GÜNDEM

EĞİTİMLİ ANNE EĞİTİMİ OLUMLU ETKİLİYOR

Eski Kocaeli Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cevat Celep, "annenin eğitim düzeyi yükseldikçe çocukların daha demokratik şekilde düşünme eğiliminin arttığı ortaya çıkıyor. Aile içi fiili veya sözlü şiddet arttıkça, çocuğun bilişsel gelişiminin azaldığı ortaya çıkmış dedi.

Abone Ol

Eski Kocaeli Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cevat Celep, "annenin eğitim düzeyi yükseldikçe çocukların daha demokratik şekilde düşünme eğiliminin arttığı ortaya çıkıyor. Aile içi fiili veya sözlü şiddet arttıkça, çocuğun bilişsel gelişiminin azaldığı ortaya çıkmış dedi.

Prof. Dr. Celep, Kdz Ereğli'de Bülent Ecevit Üniversitesi Ereğli Eğitim Fakültesi'nce Öğretmenler Günü dolayısıyla Erdemir Kültür Merkezi'nde düzenlenen " 21. Yüzyılda Bilgi Paylaşım Kültürünü Geliştirmede Öğretmenin Rolü" başlıklı konferansta, bireylerin amaçlarının, yaşantıya bakış açılarının onların çabalarını etkilediğini söyledi.

Teknoloji üretmeyen bir toplum başka bir toplumun ürününü kullanırsa ona kendi kültürünü yükleyeceğini ifade eden Celep şöyle konuştu:

"Cep telefonunun icat edilme amacı kablolu telefonun olmadığı yerde istenilen kişiye ulaşabilmektir. Cep telefonunu Finlandiya icat etti ama biz onlardan çok cep telefonuna sahibiz. Cep telefonu değiştirme hızımız altı aya çıkmış. Biz cep telefonunu niye kullanıyoruz? İstenmeyen şekilde kullanıyor muyuz? Teknolojik ürünü üretmeyen bir toplum, o ürünü kullanırken zarar görebilir. Çünkü ona kendi amaçlarını yükler ve bu da zararlı olabilir. Gençlerimiz cep telefonunu amacı dışında kullanabiliyor.

Ailede, sokakta, devlet bürokrasisinde ilk başvurduğumuz yöntem, öğretmense deneyimli bir öğretmene sormaktır. Okula yeni atanan bir müdür arşive bakarak eski müdür ne yapmış diye bakar. Bir bilene başvurmak zihnimizi kullandığımızın bir göstergesi değildir. Onun yaptığını biz tekrarlıyoruz. Bir sorunla karşılaştığımız zaman en kestirme yol önceki deneyimlerden yararlanmaktır, bu da bizim gelişmemizi engelleyen bir unsurdur.

Sırtımızı bir otoriteye bağlarız. Bu anlayış evde de, sokakta da, ne yazık ki sınıfta hüküm sürer. Bir tarafın üstünlüğünü kabul etmemiz söz konusudur. Bunu kabul ettiğimiz zaman bireyin kendisini geliştirmesi mümkün olamıyor.

Eski aile araştırma kurumunun yaptığı bir araştırmaya göre, evdeki çocuklar arasında en büyük olanın küçük kardeşe bakma sorumluluğu verildiği ortaya çıkmış. Ailede çocuk sayısı arttıkça, beklenen itaat oranı artıyor. Çünkü çocuğa ayıracak zaman azalıyor. Babanın değil, annenin eğitim düzeyi yükseldikçe çocukların daha demokratik şekilde düşünme eğiliminin arttığı ortaya çıkıyor. Aile içi fiili veya sözlü şiddet arttıkça, çocuğun bilişsel gelişiminin azaldığı ortaya çıkmış. Çünkü şiddet bir sorun çözme biçimidir. Annesinin ve babasının tartışmasında babasının şiddet kullanması çocuk için bir modeldir. Bu da çocuğun bilişsel gelişimini olumsuz etkiliyor. Bu bizim toplumsal yapımızda şu veya bu şekilde var."

"EN ÖNEMLİ MESELE EĞİTİMCİLERİN EĞİTİMİ"

Ereğli Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Azar, konferansta yaptığı açış konuşmasında bir ülkede öğretmenliğin meslek oluşunun devletin öğretmen için yetiştirme ve çalışma ölçütleri koymasıyla gerçekleştiğini belirterek şunları söyledi:

"Geçmişten günümüze öğretmen yetiştirmede ortaya konulan ve uygulanan ölçütlerin çoğu zaman karmaşık, çelişkili ve yetersiz olduğunu görüyoruz. Öğretmenlerin hizmet öncesi eğitimleri sırasında iyi yetiştirilmeleri ve aldıkları eğitimlere uygun olarak branşlarında çalışmaları, hak ettikleri eğitim öğretim ücretleri ile ücretlendirilmeleri, öğretmenlerin bu rollerini yerine getirmede en önemli etken olarak görülmelidir.

Gelişmekte olan ülkelerin en önemli sorunlarından biri de eğitimin küreselleşme sürecine paralel olarak geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasıdır. Çünkü gelişmişliğin boyutlarından biri de yetişmiş insan gücüdür. Eğitimimizin içinde bulunduğu kısır döngü ve tarihi yanılgı, bir ülkede ekonomik, siyasal, hukuksal alanlarda ne kadar reform yapılırsa yapılsın, o ülkenin en büyük insan unsuru kendi kendine düşünebilen, yaratabilen, girişimci, yüksek nitelikli yurttaşlar olarak tüm yönleriyle eğitilmeden yapılan çalışmaların çıkmaza gireceği gerçeğinin göz ardı edilmesinde yatmaktadır. Nitelikli ve gerçek öğretmenlere sahip olmayı temel eğitim sorunumuz olarak görmedikçe eğitimin toplumsal gelişmemize gerçek bir katkısı olacağını düşünmek hayal olur.Çünkü herhangi bir ülkede, öğretmenler ve öğretmenlik mesleği yeterli güç ve niteliğe ulaşmadıkça o ölkede en iyi eğitim sistemi ve en yüce eğitim araçları da bulunsa bunlar gerçekleşemez."

Konferansı Karadeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Hasan Doğan, Ereğli Belediye Başkanı Hüseyin Uysal, Ereğli Cumhuriyet Başsavcısı Mesut Konuk, Ereğli ve çevre ilçelerde eğitim veren yüksekokul yöneticileri ve Eğitim Fakültesi öğrencileri dinledi. Konferansa ilginin yeterli düzeyde gerçekleşmediği dikkat çekti.




Haber : Değişim Haber Merkezi

Abone Ol