CHP Lideri Kılıçdaroğlu Zonguldak'ta...
CHP Lideri Kılıçdaroğlu Zonguldak'ta...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, " Tersine gidişi düzeltmek bizim, sizin elinizde, yani sandıkta. Buna izin vermeyeceğiz. Yeter kardeşim üretmekse beraber üretelim, üretmek kazanmak demektir. Üretmek alın teri dökmektir. İşsizlikle mücadele demektir" dedi.
CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu'nun uçağı Zonguldak Havalimanı'na iniş yaptı. CHP Zonguldak
Milletvekilleri Ünal Demirtaş ve Deniz Yavuzyılmaz'ın yanı sıra İl Başkanı
Hakkı Güney ile İyi Parti İl Başkanı Yavuz Erkmen, partililer tarafından
karşılanan Genel Başkan Kılıçdaroğlu, bir süre VIP salonunda dinlendi.
Kılıçdaroğlu, parti otobüsüyle havalimanının yakınındaki Saltukova beldesine
uğradı. Beldede vatandaşların yoğun ilgisiyle karşılaşan Kılıçdaroğlu, burada
bir çay bahçesinde çay molası verdi. Vatandaşlarla sık sık hatıra fotoğrafı
çektiren Kılıçdaroğlu, partisinin Saltukova Belediye Başkan adayı Alim Genç
için destek istedi.
Vatandaşlarla sohbet
eden Kılıçdaroğlu, "Bu milletin ferasetine güveniyorum. İnşallah güzel sonuçlar
alırız." dedi. Bir belde sakini başındaki şapkayı Kılıçdaroğlu'na verdi. Bir
süre şapkayı başına takan CHP lideri, sahibine iade ederek parti otobüsüne
bindi. Otobüsten vatandaşlara hitap eden Kılıçdaroğlu, "Bir emanetimiz var ve o
emaneti geri alacağız. Emanetin sahibi Alim başkan. Ona inanıyoruz, Ona
güveniyoruz. Ben Ona güveniyorum." diyerek beldeden ayrıldı.
ZONGULDAK MİTİNGİ
CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu, 31 Mart'ta yapılacak yerel seçimler öncesinde Madenci Anıtı
önünde miting gerçekleştirdi.
Kemal Kılıçdaroğlu,
"Zonguldak'ın altında bir maden var, bir hazine var. Bu hazineyi kazanmak için
binlerce insanımız çalıştı, alın teri döktü. Binlerce insanımız buradan
kazandıklarıyla evlatlarını üniversiteye gönderdi, evlendirdi, askere gönderdi.
Zonguldak bir tarih yazdı. Şimdi geliyoruz aynı Zonguldak'a bugün geliyoruz. 17
yılın sonunda geliyoruz. 17-20 bin kişinin çalıştığı kara elmasın yatağında
bugün binlerce kişi çalışmıyor. Her seferinde gelip size söz verdiler. Seçimler
öncesi gelip söz verdiler. Şu kadar işçi alacaklarını söylediler. Oylarını alıp
gittiler" şeklinde konuştu.
"İŞSİZLİK, TÜRKİYE'NİN EN TEMEL SORUNUDUR"
Son bir yılda işsiz
kalanların sayısının 1 milyon 11 bin kişi olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Son
olarak bir yılda işsiz kalanların sayısı 1 milyon 11 bin kişi. Toplam işsiz
sayısı 8 milyon. 8 milyon eve ekmek girmiyor" dedi.
"17 yılın
sonunda vatandaşı getirdiler soğan kuyruğuna mahkum ettiler" diyen
Kılıçdaroğlu, "Şimdi o kuyruk varlık kuyruğu diyor. Ne söylenir. Ben şimdi
Japonya'nın haline üzülüyorum. Fakir Japonya. Almanya'ya üzülüyorum. Sizin
ülkenizde varlık kuyruğu yok. Zenginlik yok. Açlık var, sefalet var. Varlık
kuyruğu görmek istiyorsanız gelin görün Türkiye'yi diyeceğim. İnsanların
aklıyla alay ediyorlar. Sarayda oturuyor. Sarayın mutfağı ayrıdır. Soruyor
sarayda mutfakta eksiklik var mı, yok. Kilosu 4 bin liralık çay da var.
Kılıçdaroğlu işsiz nereden çıkardı diyor. Bay Kemal'e anlat anlat ne söyleyeceğiz
diyor. Bay Kemal konuşacak. İşsizin, vatandaşın, alın teri dökenlerin derdini
elbette dile getirecek. Bay Kemal olmak kolay değil" dedi.
"OSMANLI'NIN PARASINI BASACAK MERKEZ BANKASI
BİLE YOKTU"
Türkiye'nin canlı
hayvan, mercimek ve nohudu yurt dışından ithal ettiğini söyleyen Kılıçdaroğlu,
Merkez Bankasıyla ilgili de şöyle dedi:
"Dışarıdan kömür
gelmiyor sadece, tütün geliyor. Geçen sene 13 milyon dolarlık tütün aldık. 115
milyon dolarlık pamuk aldık. Nasıl oluyor da bu cennet gibi ülkede bereketli
tarlaları, suyu, güneşi varken yurt dışından niye bunlar geliyor. Mercimek,
canlı hayvan, nohut, et geliyor. Her şeyi dışarıdan alırsanız bu iş yürümez.
Yorulmadan, alın teri dökmeden, çalışmadan başkalarının ürettiklerini
tüketirseniz haysiyetinizi ve onurunuzu, daha sonra da bağımsızlığını
kaybedersiniz diyor Mustafa Kemal Atatürk. Gazi Mustafa Kemal Atatürk,
Osmanlı'nın nasıl battığını gördü. Üretmediği için Osmanlı battı, üretemediği
için battı. Osmanlı'nın parasını basacak Merkez Bankası bile yoktu. 1930
yılından sonra paraları basacak bir bankamız oldu. Gazi Mustafa Kemal Atatürk
üretime önem verdi. Sümerbank, Etibank bunları pamuk satarak, incir, üzüm
satarak kurdu. Yani ilk şeker fabrikamız Uşak'ta yumurta satılarak kuruldu.
Şimdi babalarımızın, dedelerimizin, incir, üzüm, pamuk, yumurta satarak
kurdukları fabrikaları biz satıyoruz. Fabrika satarak canlı hayvan alıyoruz.
Fabrika satarak pamuk alıyoruz. Patates alıyoruz, soğan alıyoruz. Yani işler
tersine döndü. Tersine gidişi düzeltmek bizim, sizin elinizde, yani sandıkta.
Buna izin vermeyeceğiz. Yeter kardeşim üretmekse beraber üretelim, üretmek
kazanmak demektir. Üretmek alın teri dökmektir. İşsizlikle mücadele demektir.
Bunu yaptığınız zaman başarılı olursunuz."
"DÜNYADA HANGİ
DEVLET..."
Sakarya'daki tank
palet fabrikasının Katar ordusuna satıldığını söyleyen Kılıçdaroğlu, sözlerini
şöyle sürdürdü:
"Sakarya'daki tank
palet fabrikası bugünkü değeri 20 milyar dolar. Bunu niye anlatıyorum.
Özellikle ülkücü kardeşlerime, milliyetçi kardeşlerime anlatıyorum. Bir silah
fabrikası devletin namusu, haysiyeti, Türkiye'nin bekasıdır. Dünyanın aynı
konuda üretim yapan 5 fabrikasından birisidir. Değeri 20 milyar dolar. Kime
satıldı, Katar ordusuna satıldı. Ülkücü kardeşlerime soracağım ilk soru, dünyada
hangi devlet kendi silah fabrikasının yüzde 49.9'unu yabancı bir ülkeye
satmıştır. Dünyada böyle bir örneği yok. Eğer dünyada bir örneği yoksa dönüp
kendisine milliyetçi diyen vatandaşa, Katar ordusuna peşkeş çekenlerin
arkasında durup milliyetçi diyecek misiniz? Kendi silah fabrikalarımıza, kendi
üretimimize güveniyoruz. Fabrikalarımızın başka orduya peşkeş çekilmesini
istemiyoruz."
"Bizim belediye
başkanlarımızın tamamı düzgün insanlar" diyen Kılıçdaroğlu, "Yeni
pırıl pırıl insanlar. Sizin İstanbul'da çok arkadaşlarınız, dostlarınız var.
Ekrem İmamoğlu diye bir beyefendiyi tanıyor musunuz? Ekrem İmamoğlu İstanbul'un
kaderini değiştirecek. Hiç kimseyi ötekileştirmiyor, herkesi kucaklıyor. Alın
teri, dostluk, kardeşlikten yana. Onlar ayrıştırıyorlar, biz birleştiriyoruz.
Biz barış tohumları, huzur tohumları ekiyoruz. İstiyoruz ki her evde huzur,
bereket olsun. Mutluluk olsun. İnsanlar mutlu yaşasınlar. En büyük arzumuz
budur" dedi.
Kılıçdaroğlu,
madenci bareti ve Zonguldak Kömürspor atkısıyla çıktığı mitingde partisinin
belediye başkan adaylarıyla hatıra fotoğrafı çektirerek kent merkezinden
ayrıldı.
ÇAYCUMA'DA VATANDAŞLARLA BULUŞTU
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Zonguldak mitingi
sonrası Çaycuma ilçesine geçti.
Burada alanda
toplanan vatandaşlarla bir araya gelen Kılıçdaroğlu, "Çaycuma ilk geldiğim
günle bugün geldiğim gün arasında büyük farklar olan bir kentimiz. Çalışkan bir
belediye başkanınız var. Gerçekten Çaycuma'yı bir Avrupa kenti gibi yaşanabilir
bir kent haline getirdi. Emek harcadı, insanlar arasında ayrım yapmadı. Herkese
saygı duydu. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir Çaycuma için mücadele etti.
Hepinizin önünde başkana teşekkür ediyorum. Birilerine iftira atmak
istemiyoruz. Hakkı, hukuku ve adaleti savunuyoruz. Bu ülkede yaşayan herkes
bayrağını sevdiği sürece, vatanını sevdiği sürece, insanını sevdiği sürece
başımızın üstünde yeri vardır. Bir vatandaşıma hiçbir zaman neden şu bu partiye
oy verdin diye suçlama getirmedim. Vatandaşımın takdiri başımın üstüne. Ama ben
geçmişte AK Parti'ye oy vermiş olan vatandaşlarıma seslenmek istiyorum.
Geçmişte oy vermiştir ama şimdi bir oturup düşünmesi lazım. 17 yıl ne oldu? 17
yıl ne istendiyse verdiniz. Vatandaştan vergi istendi, 70 milyar dolarlık
özelleştirme yapıldı. 500 milyar dolarlık borçlanma yapıldı. Bütün bu paraların
sonunda ne oluyor? Vatandaş soğan kuyruğuna giriyor. Vatandaş vergi istedin,
özelleştirme tamam, borç dedik tamam. Bütün bu paralar nereye gitti? Niye şimdi
vatandaş patates, soğan kuyruğunda? Bunların önü neden alınmadı. Neden Türkiye
üretimden alıkonuldu. Bunların hesabının verilmesi lazım. Bunu kavga edelim
anlamında söylemiyorum. Her insan kendi vicdanında 'Ne istediyseniz verdik,
neden 17 yılın sonunda bizi soğan kuyruğuna soktunuz?' bunun sorulması lazım. Bir
başka önemli nokta. Siyaset bir hizmet yarışıdır. Kavga alanı değildir. İftira
alanı değildir. Siyaset, siyasetçi hesap verdiği müddetçe bir ülkede huzur ve
barış olur, bir ülkede yolsuzluk olmaz. Her kuruşun hesabını siyasetçinin
topluma vermesi lazım. Eğer siyasetçi topluma hesap vermiyorsa o zaman cebini
düşünüyor demektir. Cebini düşünen siyasetçilerden de artık Türkiye'nin
kurtarılması lazım. İstanbul'da hemşehriniz var. Karadenizli hemşehriniz var.
Ekrem İmamoğlu. Her ailenin İstanbul'da bir yakını vardır. Arkadaşınız,
dostunuz, anneniz, babanız, dayınız vardır. Mutlaka yarın sabah telefon edin.
İstanbul'u İstanbul yapacak olan genç, yakışıklı, tuttuğunu koparan, hiç
kimseyi ayırt etmeyen Ekrem İmamoğlu'na oy verin deyin. Telefon edin, bunu
sizden bekliyorum" dedi.
Çaycuma Belediye
Başkanı Bülent Kantarcı, Kılıçdaroğlu'na tablo hediye etti. Kılıçdaroğlu,
Çaycuma'nın ardından Bartın'a hareket etti.
Haber : İHA