"Cumhuriyet bir kadın devrimidir!"
"Cumhuriyet bir kadın devrimidir!"
Önceki Dönem Kadın, Aile ve Sosyal Hizmetlerden Sorumlu Devlet Bakanı Önay Alpago, "Cumhuriyet gerçekten bir kadın devrimidir.medeni yasa ile beraber kadınlar artık bu cumhuriyetin onurlu, aydın, eşit yurttaşları olmanın onuruna ulaşmışlardır" dedi.
Alpago, Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) tarafından Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Türkiye'de Kadın Olmak" başlıklı konferansta yaptığı konuşmada, kendi ilçesinda bu başlık altında konuşmanın çok az kadın siyasetçiye nasip olan bir güzellik olduğunu söyledi.
Karadeniz Ereğli'de partisinin kongreyle seçilmiş ilk kadın ilçe başkanı olduğunu belirten Alpago, "O kongrede beş altı kadın delege vardı. Onun dışındaki delegelerin hepsi erkek delegelerdi. Bu herkesin erişebileceği bir şey değil ama her yerde bu konuda kendi ilçemle, hemşerilerimle övündüğümü hep söylemeye devam ediyoruz" dedi.
Alpago şöyle devam etti:
"Biz kadınlar, nüfusun yarısıyız, kalan yarısını da dünyaya getirenleriz. Dünya nüfusunun yarısı olmak demek, insanlığın yarattığı tüm güzelliklerin, tüm kültürün, tüm tarihsel zenginliğin de yarısının sahibi olmak demektir. Yaratılan tüm uygarlıklar, ulaşılan bütün medeniyetler ve onların sonrasında yaşanan tüm güzelliklerde k adınların da erkekler kadar payı vardır. Bütün insan hakları sözleşmeleri şöyle başlar: 'Dünyaya gelenler, cinsiyetleri, dilleri, dinleri açısından eşit olmayabilir ama dünyaya gelen herkes hakları ve onurları açısından eşittirler' der. O yüzden kadınlar doğuştan sahip oldukları haklarının ve onurlarının eşit kılınma mücadelesini yüzyıllardır her yerde kabul ettirmeye çalışmaktadır."
KADINLARIN STATÜSÜ İÇİN "MED-CEZİR" BENZETMESİ...
Alpago, Türk toplumlarında kadınların statüsünü denizlerde görülen med-cezir olaylarına benzettiğini dile getirerek şunları söyledi:
" Bilirsiniz bazen denizler çekilir gökyüzündeki bazı olaylara bağlı olarak. Kimi zaman denizler yükselir. Eski Türkler, islamiyetin kabulunden önce denizler bir med, yükseliş dönemi yaşamıştır. O dönemde bu topraklarda yaşayan kadınlar hem ailede eşit kabul edilmişlerdir, hem de devlette eşit temsili hayata geçirmişlerdir. Tek eşliliğin kabul edildiği, miras hakkının kadına da tanındığı, kadın ve erkeğin hayatın her alanında yan yana durabildiği yıllardır bu yıllar. Hatta hakan ve hatun buyuruyor ki diye devlet fermanları imzalanmıştır. Dünyanın ilk kadın hükümdarları Türk kadınlarıdır. Biri Türkan Sultan'dır, diğeri de Raziye Sultan'dır. Dünyadaki ilk kadın sultanlar Türklerden çıkmıştır.
Daha sonra Osmanlı döneminde kadınların statüsü, denizlerin çekiliş dönemini andırır. Bir Fransız gazetecinin dediği gibi Osmanlı Devleti'nde kadınlar görünmezlikleriyle vardır. Yolda gözükmezler, işte gözükmezler, camda gözükmezler. Kafes arkası dediğimiz kafesli pencere örtüleri o dönemde yapılmıştır. Biraz bizans kültürü, biraz fars kültürü nedeniyle kadın artık eve kapanan, evde varlığını mecburiyetinde sürdürmek zorunda kalanlardır. Erkeğin dört karısından biri olabilir, evliliği sadece dini nikahtır, çoğu zaman evlendiği erkeği evlendiği gece görür. Mirasta erkekle eşit paya sahip değildir, velayet hakkı yoktur. Daha da önemlisi boşanmayı bırakın hayata geçirmek, talep etme hakkı da yoktur. Kocasının akıl sağlığı veya yanlış eğilimler içinde olması dışında boşanma hakkı yoktur. Osmanlı Devleti'nde ilk nüfus sayımı 2. Mahmut döneminde yapılmış, sadece erkekler ve hayvanlar sayılmıştır. Kadınlar nüfustan dahi sayılmamıştır."
"CUMHURİYET BİR KADIN DEVRİMİDİR"
Sonra denizlerin yükselişe geçtiğini ve bu ülkenin
topraklarında yaşayan tüm kadınların kul olmaktan çıkıp yurttaş olma kimliğine kavuştukları
dönem, bir kez daha minnet ve şükranla andığı Aziz Atatürk ile birlikte olduğunu
dile getiren Alpago şunları kaydetti:
"İki kanatlı bir kuş düşünün demiştir Atatürk; onun yükselebilmesi için iki
kanadını da kullanması gerekir. Bir kanadını kırarsanız o kuş ne yükselebilir,
ne uçabilir. İnsanlık da iki kanatlı kuş gibidir. Kadınlar ve erkekler birlikte
o kuşu havalandırıp yüceltebileceklerdir. Çünkü Aziz Atatürk'ün iki temel
ülküsü vardır. Bir tanesi Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar olacaktır,
ikincisi de çağdaş uygarlık seviyesindeki ülkeleri aşacaktır. Bu nasıl
olacaktır? Kadın erkek bu yolu yan yana yürüyerek olacaktır. Bu nedenle
öncelikle Tevhid-i Tedrisat yasası dediğimiz, eğitimde kız ve erkek çocukları
için fırsat eşitliği sağlanmış, eğitim bir kurallar bütününe bağlanmıştır.
Artık laik eğitim, bilimsel eğitim ve hayata dönük eğitim adı altında tüm
okullar dini eğitim dışında Maarif Bakanlığı'na bağlanmıştır. Böylece kız
çocuklarının kaçar göçer, gizli saklı okumaları değil, erkek öğrencilerle
beraber eğitim hayatlarına devam etmelerinin kapıları açılmıştır. İstihdamda
kadın ve erkek birlikte iş kurabilir hale getirilmiş, çalışma hayatının
esasları düzenlenmiştir.
Cumhuriyet gerçekten bir kadın devrimidir.medeni yasa ile beraber kadınlar artık bu cumhuriyetin onurlu, aydın, eşit yurttaşları olmanın onuruna ulaşmışlardır. Evlilik resmi bir görevli önünde iradenin yüksek sesle beyanı yoluyla ifade edilir olmasıyla, evlilik yaşının 18 olmasıyla, boşanma kararının kadına tarafından verilmesiyle, boşanma kararının erkek tarafından değil, hakimler tarafından verilmesiyle, kadınlar aile hukuku içindeki eşit haklarına kavuşabilmişlerdir.Sonra cumhuriyetin kuruluşundan on sene içinde Türkiye'de kadınlar siyasi haklarına kavuşmuşlardır. 1933, 1934 ve 1935'te peş peşe yapan anayasa değişiklikleriyle kadınların da belediye başkanı, belediye meclis üyesi, milletvekili seçilme haklarına kavuşmuşlardır."
Konferansı başta CKD olmak üzere sivil toplum kuruluşu temsilcileri, sivil toplum kuruluşu yöneticileri ve vatandaşlar izledi.
Haber : H Aksakal