DUALARIMIZLA AMEL DEFTERLERİNİ KAPATMAYACAĞIZ
Yayınlanma : 14-04-2012 | 09 : 36 09
Güncelleme : 14-04-2012 | 09 : 36 09
Zonguldak?ın Çaycuma ilçesinde meydana gelen köprü faciasında kaybettiği anne ve babasını toprağa veren öğretmen Muhammet Tarık Başören, akrabalarıyla mezarlarını ziyaret etti. Başören, akrabalarıyla birlikte, önce anne ve babası için sonra da diğer kayıpların bulunması için dua etti. Başören, ettikleri dualarla anne babasının amel defterini kapatmamaya çalışacaklarını söyledi.
Zonguldak?ın Çaycuma ilçesinde meydana gelen köprü faciasında kaybettiği anne ve babasını toprağa veren öğretmen Muhammet Tarık Başören, akrabalarıyla mezarlarını ziyaret etti. Başören, akrabalarıyla birlikte, önce anne ve babası için sonra da diğer kayıpların bulunması için dua etti. Başören, ettikleri dualarla anne babasının amel defterini kapatmamaya çalışacaklarını söyledi.
Çaycuma´da 6 Nisan Cuma günü saat 15.45 sularında ilçenin 65 yıllık köprüsünün yıkılmasıyla 15 aile büyük bir üzüntüye boğuldu. O ailelerden biri olan ağabey Muhammet Tarık Başören acı haberi Konya?da, kardeş Mehmet Başören ise Bartın?da görev yaptığı kolejde aldı. Çaycuma?ya gelerek anne babalarının bulunmasını beklediler. İlk önce cesedi bulunan anneleri Meryem Başören´i, sonra da babaları Mehmet Başören´i son yolculuklarına uğurladılar.
YAKININI KAYBETMEK AYRI BİR ACI, CESETLERİN BULUNAMAMASI AYRI BİR ACI
Muhammet Tarık Başören, kardeşi Mehmet, iki teyzesi, dayıları ve çocukları ile birlikte anne ve babasının mezarı başına gelerek dua etti. Kazada diğer 15 kişiyle birlikte anne babasının suda kaybolmasıyla büyük üzüntü yaşayan, günler süren bekleyişten sonra cesetlerinin bulunmasıyla bir nebze olsun teselli bulan Muhammet Tarık Başören, yakınları bulunmadığı için bekleyen insanların yaşadıkları acının büyüklüğüne dikkat çekti. Başören, insanların bir yandan yakınlarını kaybetmenin üzüntüsünü, diğer yandan cesetlerinin bulunamamasının acısını yaşadıklarını belirtti.
´Annemi defnedince acımız biraz olsun hafiflemişti. Ama babamızın o enkazın altında olması acımızı bir kez daha artırıyordu.´ diyen Başören, "Bir umutla bekliyorduk. Minibüsün bulunduğuna dair haberi aldık. İçinden üç ceset çıkarıldı. Bunlardan bir tanesinin babam olduğunu duyduğumda sevindim, sevinemedim. 15 kaybın yakınları birbirine kenetlenmiş durumda. Birbirini tanısın tanımasın birbirimize kenetlenmiş durumdayız. Güzel bir birlik beraberlik ve dayanışma oldu. Çok şükür babam şu anda annemin yanında. Biraz bekletti bizi ama, artık o kadar olsun dedik. Bugün evlatları olarak üzerimize düşen görevi yerine getirdik Kardeşimle beraber tabutu en önde biz taşıyalım istedik. Babam her zaman bizleri omuzlarında taşımıştı. Evlatlarıyız, çocuklarıyız. Son görevimizi yerine getirdik.? dedi.
´DUALARIMIZI EKSİK ETMEYEREK AMEL DEFTERLERİNİ KAPATMAYACAĞIZ´
Olayın meydana gelmesinin ardından kendilerini tanıyan herkesin anne babası ve kayıplar için dualar ettiğini ifade eden Başören, dualarını eksik etmeyerek anne ve babalarının amel defterlerini kapatmayacaklarını söyledi. Başören sözlerine şöyle devam etti: ´Ben olayın meydana geldiği Cuma gününden bu yana abdestsiz zaman geçirmedim. Namazlarımı daha bir dikkatli kılmaya çalıştım. Ama bundan daha ziyade bizim adımıza annem ve babam başta olmak üzere diğer kayıplan için okunan Fatihalar, Kur?an lar, hatimler ve cüzlerin de tesirli olduğunu düşünüyorum. Bir de bizler görevliyiz. Bir haftadır buradayız ve okula gidemiyoruz. Öğrencilerimiz bekliyor. Belki bundandır, belki de bir öğrencimizin duası da olabilir. ?Bir an önce Tarık hocamızın babası bulunsun. Defnedilsin, mekanı cennet olsun. Gelsin, bizim başımızda dersimize girsin´ diye dua etmiş olabilirler. Bilemiyoruz ki kimin duası kabul oldu. Ama sonuçta dualar kabul oldu. Dediğim gibi sevinemiyoruz. Serdar Saraç arkadaşımızın kardeşi ile cenazesinde görüştük. Ona ne diyeceğinizi bilmiyorsunuz. Nasıl teselli edeceğinizi bilmiyorsunuz. Belediye başkanımız geldi. Cenazede de bulundu. Taziyesini kabul ediyorsunuz. Kendisinin de yakınları hala daha bulunamadı. Hala daha dualar ediliyor. Okunanlar silinmesin inşallah. Geçici kalmasın. Bu anda okuyanlardan isteğimiz okumaya devam etsinler. Amel defterleri kapanmasın. Biz anne ve babamızın evlatları olarak inşallah defteri kapatmamaya gayret edeceğiz. Yakınlarımızdan ve kayıp yakınlarından dualarını eksik etmemelerini istiyoruz.´
Muhammet Tarık Başören?in teyzesi Hanım Mantarcı, kız kardeşini kaybetmenin acısını yaşıyor. Mantarcı, ´Çok üzgünüm. Bir haftadır yaşıyor muyum, yaşamıyor muyum bilmiyorum. Her gün ağladım. Her gün çıksınlar, kayıplar bulunsun diye dua ettim. Kız kardeşim ve kayıp olanlar için üzüldüm.´ ifadelerini kullandı.
Çaycuma´da 6 Nisan Cuma günü saat 15.45 sularında ilçenin 65 yıllık köprüsünün yıkılmasıyla 15 aile büyük bir üzüntüye boğuldu. O ailelerden biri olan ağabey Muhammet Tarık Başören acı haberi Konya?da, kardeş Mehmet Başören ise Bartın?da görev yaptığı kolejde aldı. Çaycuma?ya gelerek anne babalarının bulunmasını beklediler. İlk önce cesedi bulunan anneleri Meryem Başören´i, sonra da babaları Mehmet Başören´i son yolculuklarına uğurladılar.
YAKININI KAYBETMEK AYRI BİR ACI, CESETLERİN BULUNAMAMASI AYRI BİR ACI
Muhammet Tarık Başören, kardeşi Mehmet, iki teyzesi, dayıları ve çocukları ile birlikte anne ve babasının mezarı başına gelerek dua etti. Kazada diğer 15 kişiyle birlikte anne babasının suda kaybolmasıyla büyük üzüntü yaşayan, günler süren bekleyişten sonra cesetlerinin bulunmasıyla bir nebze olsun teselli bulan Muhammet Tarık Başören, yakınları bulunmadığı için bekleyen insanların yaşadıkları acının büyüklüğüne dikkat çekti. Başören, insanların bir yandan yakınlarını kaybetmenin üzüntüsünü, diğer yandan cesetlerinin bulunamamasının acısını yaşadıklarını belirtti.
´Annemi defnedince acımız biraz olsun hafiflemişti. Ama babamızın o enkazın altında olması acımızı bir kez daha artırıyordu.´ diyen Başören, "Bir umutla bekliyorduk. Minibüsün bulunduğuna dair haberi aldık. İçinden üç ceset çıkarıldı. Bunlardan bir tanesinin babam olduğunu duyduğumda sevindim, sevinemedim. 15 kaybın yakınları birbirine kenetlenmiş durumda. Birbirini tanısın tanımasın birbirimize kenetlenmiş durumdayız. Güzel bir birlik beraberlik ve dayanışma oldu. Çok şükür babam şu anda annemin yanında. Biraz bekletti bizi ama, artık o kadar olsun dedik. Bugün evlatları olarak üzerimize düşen görevi yerine getirdik Kardeşimle beraber tabutu en önde biz taşıyalım istedik. Babam her zaman bizleri omuzlarında taşımıştı. Evlatlarıyız, çocuklarıyız. Son görevimizi yerine getirdik.? dedi.
´DUALARIMIZI EKSİK ETMEYEREK AMEL DEFTERLERİNİ KAPATMAYACAĞIZ´
Olayın meydana gelmesinin ardından kendilerini tanıyan herkesin anne babası ve kayıplar için dualar ettiğini ifade eden Başören, dualarını eksik etmeyerek anne ve babalarının amel defterlerini kapatmayacaklarını söyledi. Başören sözlerine şöyle devam etti: ´Ben olayın meydana geldiği Cuma gününden bu yana abdestsiz zaman geçirmedim. Namazlarımı daha bir dikkatli kılmaya çalıştım. Ama bundan daha ziyade bizim adımıza annem ve babam başta olmak üzere diğer kayıplan için okunan Fatihalar, Kur?an lar, hatimler ve cüzlerin de tesirli olduğunu düşünüyorum. Bir de bizler görevliyiz. Bir haftadır buradayız ve okula gidemiyoruz. Öğrencilerimiz bekliyor. Belki bundandır, belki de bir öğrencimizin duası da olabilir. ?Bir an önce Tarık hocamızın babası bulunsun. Defnedilsin, mekanı cennet olsun. Gelsin, bizim başımızda dersimize girsin´ diye dua etmiş olabilirler. Bilemiyoruz ki kimin duası kabul oldu. Ama sonuçta dualar kabul oldu. Dediğim gibi sevinemiyoruz. Serdar Saraç arkadaşımızın kardeşi ile cenazesinde görüştük. Ona ne diyeceğinizi bilmiyorsunuz. Nasıl teselli edeceğinizi bilmiyorsunuz. Belediye başkanımız geldi. Cenazede de bulundu. Taziyesini kabul ediyorsunuz. Kendisinin de yakınları hala daha bulunamadı. Hala daha dualar ediliyor. Okunanlar silinmesin inşallah. Geçici kalmasın. Bu anda okuyanlardan isteğimiz okumaya devam etsinler. Amel defterleri kapanmasın. Biz anne ve babamızın evlatları olarak inşallah defteri kapatmamaya gayret edeceğiz. Yakınlarımızdan ve kayıp yakınlarından dualarını eksik etmemelerini istiyoruz.´
Muhammet Tarık Başören?in teyzesi Hanım Mantarcı, kız kardeşini kaybetmenin acısını yaşıyor. Mantarcı, ´Çok üzgünüm. Bir haftadır yaşıyor muyum, yaşamıyor muyum bilmiyorum. Her gün ağladım. Her gün çıksınlar, kayıplar bulunsun diye dua ettim. Kız kardeşim ve kayıp olanlar için üzüldüm.´ ifadelerini kullandı.
Haber :
Bu Haber 1372 defa okundu
ETİKETLER : Yazdır