GÜNCEL

"Eğitim, ruh ufkuna yolculuktur!"

"Eğitim, ruh ufkuna yolculuktur!"

Abone Ol

Bülent Ecevit Üniversitesi  (BEÜ) Ereğli Eğitim Fakültesi'nce 24 Kasım Öğretmenler Günü etkinlikleri kapsamında düzenlenen konferansta konuşan Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selahattin Turan "Eğitim, kişinin içine yolculuğu; öğrencinin kendi ruh ufkuna, öğretmenin kendi ruh ufkuna, ülkenin kendi ufkuna yürümesi ile ilgili bir şeydir. Bir tür özgürleşme süreci olarak tanımlayabiliriz. Kişinin kendisini tanıması, iyi bir öğretmenin olmanın ön koşuludur," dedi.

BEÜ Eğitim Fakültesi, Matematik ve Fen Bilimi Eğitimi Bölümü, Eğitim Bilimleri Bölümü ve Eğitim Topluluğu'nca,  24 Kasım Öğretmenler Günü ve Atatürk'ün Millet Mektepleri Başöğretmenliğini kabulünün yıldönümü dolayısıyla "Türk Eğitim Sisteminde Vizyon Arayışları" başlıklı konferans düzenlendi. Atatürk Kültür Merkezi Sinema Salonu'nda düzenlenen konferansa Eğitim Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Soner Yavuz,  İlçedeki bazı özel ve kamu okullarının idarecileri, öğretim görevlieri ve öğrenciler katıldı.

BEÜ Eğitim Fakültesi  Dekan Vekili Prof. Dr. Soner Yavuz, konferansın açış konuşmasında,  konferansın Öğretmenler Günü etkinliklerinin ilki olduğunu söyledi.

23 Ekim 2018 Tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmaları ve Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un sunumuyla 2023 eğitim vizyonunun kamuoyuna tanıtıldığını ifade ederek "'Eğitim sistemimiz belki çok ani bir dönüşüm yaşamayacak. Eğitim sistemleri yüz vagonlu tren gibidir. Spor araba gibi döndüremeyiz. Fakat yarın bilimin rehberliğinde yeni bir yol haritamız olacak ve sorumluluğumuz çok daha artacak' ifadesiyle vizyon 2023 belgesinin bir yol haritası olduğu, eğitim yatırımlarının çok kısa sürede sonuç veremeyeceği vurgulanmıştır. Ayrıca, önümüzdeki üç yıllık sürede belirsizliklerin ortadan kaldırılması, ailelerin, öğrencilerin dışında olmadığı, hesap verilebilirliğin sağlandığı, felsefesiyle, teori ve yöntemiyle kapsamlı bir eğitim dönüşümünün planlandığı vurgulanmıştır" dedi.

Yavuz, "Öğrenciler öğretmenler sayesinde değişimi hızlandırır. Bunu öğretmenlerimize borçluyuz. Bütün öğretmenlerin Öğretmenler Günü'nü şimdiden kutlamak istiyorum" dedi.

"İNSAN STANDARTLAŞTIKÇA MUTSUZLAŞIYOR"

Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selahattin Turan insanı tanımlamanın önemine dikkat çekerek şunları söyledi:

"Bizim kullandığımız eğitim kavramlarının, okul, öğrenci, müfredat, mektep, muallim kavramları ne ifade ediyor.  Söz önemini nereden alır. İnsan açısından baktığınız zaman insanın derin öğrenme dediği kişinin içine yolculuk olarak değerlendirebiliriz.  İnsan giderek standartlaşıyor, sathileşiyor, bu yüzden de mutsuzlaşıyor. 1826 yılında Türkiye'de ilk rüştiyeler kuruluyor. Padişah, o zaman yayınladığı fermanla eğitimin amacını mutluluk olarak tanımlıyor. Sathileşmekten çıkmış bir yaşam kurgusu. John Dewey, iyi bir öğretmen yaşamı tanımlayarak işe başlamalıdır, der. Yanlış varsayımlar üstüne kurulmuş bir yaşamı doğru yaşamak mümkün değildir.

Eğitimi anlamlandırabilmemiz için , eğitimin anlamını yaşamdan, çağdan alması gerekiyor.  Düşünceme göre bu çağ bir sorun çağı.  Aslında batı için başka bir anlam ifade edebilir ama bizim için 19. Yüzyıldan beri bu dünya bir sorun çağıdır. Çanakkale, Kurtuluş Savaşı, hep bir yok edilme savaşıyla karşı karşıya kaldık. Bu makro düzey bakış açısını eğitimle nasıl ilişkilendireceğiz?  Başöğretmen Atatürk başta olmak üzere tüm öğretmenlerimizi anıyorum. Çok büyük işler yaptılar,  akla hayale zarar işler yaptılar bizden öncekiler. 1939'da eğitmenlerin Anadolu'ya gidişinin bir resmi var. Ellerinde tahta bavullar, 'Anadolu'ya dağılacağız, Anadolu'yu bir hale getireceğiz' diyorlar. Bir idealizm var. O dönemde yetişen Nurettin Topçu,  'öğretmeni baş üstünde tutmak' makalesinde, 'Tahammülsüzlüğün ve şikayetin bittiği yerde öğretmenlik davası biter' diyor."

"TÜRKİYE ÖĞRETMEN YETİŞTİRMEDE EN DENEYİMLİ ÜLKELERDEN!"

Turan, eğitimin amacı konusundaki tartışmaları değerlendirirken ise şu ifadeleri kullandı:

"Türkiye öğretmen yetiştirme konusunda dünyanın en deneyimli ülkelerindendir. Muallim mektepleri, köy enstitüleri bu eğitim kurumları mükemmel öğretmenler yetiştirmiştir. Bu devamlılığı sağlayamadık. Bu da bizi bir noktaya getiriyor. Her alanda birtakım sorunlarımız var. Türkiye'nin eğitim davası nedir, eğitim felsefesi, ülküsü nedir? Bu tartışma arasında özgün ve milli model arayışımız ne olmalıdır. Dünyadaki değişim ve gelişimleri dikkate alarak yeni bir okulu nasıl kurabiliriz. Bunlar temel sorunlar. Tam bunları tartışırken bir dijital dalga geldi. Dünyanın en eski öğretmen yetiştirme kurumlarına sahibiz, şu anda tüm öğretmenlerimiz üniversite mezunu.  Bilişsel olarak en nitelikli öğrenciler, dünyadan, Türkiye'ye gelirdi. Şu sorunlarla karşı karşıyayız, tam Türkiye nitelikli öğretmen yetiştirmeye başladı, sınıf sorununu, derslik meselesini çözdü—Türkiye'de 650 bin derslik var. 60 bin okul var. 10 bini özel. Akla hayale zarar devasa bir sistem. Yapısal sorunlar tam çözüldü derken dijital dönem geldi. Tüm algılarımızı, öğrenme ve öğretme biçimlerimizi değiştirdi. İkinci temel devrim beyin araştırmalarıyla geldi. 2000 yılından sonra doğan nesil, dinlemiyor, görsel öğreniyor. Ders dinlerken beyni uykudakinden daha az aktif. Bu yüzden son on yıldır derin öğrenme diyoruz. Kanadalı bir bilim insanı deep learning diye söylüyor.Eğitim, kişinin içine yolculuğu; öğrencinin kendi ruh ufkuna, öğretmenin kendi ruh ufkuna, ülkenin kendi ufkuna yürümesi ile ilgili bir şeydir. Bir tür özgürleşme süreci olarak tanımlayabiliriz. Kişinin kendisini tanıması, iyi bir öğretmenin olmanın ön koşuludur."

Turan, öğrencinin kalbine ne konulduğunun akademik başarıdan önemli olduğunu vurguladı.



Haber : H Aksakal

Abone Ol