınarak sektörün ithalatta karşılaştığı haksız rekabet unsurlarının önlenmesine yönelik tedbirlerin uygulanmasına devam edileceği belirtildi.

4. İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi

Sektörün emek yoğun yapısı dikkate alındığında nitelikli eleman temininin önemli bir sorun olduğu ve eğitimin bu ihtiyacı karşılayacak şekilde geliştirilmesi gerektiği bildirildi. Bu doğrultuda,

•      Orta kademe nitelikli eleman eksikliğini gidermek için eğitim programları düzenleneceği,

•      4857 sayılı İş Kanunu'nun "İşverenler, elli veya daha fazla işçi çalıştırdıkları özel sektör işyerlerinde yüzde üç özürlü çalıştırmakla yükümlüdürler "diyen 30. Maddesinde aynı madde içinde yer alan "Yeraltı ve su altı işlerinde özürlü işçi çalıştırılamaz" istisnasına ağır sanayi olarak kabul edilen demir-çelik ve demir dışı metaller sektörünün üretim hattında çalışan kişiler de ilave edileceği belirtildi.

5. Ar-Ge Kapasitelerinin Geliştirilmesi

Ar-Ge yapısı olmadan bir işletmenin ürünlerinin küresel rekabete açamayacağı vurgulanarak, üniversite-sanayi-devlet üçgenindeki ilişkilerin güçlendirilmesi, bilimsel ve teknolojik yatırımların yapılabilmesini sağlayan ortamlar yaratılması gerektiği bildirildi. Bu doğrultuda,

•      Atıkların analizini yapacak laboratuarların sayısının ve niteliğinin artırılacağı,   

•      Ar-Ge desteklerinin sanayimizin ihtiyacı olan diğer araştırma ve iyileştirme faaliyetlerini de kapsayacağı.

•      Demir-çelik sektöründe çevre kirliliğinin azaltılmasına ve atıkların değerlendirilmesine yönelik projelerin destekleneceği

•      Kamu koordinasyonunda "Ulusal Odak Projeleri" oluşturulacağı belirtildi. 



Haber : Şafak Negüzel

Abone Ol