EREĞLİ TARİHİ

ECDADIMIZIN EREĞLİ EMANETLERİ

Dünya tarihinde dönem noktası olan 18 Mart Çanakkale Destanı ve vatan uğruna verilen binlerce vatan evladı... Türkiye'nin dört bir yanında ki şehirlerden vatan aşkıyla cephelere akın akın koşan ecdatlarımız... Peki, Ereğli ve köylerinden kimler 'bu toprak için toprağa düştü?'... Şehitlerimizin torunları, çocukları kim? Ne durumdalar?

Abone Ol

Ereğlili tarihçi-yazar Recep Çetin, sizin için araştırdı... İşe o araştırma...

ÇANAKKALE'DE ŞEHİT OLAN BAZI EREĞLİLİLER VE ÇOCUKLARI-TORUNLARI....

 Gümeli'de Gır Aziz lakaplı AZİZ ATEŞ dedemiz de Çanakkale'de babasını şehit vermiş..

Aziz Dedeye: "Aile bilgileriniz üzerine ne biliyorsun" dediğimizde:

"Dedem Ali, Ordu'dan Gümeli'ye gelmiş, 70-80 yaşlarında iken Gümeli-Seç'te öldü. Dedemin; babam Halil dahil olmak üzere 8 çocuğu vardı. Dedem Teberoğulları Soyundandı."

Babam ise; "Tahminen 3-5 yaş arasındaydım, hatırlıyorum. Bir gün babam eve çeşitli hediyelerle geldi. Kardeşlerime hediyeler almıştı..  Ben "Çanakkale Savaşına gidiyorum" dedi... Babama "benim hediyem nerde" dedim... "Oğlum ben askere savaşa gidiyorum, dönüşte de senin hediyeni getireceğim" dedi... "Beni öptü kokladı sevdi ve gitti"... Gidiş o gidiş,  bize hediyesi "şehit oğlu olmak" oldu...

Ben, 1325(1909-1989) doğumlu Hasan, 1327(191-1970) doğumlu Hüseyin'den sonra doğmuşum. Yani üç kardeştik.

"Daha önce hiç araştırma yapıp, babam Çanakkale'de mi şehit oldu diye araştırdın mı?" diye sorduk: "Yok hayır. Babam gidip dönmemesi üzerine hiç araştırma yapmadım. Fakat her yerde "babam Çanakkale'de şehit oldu, dedim" dedi.

Aziz Dede: "Yetim büyüdüm. Köyümüz coğrafi olarak dağ zirvelerinde olsa gerek bize konuyla ilgili hiçbir bilgi de iletilmedi, benim babamın Çanakkale'de şehit olduğunu ilk defa resmi olarak araştıran ve belgeleyen Ormanlı Lisesi öğretmeni Recep ÇETİN'dir" dedi..

"İmkan olsa babanızın şehit olduğuna inandığınız Çanakkale'ye gitmek ister misin?" sorumuza "İsterim tabii ki" diye cevap verdi.

Bu arada, Oğlu Hayrettin söze girdi "ben gittim o topraklara, çok etkilendim, demek ki dedem çekmiş beni oraya" dedi.

Kızılcapınar köyü nüfusuna kayıtlı şehit; Mehmet oğlu Ha­lil...

Halil, Hicri 1307 doğumlu, Çanakkale Savaşı yaralısı olup Beyoğlu Hastanesinde 1915'te şehit düşmüş... Halil şehit olduğunda, adı Emine olan annesinden olma Mustafa ve Ahmet adında iki kardeşi ve eşi Nazife yaşıyordu. Eşi Nazife sonradan Çevlük köyünden Hasan Ergün'le evlenip 1980 yılında vefat etmiş...

Şehit Halil'in kardeşi Mustafa 1911'de vefat etmiş olup eşi Fatma'dan Hüseyin, Hasan ve Hüseyin adında üç oğlu bu­bu­lunmaktaydı. Bugün bu üç oğluda yaşamıyor. 1907 doğumlu şehit kardeşi torunu Hüseyin AYYILDIZ'ın 1928 doğumlu Fatma, 1937 doğumlu Pakize, 1939 doğumlu Hacıkadın ad­larında üç kızı var, 1926 doğumlu Kazım AYYILDIZ adında bir oğlu var.

Şehit Halil'in 1886 doğumlu Ahmet AYYILDIZ adlı karde­şinden 1912 doğumlu Emine, 1920 doğumlu Mehmet, 1923 doğumlu Halil olur.

Şehit Halil'in eşi Nazife sonradan, Çevlük'ten Hasan Ergün'le evlenip; Hakkı, Cafer, İsmail, Hayrettin, Muhittin adlı çocuk­ları olur.

E.Sofular nüfusuna kayıtlı şehit; baba Ahmet'in oğlu Eyüp...

Şehit Eyüp; Uzunalioğullarından... Eyüp, Çanakkale Cephesi, Kumkale mevkiinde vatanı uğruna şehit olur. Şehit Eyüp; Ça­nakkale cephesine gittiğinde Cemile, Hava, Gülsüm ve Dön­dü adlarında dört kızı bulunmaktaydı.

Şehit Eyüp'ün kızı Hava Yıldırım, Başören nüfusuna kayıtlı  Hakkı Yıldırım ile evlenip Hamide, Pakize ve Mustafa Yıldı­rım adında çocukları olur.

Şehit kızı Gülsüm hâlâ Resüllü köyünde yaşamıştır.

Gülsüm'ün; eşi Abdullah Yaman'dan Mustafa, Naciye, Ali, Hasan, Zeynep, Abdullah, Yılmaz ve Nazan adında sekiz ço­cuğu olur. Gülsüm şu an kızı Nazan'la beraber yaşamakta iken 20 Temmuz 2010'da vefat etmiştir.

Ortacı nüfusuna kayıtlı şehit; baba Halil oğlu İzzet...

Şehit İzzet; Kahvecioğullarından olup, Çanakkale Cephesi, Seddül bahir Muharabesinde şehit düşer.

Şehit İzzet'in; Eyüp, Halil, Emin Hakkı, Fatma adlarında kar­deşleri bulunmaktaydı...

Şehit İzzet, Hava ile evliydi...

Şehit kardeşi Eyüp'ün; Yaşar Aslan, Mehmet Aslan ve Güli­zar, İzzet Arslan, Aişe, Emine ve Selahattin Arslan adlarında yedi çocuğu olur.

Şehit kardeşi Halil'in; Hamide Arslan adında kızı olur.

Şehit kardeşi Emin Hakkı'nın; Asım Arslan, İsmail Arslan ve Pakize adlarında çocukları olur.

Alakilise-Çiğdemli köyü nüfusuna kayıtlı şehit; baba Emin oğlu Abdullah...

Şehit Abdullah Çanakkale Cephesi-Kumkale mevkiinde vatanı  için şehit olur. Cepheye gittiğinde Hatice, Zehra ve Cafer'in babasıdır... Cafer 6 yaşındayken 1913'te ölür.

Şehit çocuğu Zehra Bayramcı'dan; Nazım Bayramcı, Rıdvan  ve Mustafa Bayramcı olur.

Ortacı Köyünde yaşayan Şaban KALMAZ Dedenin hazin öyküsü:

Şaban KALMAZ da bir şehit çocuğu. Soyu hakkındaki bilgilerini sorduğumuzda KALMAZ: "Dedemin adı Emin'miş. Babam Osman'ı hiç görmedim-tanımıyorum, çünkü seferberlik döneminde yaşamış, savaşa götürmüşler. Çanakkale'ye mi gitti nereye gitti bilmiyorum" diye yanıt verdi.

Şaban dedenin hikayesini de Recep ÇETİN araştırdı.

"Babası Osman 1. Dünya Savaşına gitmiş ve 1915'te Musul'da şehit düşmüş."

Musul'da kangrenden şehit düşen babası Osman'ın vücudunda kangrene neden olan durumu sizler düşünebilirsiniz.

Evet, o baba Osman, Ortacı'dan gitti ve vatanın kurtarılmasında görev üstlendi, şehit düştü ve geride Şaban'ı yetim bıraktı. Osman savaşa sadece kendisi de gitmemişti. Beraberinde kardeşi de gitmişti ama o da gelememişti.

Şaban Dedenin askerlik anılarını dinlerken ilginç bilgiler edinmiştik.

Şaban Kalmaz, vatani görevini yaptığı zaman diliminde ATATÜRK vefat eder ve Atatürk'ü İstanbul'dan alıp İzmit üzerinden Ankara'ya gönderileceği yolculuk esnasında görev verilen bir askerdir. Atatürk'ün naşını omuzlayan askerlerden biridir.

Ormanlı Belediyesi eski başkanlarından olan Fikret UZUN'a aile bilgileri hakkında sorduğumuz bir soruya şu yanıtı almıştık:

"Dedem, Hasan Tahsin Çanakkale-Kumkale'de şehit düşmüş... Şehit olduğunda, Ormanlı'da kalan eşinde, biri ana kar­nında biri iki yaşında iki oğlu varmış... Adları, Durdu ve Hüseyin... Durdu'nun dört çocuğu olmuş: 'Fatma, Fikri, Fikret, Necdet'... Ben o çocuklardan biriyim... Amcamız Hüseyin'den ise 'Mehmet(bakkalcı), Ecvet(memur), Hilmiye, Fikriye olmuş..."

"Şehit Hasan Tahsin dedemin annesi, İstanbul'dan buraya gel­diğinde 7 yaşındaymış... H. T. Dedemin de dedesi zamanında İstanbul'a gitmiş ve orada Vahide olmuş... Annemin babası İsmail, imam olup, 76 yılında öldü"..

Yine, Ormanlı Belediyesi şimdiki başkanına sorduğumuz aile bilgisi sorusuna da şu yanıtı almıştık:

"Dedem Yusuf, ülkemizin savaş içerisinde olduğu yıllarda, o günkü adıyla Başviran-cuma'dan cepheye götürülür... Daha 17-18'indedir gittiğinde.. İki çocuğunu (Fırıncı Adem ve Şaban'ı) cephe gerisinde bırakarak gitmiştir... Cepheye gitmiştir ama, vatanımızın bağrında, herhangi bir toprağında şehit olarak kalmıştır ve geri dönememiştir. Nerede şehit kaldığını hala araştırmaktayız.

Ardında bıraktığı babam Âdem; yaşamı boyunca "Çanakkale İçinde Vurdular Beni türküsünü" dillendirmiş ve hayatın tüm zorluklarını yaşamış ve beldenin insanları tarafından hep saygıyla, sevgiyle anılmıştır..."

 





 


Haber : Şafak Negüzel

Abone Ol