Bugün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü…
1991 yılında eşi Bekir Balgüneş’in emekli olmasıyla açtıkları mağaza ile iş hayatına katılan Ayşe Balgüneş, bir kadın olarak çalışmanın önemini değerlendirdi.
1991 yılında eşi Bekir Balgüneş’in emekli olmasıyla açtıkları mağaza ile iş hayatına katılan Ayşe Balgüneş, bir kadın olarak çalışmanın önemini 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde bizler için değerlendirdi.
Bugün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü. Haber Merkezimizin konuğu Uzun çarşının sevilen yüzü tonton annesi, ablası Ayşe Balgüneş. Çalışan kadınların azınlıkta olduğu yıllarda iş hayatına atılan Balgüneş, kadınların çalışma hayatında mutlaka yer almaları gerektiğinin altını çizdi.
1946 yılında Kayseri’de dünyaya gelen Ayşe Balgüneş, 1968 yılında Bekir Balgüneş ile evlenerek Kdz. Ereğli’ye geldi.3 çocuk annesi olan Balgüneş, Süreyya, Hülya ve Mustafa adında 3 çocuk sahibi.
1991 YILINDA MAĞAZAMIZI AÇTIK…
Mutlu bir evlilik yapan aile 1991 yılında sevgili eşim Bekir Balgüneş’in Erdemir’den emekli olmasıyla Müftü Mahallesi Meydanbaşı Caddesi üzerinde Hediyelik Eşya, Kozmetik ürünlerinin yer aldığı mağazamızı açtık.
O yıllarda ilçemizde doğru dürüst hediyelik eşya, kozmetik eşyası satan yoktu. Gülen yüzümüzle sevgimizle kısa sürede halkımızın sevgisini kazandık.
HEM ÇALIŞTI HEM DE OĞLUNU BÜYÜTTÜ…
O yıllarda oğlum Mustafa öğrenciydi. Öğle aralarında eve gider yemeğini hazırlayıp dükkana gelirdim. Eve geldiğinde aç kalmasın, yemeğini yiyerek derslerine başlasın diye yemeğimi yapar sofrasını hazırlardım. Böylelikle Mustafa büyüdü. Askerliğini tamamladıktan sonra oğlum Mustafa tamamen dükkana sahip çıkmaya başladı. Anne oğul el ele vererek çalışmalarımızı sürdürdük. Her gelen müşterimiz memnuniyetle dükkanımızdan ayrıldı. Liseli gençler, memurlar, adliye, erdemir çalışanları mağazamıza gelir alışverişlerini yaparak memnuniyetlerini dile getirerek dükkanımızdan ayrılırlardı. Şimdilerdeyse o liseli gençlerimiz kızlarını alıp mağazamıza geliyor alışveriş yapıyorlar. Onları görünce daha farklı bir mutluluk yaşıyorum, mutlu oluyorum. Allah hepsinden razı olsun! Gülen yüzümüze, saygımızla, sevgimizle karşılıklı anlayışımızla bugünlere geldik çok şükür!
1995 yılında babamız, eşim Bekir Bey vefat etti. Onun vefatıyla beraber dükkanımızı ben devraldım. Oğlum Mustafa’yla beraber dükkânımızda çalışma hayatımıza devam etmeye başladık. Oğlum askerdeyken kızlarım ve damatlarımın da desteğiyle dükkanımızı çalıştırmaya devam ettik. Hepsinden Allah razı olsun!
Alaplı’dan çevre ilçelerden gelenler de olurdu mağazamıza. İlle çarşı içinde mağaza açın düzayak oraya gelmek daha kolay olur dediler. Düşündük taşındık ve çarşı içine 2. Şubemizi açtık. Baktık iki dükkan git gel zorlanmaya başladık. Nasıl zorlandık? Bir ürün istiyor müşterim hemen yukardaki dükkandan elemanım getiriyor o arada müşteri gidebiliyor veya beğenmiyor. Sonrasında Meydanbaşı mağazamızı kapatarak yan tarafta hizmete devam etmeye başladık. İlerleyen dönemde de burası boşalınca mağazacımıza dahil ederek hizmet etmeye devam ediyoruz.
Sabahın erken saatlerinde dükkanımızı açarak esnafımızla günaydınlaşarak akşam geç saatlerine dek gülen yüzümüzle, sevgimizle, saygımızla anlayışımızla bugünlere geldik. Bizim işimizde, iletişim çok önemli. Konuşarak, anlayışla birbirimize yardımcı olarak bugünlere geldik” dedi.
BENİ ÖRNEK GÖSTEREREK ÇALIŞMA HAYATINA GİRENLER OLDU
Örnek gösterilerek çalışma hayatına giren gençlerin olduğunu belirten Balçiçek, “Çalışma hayatına ilk başladığım yıllarda bayan çalışanlar azınlıktaydı çarşımızda ilçemizde. Günümüze geldiğimizdeyse bu sayının hızla arttığını görmek beni çok mutlu ediyor. Fırıncı ablalarımız, tuhafiyeci ablalarımız, eczacılarımız var. Çok şükür hepsiyle birlikte saygı, sevgi anlayış birlik beraberlik içerisinde çalışarak bugünlere geldik. Belki de benim yıllardır bu çalışma hayatında olmam gençlerimize ön ayak oldu. Beni örnek göstererek çalışma hayatına başlayan gençlerimiz oldu. Ben bu yönden de kendimi mutlu görüyorum. Bir bayanın bir işyerinde çalışması kendine güvenini, saygısını, sevgisini de arttırdığına inanıyorum. Bayanlarımız okumalı çalışmalı, kendi ayakları üzerinde durabilmeli.
Bizim çarşımızda bankacılarımızın, adliyecilerimizin, memurlarımızın, öğretmenlerimizin gelmesi gezmesi beni çok mutlu ediyor. Bayanlarımız çalışmalı evine ekmek götürmeli. Çalışan bayan daha zinde ve zeki olur inancındayım.
Günümüzde yerine göre kadınlarımızın çok haksızlıklara uğradıklarını, dayak yediklerini hatta öldürüldüklerini görüyoruz. Bu olaylara çok üzülüyorum. Eli öpülesi kadınlarımız ülkemizin gözbebeği olmalı, el üstünde tutulmalılar…
ÇALIŞMANIN AYIBI OLMAZ
Milli Vanilli mağazamız çok şükür Allah’ım utandırmasın işlerimiz iyi. Artık eskisi gibi her gün dükkana gelmiyorum. Gün aşırı uğramadan duramıyorum. Müşterilerimizi özlüyorum, çarşımızı özlüyorum geliyorum. Kendimi daha zinde hissediyorum geldiğimde.
Mağaza ev dışında gençlik yıllarımın da iğne oyası tığ işi gibi el işleri yapardım. Çeyiz eşyalarımın tamamını kendim hazırladım yaptım. Günümüzde de çeşitli kurslara gidip geldim. Takı, dikiş, nakış kursuna giderek birbirinden farklı takılar, kıyafetler diktim. Yaptığım dikiş nakışlar elbiseler, takılar kurslarımızda sergilendi çoğunu hediye ettim. Bu dönemde de artık bebek hırkaları, patikleri, atkıları yapıyorum, yaptığımı hediye ediyorum. Zevkle yapıyorum. Hem vakit geçiriyorum, motive oluyorum hem de zinde kaldığımı düşünüyorum.
Koronavirüs (COVİD) 19 Pandemi döneminde evlere kapandık, zor günler geçirdik. Allaha şükür o günleri atlattık ama o dönemde ben komşularımla 15 adet çanta yaptım. Dışarı çıkabildiğimde temiz havada bir gün sapını bir gün sırt kısmını bir günde ön kısmını yapa yapa 15 çanta yapmışım. Bunların çoğunu hediye ettim. İnsanlara hediye vermek onları mutlu etmek beni çok mutlu ediyor.
Günümüzde gençlerimiz akıllı, çalışkan ve çok becerikliler. Gençlerimiz okusunlar. Ellerinde bir diplomaları olsun, iş güç sahibi olsunlar. Ülkemizin buna ihtiyacı var. Çalışmanın ayıbı olmaz. Her iş bizim işimiz.
Uzun çarşımızda, sokağımızda çalışan gençlerimize anne, abla, teyze olduk. Her zamanda öyle olacağız. Gençlerimiz çalışsınlar. Çalışsınlar ki, kendi ayaklarının üzerinde dursunlar
Gençlik yıllarında mağazamızdan alışveriş yapanlar üniversitelerini okuyup geldiler evlendiler çocukları oldu. Şimdilerde kızlarıyla mağazamızdan alışverişe geliyorlar mutlu oluyorum. Dükkanın önünden gelip geçerken birçok kişiyi tanıyorum. Anneleriyle mağazaya geldiklerinde çocuğa soruyorum;
-Sen beni tanıyor musun?
-Evet, köşede oturan teyze merhaba! diyorlar. Bunlar unutamadığım birkaç anım…
SON SÖZ
Bugün 8 Mart Kadınlar Günü. Kadınlarımız iyi bir eğitim alıp, çalışıp üretmeye devam etmeli. Kadınlarımız özeldir. Özel insanlarımız olan kadınlarımızın kadınlar günü kutlu olsun. Dünyamızda ve ülkemizde zaman zaman izliyoruz görüyoruz üzülüyoruz. Kadın katliamları sona ersin, kadın cinayetleri sona ersin…
Haber : Özge Cerrah