Başkan Posbıyık:”Bu karar Kdz.Ereğli’ye zarar verecek…”
Başkan Halil Posbıyık, Erdemir’in Özel Endüstri Bölgesi ilan edilmesine ilişkin düzenlediği toplantıda, mücadelesini hukuksal olarak sürdüreceğini ifade etti.
Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, Erdemir’in Özel Endüstri Bölgesi ilan edilmesine ilişkin düzenlediği toplantıda, bu kararın Ereğli’ye zarar vereceğini savunarak, mücadelesini hukuksal olarak sürdüreceğini ifade etti.
Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, 28 Ağustos 2024 tarihinde açıklanan Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları (Erdemir)’nın özel endüstri bölgesi ilan edilmesiyle ilgili halka açık bir toplantı yaptı.
Atatürk Kültür Merkezi Dündar Güçeri Salonu’nda yapılan toplantıya; Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Zonguldak Milletvekili Eylem Ertuğrul, CHP Karadeniz Ereğli İlçe Başkanı Ali Kocamanoğlu, Karadeniz Ereğli Belediye Başkan Yardımcıları, Meclis Üyeleri, İl Genel Meclis Üyeleri, Sivil Toplum Kuruluşu Temsilcileri ile vatandaşlar katıldı.
Toplantıda ilk olarak Erdemir'in özelleştirilmesi ve Özel Endüstri Bölgesi ilan edilmesi süreçlelerinde Belediye Başkanı Halil Posbıyık’ın verdiği mücadele sinevizyonda katılımcılara izletildi.
“BÖYLE SESSİZ BİR KENT OLMAZ…"
Daha sonra kürsüye gelen Başkan Posbıyık, 1994 yılında göreve geldikten bir yıl sonra Erdemir’in özelleştirilmeye çalışıldığını ancak verdikleri mücadele sonucunda özelleştirmeyi engellediklerini anımsattı. Posbıyık, özelleştirme konusunun 2005 yılının son aylarında yeniden gündeme geldiğini ancak bu sefer gösterdikleri mücadelede yalnız kaldıklarını ve Erdemir’in özelleştirildiğini kaydetti.
Daha sonra Erdemir’i alan OYAK’ın kente sırtını döndüğünü ve Ereğli’ye karşı yükümlülüklerini yerine getirmediğini iddia eden Posbıyık, “Saat 5'te kalktığınızda zehri görüyorsunuz. Denizde balık kalmadı, kestane ağacı kalmadı, kirletmeye devam ama Ereğli'de çıt yok. Kendimi de suçluyorum. Böyle sessiz bir kent olmaz. Böyle demokratik haklarını aramayan bir kent olmaz diye düşünüyorum. Beni suçlayabilirsiniz, kim ne söylerse söylesin. Bu olayları birebir yaşayan bir adam olarak Ereğli halkına da esnaflarına da kızıyorum. Hiç kimse torunlarını, evlatlarını falan düşünmüyor. Türkiye'de hastalık sayısı oranlara göre artış gösterdi. Ereğlililer de bunu biliyor ama ses seda yok. Sivil toplum kuruluşları, siyasi parti ilçe başkanlıkları ne diye kurulur? Dostum olsun, düşmanım olsun bugün doğruları söyledim. Sakındığım lafları sakınmayacağım, tarihe not düşmek istiyorum. Ereğli tarihine, Ereğli halkına yapılan adım adım zulümlere ön ayak olanları ve ses çıkarmayanları açıklıyorum. Fazlı Erdoğan, ne oldu? Söyledik kendisine biz özelleştirmeye karşıydık, sen yanaydın. Çaycuma'da küçük bir SEKA fabrikası özelleştirilirken bile oradaki misafirhaneyi, lokantasını, geniş bir araziyi özelleştirme belediyeye devir etti. Ereğli'ye ne aldık? Göztepe'deki stadyumu, işçi sarayını, kapalı spor salonunu ve lojmanlar alanlarının bir bölümünü Ereğli halkına vereceklerdi. Bu sözler de havada kaldı. Tabi burada en büyük darbeyi Ereğli halkı yedi. O dönemin milletvekilleri başta Fazlı Erdoğan olmak üzere, bunları düşünüp vicdan azabı çeksinler.”diye konuştu.
“OYAK AYIPLI MAL ALDI…”
Posbıyık açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Ancak OYAK burayı alırken ayıplı mal aldı. Eksik çünkü 4 milyon 700 bin metrekare fabrikanın alanı. Bunun 2 milyon 400 bin metrekaresi hazinenin arazisi. Yani vatandaşın, Türkiye'de yaşayan insanların arazisi. 400 tane dosya var burada, zilliyet davası açılmış. Bunlar daha paralarını almadılar. Ereğli Belediyesi'nin yeri var. Özelleştirme oldu, bunlara el koymuş oldular. 9 milyar lira değerindeki hazine arazisini yargıya başvurdular, burayı bize verin diye. Biz de karşı dava açtık, birçok davalarımız var. Davalar devam edecek, teslim olmak yok. 2 milyon 400 bin metrekare 4 yıl sürdü. Yargıtay bizi haklı buldu. Ayıplı mal. Zaman zaman satışlar olacak diye laflar çıkıyor. Fransa o, bu alacak diye dedikodular yayılıyor, ayıplı mal satılır mı? Ne yapması lazım, bu ayıbı düzeltmesi lazım. Bu 2 milyon 400 bin metrekare belediyenin yeri, hazinenin yeri, zilliyetli yerlerini halletmesi lazım.
“KARADENİZ EREĞLİ GELECEĞİNE SAHİP ÇIKIYOR PLATFORMU’NU KURDUK”
2014'te belediye başkanı seçilmedim, keşke seçilmiş olsaydım. Ereğli'yi 2014-2019 yıllarında çok yordular, halen daha düzeltemedik birçok şeyi. Bir şüphe var onu araştırıyoruz. Çünkü özel endüstri bölgesi yaparken belediyeye soracaksın diyor kanun. Bize hiçbir şey sormadılar. Bu cüret nereden geliyor acaba? Bir soru sordular da okey mi dediler. Araştırdık, bizimkiler Hüseyin Bey'i uyarmışlar. Emlak vergisini düzeltelim, öyle bir yazı verelim demiş. Direkt görüşmeler başlamış. Orasını bilmiyoruz. Böyle bir şey verildi mi? Belediye olarak bize özelleştirme konusunda tabii ki bildiklerini yaparlardı ama bize yazı falan gelmedi, haberimiz yok ondan itibaren.
2019'da belediye başkanı seçilir seçilmez özel endüstri bölgesi ile ilgili harekete geçtim. Özel endüstri bölgesi belediyenin değil, Ereğli halkını perişan etti. Toplantılar yaptık, ‘Karadeniz Ereğli Geleceğine Sahip Çıkıyor' platformunu kurduk. Çok güzel çalışmalara başladık. Bundan OYAK şirketinin genel müdürü Savaş Erdem bey rahatsız oldu. Çünkü iyi bir çalışma yürütmeye başlamıştık. Savaş Erdem diyorlar ama tanımıyorum, Ereğli halkına saygı duymayan, benim iddiama göre Ereğli halkına iyi gözle bakmayan bir genel müdür.
“NEDİR BU ERDEMİR’İN BÜYÜKLÜĞÜ GEL DEYİNCE GİDİYORSUNUZ…”
Daha Ereğli Belediye Başkanlığı'na gelmedi. Erdem daha sonra Göztepe'de toplantı düzenledi. Başkanlığını ve sözcülüğünü yaptığım platformun üyelerini davet etti. Sadece Halil Posbıyık'ı davet etmedi. Ben hiç çekinmedim, kurduğum platformdakiler buraya gitmez dedim, bu Erdemir'de ne var, ben anlamıyorum. Erdemir ulufe mi dağıtıyor? Bir tek Eylem Ertuğrul gitmedi. Kendisini tebrik ediyorum. Aynı olayı diğerlerinden de beklerdim. Gerçekleri orada anlatacağım diye ödleri kopuyor. Platformun havası bozulacak diye beni çağırmadılar. Kırılma noktası budur. Başkanlarını yalnız bırakarak oraya giden bütün platform üyelerini Ereğli halkı adına kınıyorum. Nedir bu Erdemir'in büyüklüğü, gel deyince gidiyorsunuz? Yerel siyasi figürler çocuklarını, akrabasının, dostlarının çocuklarını, yandaşlarının çocuklarını fabrikaya işe sokabilirler. Veya benim bilmediğim başka türlü ilişkiler olabilir.
“BAKAN VARANK’LA GÖRÜŞTÜK…”
İnanıyorum, gün gelecek çocuklarınız, torunlarınız, Ereğli halkı bu söylediğim kişilerin yüzlerine bakmayacaklar. Yazıktır, Ereğli sahipsiz mi? Günahtır. O dönemde Ak Parti ilçe başkanı Fatih Çakır bizi topladı. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ile görüşmemiz lazım. Kaymakam İsmail Çorumluoğlu her konuda yardım etti. Gülüç Belediye Başkanı Gökhan Bey, TSO Başkanı Arslan Keleş hep birlikte atladık. Fatih Bey randevu aldı. Varank ile konuştuk. Ben ilk defa gördüm. Bizi iyi karşıladı. Bu kararname hazırlanmış, Cumhurbaşkanının önünde, benden de çıkmış vaziyette dedi. Ortamın düzelmesini bekliyoruz dedi. Biz çok kararlıyız, eğer özel endüstri bölgesi yaptığınız takdirde, biliyorum emlak vergisi, hava gazı tüketim belgesi, harçları alamayacak, belediye zarar görecek, bundan da halk zarar görecek. Komisyon kurulacak ve çeşitli imkanlar sağlanacağı belirtildi, bizi rahatlattı. Komisyonda ben de olacaktım.
“SAFFET BEY DE SUÇLUDUR…”
Şu anki milletvekilimiz Saffet Bey öndeydi. Fazlı Erdoğan gibi, iktidar partisinin Ereğli milletvekili. Kendisine anlattım, bunlar yerelde böyle değişik partilerden geldiği zaman Fatih Bey'in bizi nasıl götürdüğünü, neler olduğunu söyledim. Yapacaklarsa bile en azından Göztepe sahasını, lojmanlar bölgesinden belli alanları almak suretiyle bir de belediyenin 100 milyar liraya yakın zararı var, bunları geri alma imkanımız olur dedim. Bize randevu al diye defalarca söyledim. Alıyorum, aldım dedi ama bizi bakana götürmedi. O da suçludur. Bunu da tarih yazacak. İsterse gelsin yanıma, ikimiz birlikte anlatalım.
“ERDEMİR, “NE YAPARSAN YAP 5 KURUŞ VERMEM, HARÇLARI VERMEM” DİYOR…
Ereğli'de yaşayan insanların yüzde 70'i Erdemir kökenli. 7 bin 500 çalışanı var, 12 bin taşeronlarla birlikte çalışanı var, 20 bin emekli var. Sosyolojik olarak yerleşmiş vaziyette. Ereğli Belediyesi bu yüzde 70'e hizmet yapıyor: suyunu getiriyor, çöpünü temizliyor, pis suyunu gönderiyor, park ve bahçe, yeşillendirme işlerini yapıyor. Erdemir, "Ne yaparsan yap, ben sana 5 kuruş vermem. Harçları da vermem," diyor, böyle bir anlayış olabilir mi? Her gün bizi zehirliyor. Çocuklarımızı, torunlarımızı zehirliyor. Evet sanayi kentinde kirlenme vardır. Bunun bir parantezi vardır yüzde 4, binde 4 gibi. Ben burada rahatım, burada yaşamak istiyorum onun için buna razıyım dersin. Ama bunların hiç taktıkları yok. Bu şehrin uzağında bir yer değil ki; şehrin göbeğinde, kalbinde. Her türlü pislikleri buraya geliyor. Curufları dağa çıkarıyorlar daha fazla para kazanmak için. Bu gelecekteki olayları gördüğüm için Bağlık Kapısı'na siyah çelenk götürüp koymuştuk. Sendikacılar da vardı, bizi orada hırpaladılar. Bana göre siyasiler, arkamdan laf edenler oldu. Sivil toplum örgütlerinden de onlara selam olsun. İş bitmedi.
“YAZIK GÜNAHTIR BU MEMLEKETİN EVLATLARINA...”
Sıra Bağlık Lojmanlarına geliyor. Orada plazalar, çok katlı binalar; esnaflar iyi düşünsün, taşınsın. Ben haybeye konuşmadım bu zamana kadar. Söylediklerim hep çıktı. Uyardım, kimse kale almadı ama. Bin 500 tane işçi alacaklarmış, ya dalga mı geçiyorsunuz? Ey Genel Müdür, sen Ereğli halkını aklından yoksun mu zannediyorsun? 60'ıncı kuruluş yılına gelmişsin, "yatırıma boğacağım" Ereğli’yi diyorsun; çocuk mu kandırıyorsun, ağzımıza bal mı sürüyorsun? Biz iç içe yaşıyoruz, yazık günahtır bu memleketin evlatlarına. Spor branşlarını kapattı, kültür ve sanata destek vermedi. Çevreye, doğaya duyarlılıklarını yitirdi. OYAK kendi çalışanlarına da hakkını vermiyor. Ücret skalasına bakın.
“HUKUKSAL MÜCADELEMİZE DEVAM EDECEĞİZ…”
İçimi dökmüş oldum ama değişen bir şey yok. Ereğli maalesef kötü günlere doğru gidiyor. Meclis üyelerimizle de toplantı yaptık, onlara da söyledim; özür dilerim, belki bundan sonra benden asfalt isteyeceksiniz veremeyeceğim çünkü yüzde 40’ı gitti belediyeye gelen gelirlerin. Zaten hayat pahalılığı iyice artmış vaziyette, enflasyon öyle, bir taraftan da yeni bir yasa çıkarttılar tasarruf genelgesi diye tamamen elimizi kolumuzu bağladılar. Hadi ben tecrübelerimle bu işi ayakta tutuyorum, tutmaya da devam edeceğim. Ben hep belediye başkanı değilim ki; benden sonra gelen arkadaşlar ne yapacaklar? En çok üzüldüğüm içimizdeki insanların duyarsız olmaları. Yanlış yapanları halk zamanı gelecek cezalandıracak. Şunu da söylemek istiyorum, asla davamdan vazgeçmedim. Bana inanan arkadaşlarımla beraber, hukuki olaylara davalar açmaya başladım. Bu işin peşini asla bırakmayacağız. Ant içiyorum aynı mücadeleye hukuksal olarak devam edeceğiz. Bundan sonra hava kirliliği için tekrar bir yürüyüş denemesi yapabilirim. Artık bizi fabrikaya da sokmazlar. Orası aynen kapalı bir OSB oldu. Ereğli halkı oradan ne kadar alışveriş yapıyorsa Erdemir’den de o kadar alışveriş yapacak. Bitti! Şimdi yapacağımız tek şey; çocuklarımızı, torunlarımızı zehirleyemezsin diye tekrar sokaklara çıkacağız, eğer bize katılmayana yuh olsun diyorum başka bir şey demiyorum. İfade ettiğim gibi hukuksal mücadelemize devam edeceğiz.”
Haber : .Özge Cerrah-
ETİKETLER : Yazdır