İSTİKLAL MARŞIMIZ 104 YAŞINDA…
Türkiye Cumhuriyeti'nin nasıl kurulduğunu anlatan, Atalarımızın yaşadıklarını bize hissettiren İstiklal Marşı'nın Kabulünün 104. yıl dönümünü kutluyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti'nin nasıl kurulduğunu anlatan, Atalarımızın yaşadıklarını bize hissettiren Ulusal Marşımız İstiklal Marşı'nın Kabulünün 104. yıl dönümünü kutluyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti'nin en önemli egemenlik sembollerinden İstiklal Marşı'nın kabulünün yıldönümü ve Milli Şair Mehmet Akif Ersoy'u anma günü dolayısıyla tüm yurtta etkinlikler düzenlenecek. Ersoy'un İstiklal Marşı'nı yazması sürecinde gösterdiği büyük vatanperverlik, bugün her zamankinden daha büyük bir anlam ifade ediyor.
Tarih boyunca sayısız destanlar yazmış olan kahraman milletimizin, vatanımızın bağımsızlık ve hürriyeti için göstermiş olduğu büyük fedakârlığın timsali olan İstiklal Marşı, Türk milletinin vicdanının ortak sesi, yurt ve bayrak sevgisinin, özgür ve bağımsız yaşama tutkusundan ödün vermeden, haksızlıklara karşı dimdik ayakta durarak yeniden var olma mücadelesinin ölümsüzleştirildiği eşsiz bir destandır.
İŞGAL ALTINDA MİLLİ YARIŞMA...
Osmanlı Devleti'nin bir milli marşı yoktu. 23 Nisan 1920 tarihinde kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılmasından hemen sonra Milli Eğitim Bakanlığı, İstiklal Savaşı'nın anlam ve önemini belirtecek ve yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bağımsızlığının sembolü olacak milli bir marşı yazılması için girişimlere başladı.
Bu amaçla1921 yılının başında bir yarışma açılmasına karar verildi. Yarışma sonucunda toplanan şiirlerden en güzeli Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Milli Marşı olarak kabul edilecek. Ayrıca yarışmanın sonucunda kazanan şahsa o dönemin şartlarında gerçekten çok büyük bir meblağ olan 500 Tl civarında bir para ödülü verileceği bildirildi.
Bu kampanya çerçevesinde ülke genelinde duyurular yapıldı ve katılımın fazla olmasının temini amacıyla önlemler alındı. Türkiye o dönemde işgal altında bulunduğundan ve iletişim olanaklarının sınırlı olması, okuryazar oranının düşüklüğü nedeniyle katılım beklendiği gibi düşük oldu ve 724 adet şiir aday olarak gönderildi.
Maarif Vekaleti (Milli Eğitim Bakanlığı) bünyesinde bu şiirleri değerlendirmek için kurulan komisyon yarışmaya katılan 724 şiiri teker teker okudu ve içlerinden 6 adet şiir elemeyi geçip Meclis Matbaası tarafından bastırılıp milletvekillerine dağıtıldı.
YARIŞMAYA SON ANDA KATILAN, OYBİRLİĞİYLE SEÇİLEN ŞİİR
Milli Şair Mehmet Akif Ersoy bu dönemde kendisi milletvekili olduğundan ve yarışmadaki para ödülü nedeniyle yarışmaya katılmak istemedi. Dönemin Maarif Vekili Hamdullah Suphi Tanrıöver, Mehmet Akif Ersoy'a, para konusunun çözümlenebileceğini, mutlaka yarışmaya katılması gerektiğine dair mektup yazdı.
Mehmet Akif Ersoy "Ben mebusum, müsabakaya katılmam. Ayrıca çok istiyorsanız da bir şiir yazıp size veririm" diyerek para konusundaki hassaslığını açıkladı. Akif daha sonra evinde bir şiir yazarak "Kahraman ordumuza" ithaf ettiği şiiri, Maarif Vekaleti' ne iletti. Çok beğenilen bu şiir seçilen 6 şiire ilave olarak yarışmaya katıldı. Yapılan oylamalar sonucunda yarışma sonuçlanmış, en beğenilen ve anlamlı şiir olarak Maarif Vekil Hamdullah Suphi Bey tarafından okunan Mehmet Akif Ersoy'un yazdığı şiir büyük tezahürat ve alkışlar eşliğinde, oybirliği ile yarışmanın birincisi olarak 12 Mart 1921 tarihinde seçildi.
PARA ÖDÜLÜNÜ ALMADI...
Marşımızın kabulünün üzerinden bir kaç gün sonra Meclis yetkilileri yarışmanın birincisine verilmesi icap eden para ödülünü vermek üzere Mehmet Akif Ersoy'a giderler. Ersoy "Ben müsabakaya girmedim. Bu para benim hakkım değildir ve bana aitte olamaz" sözleri ile ödülü tekrar reddetti.
Meclis yetkilileri bunun üzerine "Bu parayı devletimizin kasamızda tutamayız. Lütfen siz alın, isterseniz bir yere bağışlarsınız" diyerek yarışma ödülünü Mehmet Akif Ersoy'a teslim ettiler.
Mehmet Akif Ersoy bunun üzerine yarışmadan kazandığı ödülü hastanede yatmakta olan Kurtuluş Savaşı Gazilerine bağışladı.
"Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak" mısrasıyla başlayan İstiklal Marşı, yazılışındaki vatansever duygular ve aydın sorumluluğuna uygun olarak, Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Milleti'nin bağımsızlığının ve bağımsız yaşama iradesinin en büyük sembolü olarak gönüllerde vazgeçilmez yerini almıştır.
İSTİKLAL MARŞI
Kahraman Ordumuza
Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak,
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül; ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal…
Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklal.
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım,
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım.
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım,
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
“Medeniyet” dediğin tek dişi kalmış canavar?
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın,
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk’ın,
Kim bilir, belki yarın belki yarından da yakın.
Bastığın yerleri “toprak” diyerek geçme, tanı,
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır atanı,
Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda.
Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.
Ruhumun senden İlahî, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar, ki şehadetleri dinin temeli,
Ebedî, yurdumun üstünde benim inlemeli.
O zaman vecdile bin secde eder, varsa taşım,
Her cerihamdan, İlahî, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruhumücerret gibi yerden naaşım,
O zaman yükselerek arşa değer belki başım.
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal.
Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklal.
Mehmet Akif Ersoy
Haber : Çiğdem Koç
ETİKETLER : Yazdır