RÖPORTAJ

KALİTE VE GÜVEN BİR ARADA

27 Haziran 2014 Cuma günü Kdz. Ereğli'de açılışını yapan Moda Park mağazasını yakından tanımak istedik. 2014 yaz modası ile ilgili merak ettiğiniz her şeyi konuştuk. Farklı çizgileri tercih edenleri birçok marka ve çeşitleriyle buluşturan Moda Park mağazası kendine özenenleri farklı bir konseptle buluşturmuş. Moda Park mağazasına girdiğinizde çekici konseptin yansıması her reyonda geç gelen yaz sezonunu adeta gökkuşağının tüm renkleriyle birleşmiş.

Abone Ol

Pontic Prince'in sahibi, asıl mesleği avukatlık olan, hukuk fakültesini bitirdiği günden bu yana sadece modayla uğraşması Şeref VURAL'ın tüm Türkiye tarafından tanınmasını sağlamış. Büstier-etek, Büstier-pantolon'a, balo, nişan, söz, mezuniyet gibi özel gün kıyafetlerine birbirinden şık abiyeler tasarlıyor. Nişantaşı ve Şili'deki birçok mağazanın vitrinini süslemekle kalmamış, Karadeniz Ereğli'de MODA PARK mağazası sizleri bu özel tasarımlarla buluşturmuş.

Değişim Medya: Mağazacılık... Kaç yılından itibaren giyim sektöründesiniz? Sektöre girişiniz hakkında neler söyleyeceksiniz?

Moda Park: 1998 yılından itibaren eşimle birlikte mağazacılığa başladık, daha önce butik mağazacılık yapıyorduk.

Bizim için doğru tanım butik mağazacılığıdır. Daha önce butik daha yaygındı. Özel müşterinizle, müşterinizin neler giydiğini düşünerek, zevkini bilerek, müşterinize özel hitap ettiğiniz şeye 'Butik' deniliyordu. Biz mağazacılıktan ziyade, doğru tanımı ile butik mağazacıyız. Müşterimizi tanıyan, müşterimizin tercih ettiği ürünleri yeni trendlerle buluşturarak, bir nevi müşterimizin hizmetine sunmaya çalışıyoruz. Mağazacılıktan ziyade 'Butik Mağazacıyız' biz.


Değişim Medya: Mağazacılık anlayışı hakkındaki görüşlerinizi bölgemiz açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?

Moda Park: Karadeniz Ereğli'de mağazacılık açısından başarılı, yerli firmalar görmüyorum. Çünkü mağazacılık sürekli yenilik isteyen, sürekli gelişmecilik isteyen bir iş. Bugün görsel diye kabul edilen, vitrinlerinizi haftada bir, ayda bir veya mevsimsel olarak arka fonlarıyla beraber değiştirmek. Sadece mankenlerin üzerindeki kıyafetleri değil, vitrinde bir tema oluşturmak, mağazanın içerisinde sadece bir fotoğrafı duvara asmak değil, renk geçişleriyle beraber müşteriye bir kombine sunabilmek. Müşteri daha mağazadan içeri girerken askıda kombinesini içeride görme hallerini hazırlayabilmektir asıl taban. Bugün mağazacılıkta; Amerikan sinemalarında Oscar ödüllerini neye veriyor dikkat ettiniz mi hiç! Başroldeki oyuncu dışında..En iyi yönetmen, en iyi sanatçı, en iyi ses , en iyi efekt, en iyi görüntü branşlarında da Oscar ödülleri veriliyor. Dolayısıyla mağazacılık göze ve kalbe hitap ettiği için, görsel dediğimiz; göze hitap eden ışık sistemi çok önemli, ses düzeni, renk geçiş kombinasyonları çok önemli. Müşteri mağazada her standı, her reyonu gezmektense, ne aradığını, askıda giyebileceği birkaç kombineyi renk bütünlüğü ile birlikte sunabilirseniz alışverişi daha da kolaylaştırmış olursunuz. Ereğli'de yerli işletmeciler manasında profesyonelleşmiş mağazacılar pek göremiyorum.

Bir de şunu eklemek isterim. Biliyorsunuz üç büyük firma Türkiye pazarına hakim. Ereğli'de de üç büyük firma var Ereğli'de de hakim. Bunlar İstanbul merkezli. Lcw, Koton, Defacto. Bunlar marketing denilen sisteme geçmiş durumdalar. Bu marketing denilen sistemde size 'hoşgeldiniz' diyen bir personel bile bulunmaz. Müşteri burada alışveriş sepetleri dediğimiz veya çantaları dediğimiz çantaları alırlar, prova odalarında tercih ettikleri ürünleri kendileri denerler. Sadece kasaya gelip, kasada ürünün fiyatını öderler. Burada asla bir satış danışmanı eşliğinde servis almazlar. Oysa bizler gelenekle beraber yani butik mağazacılıkla bu mağazacılığı buluşturmaya çalışıyoruz. Bir taraftan kurumsallaşmaya çalışırken bir taraftan da geleneksel yapımızı bozmadan ikisini buluşturup hizmet etmeye çalışıyoruz.

Değişim Medya: Moda Park olarak hangi markalarla çalışıyorsunuz, bu markaları tercih etmenizin sebebi nedir? Müşterilerinizin Moda Park ile arasında kurulan bağı açıklar mısınız?

Moda Park: Tercih etmeye çalıştığımız ürünler zaman zaman ayakta kalabilmek adına ticari düşünüyoruz. Bazı dönemlerde bazı firmaların, giyim gruplarının öne çıktığını görüyoruz. Öncelikle 'AVVA' adında çok iyi bir marka ile çalışıyoruz. Son yıllarda tesettür giyimi ön plana çıkmıştı. Buna biraz ağırlık verdik. Özellikle burada tesettür deyince babaannelerimiz, ninelerimiz, annelerimizin giydiği tesettürden ziyade daha modern, renkli kesimleri taşıyan, muhafazakâr yapıyı da zedelemeden, çağdaşlığı da yakalayabilen genç tesettür dediğimiz gruplarla çalışmaya çalıştık. Bunun öncülüğünü bugüne kadar 'Armine' markası başarıyla temsil etti. Biz de bu giyimin bayiliğini yapmaya çalıştık. Yine aynı şekilde kamuda başörtüsünün serbest kalmasıyla birlikte, bu alanda biliyorsunuz tesettür firmaları eskiye nazaran daha çoğalmaya başladılar. Bununla beraber tesettür demek; bazı insanlar başını örtmüyor ama tesettür kadar da giyiniyor. Sadece çalışan bir bayan, saçı açık ama giydiği kıyafetlere dikkat ediyor. Saçın açıklığı dışında diğer kıyafetleri tesettürlüden daha dikkatli giydiğini görüyoruz. Bu alanlarda 'Aker' markasında bir firmamız klasik bayan dediğimiz, özellikle hem çalışan bayana hitap ediyor. Tesettürde ben bir alçımı daha getireyim. Muhafazakâr, geleneksel giyinen hem çalışan bayan şıklığını kazandıran tarz. 'Aker' firmasıyla çalışıyoruz. Bundan da çok memnunuz. Bunun da müşteri farkında. Bunun dışında son yıllarda 'çalışan kadının' daha önce Ereğli'de başarıyla temsil eden 'Journey' firması var. Daha önce 'Journey' firmasını çalıştıran arkadaşlarımızın bu işi bırakmasından sonra biz 'Journey' firmasıyla çalışmaya başladık. 'Journey' firması özellikle bankacı bayanların, kamuda çalışanların dikkatini çeken, tercih ettiği bir marka. Koleksiyonumuzu daha da artırarak, kış sezonuna hazırlanacağız. Bunu da buradan ilgilenen müşterilerimize bildirmek isterim. Onun dışında bazı abiye gruplarımız var. Özel tasarımla çalıştığımız, örneğin; televizyonlarda ismini duyduğunuz birçok modacıya ön ayak olmuş, birçok kişiye hocalık yapmış "PONTİC PRİNCE" Şeref VURAL var.

Erkek giyime de girmiş bulunmaktayız. "Comienzo" yeni bir İzmir firması. Atölyeleri tamamen yeni kurulmuş, makineleri tamamen yeni. Dolayısıyla bu da yerli kumaş kullandıkları için iyi işçilik çıkıyor. Yerli kumaşla iyi işçiliği birleştirdiğiniz zaman bugün Türkiye'deki gerekli birçok marka Vakko, Beymen gibi firmalardan daha iyi ürünler çıkartıyorlar. Çünkü atölye yeni, İzmir daha bu işin ticari boyutunu kapmamış, kendini ispatlamakla uğraştığı için kaliteli işler çıkartıyor. Biz müşterimiz bir ürünü kullanmadan müşteri kazanamayız. Bizden bir ürün alıp kullanması gerekiyor. Kalite ve güven bir arada demek mümkün.

Yeni yeni övgüler duymaya başlıyoruz. Geçenlerde bir müşterimiz sosyal medyadan eşime yazmış; 'hem güler yüzünüze, hem ürünlerinize çok teşekkür ediyorum' bu beni çok mutlu etti.


Değişim Medya: Son yıllar içerisinde, moda eskiye dönüşünü yaşıyor. Müşterilerinizin 'eski' çizgi, modelleri kabullenme zorluğu ile karşılaşıyor musunuz? Tercih etme oranları yüzde kaç? Bu bağlamda Moda Park müşteri açısından nasıl bir köprü kuruldu?

Moda Park: Özellikle geçen sene puantiyeli ve çizgili pijamayı andıran pantolonlar çok öndeydi. Puantiye ve çizgililer zaman zaman modacıların, stilistlerin, tasarımcıların sıkıştığı zaman geçmişe başvurarak kendine bir çıkış bulurlar. Geçen sene de bunu izledik. Ayrıca moda aslında bugün moda dediğimiz şey bir tarafta güncelliği, zamanı yakalarken bir taraftan da geçmişe alıntı yaparak getiriliyor. Örneğin; erkek giyimde 5-6 sene önce iki düğmeli takım elbise giydiremezdiniz. Ama dikkat edin 50'li- 60'lı yıllarda eski Türk filmlerine bakın, iki düğmeli ve inanılmaz bugün gençlerin slim fit, bady fit dediği o dar kalıplar, İtalyan kalıpları görebiliyoruz. 4-5 sene öncesi çok yadırganmıştı. Bugün tam tersi 3 düğmeli kalsik dediğimiz takım elbiseyi kimse istemiyor. Şaşırtıcı bir kabulleniş ile karşılaşıyoruz. Bayanlarda görüyorsunuz, dolgu topuk. Bu her sene böyle olur. Aslında gördüğüm şey şu; moda kendini yenileyemiyor. Neden..Bir kumaştan ne kadar çeşit yapabilirsiniz? Ve bugün bu alanda gerek ulusal gerek global düşündüğümüz zaman binlerce marka rekabet ediyor. Bir kumaştan ne kadar çeşit üretilebilir? Veya ne kadar renge sahibiz? Dolayısıyla herkes geçmişten alıntı yapmak zorunda.

Ama ben şunu takdir ediyorum tabi. Geçmişle günümüzü bulunduran renkleri birleştirdiğiniz zaman, biraz unutulan şeyler hatırlatıldığı zaman buna moda diyoruz. Veya yeni trend, yeni eğilim diyoruz. Bu noktada da bu sene birçok rengi görebiliyoruz kumaşlarda. Tesettürden bir örnek vereyim; biz tesettürde son 5- 6 yıla kadar siyah, kahve, lacivert renk dışında bir şey satamazdık. 4-5 sene önce pudra tonunda pardösüler gelmişti, biz de yadırgamıştık. Firma pudra rengi pardösüler çıkarmıştı. Bunları nasıl satacağız, imkânsız. Bir de müşterilerimizden, çevreden tepki alırız diye düşünmüştük. İlk sezon gerçekten satamadık. Ama ikinci sezon biraz gözler alışınca inanın en çok satan renk pudra olmaya başladı. Bugün ise satmayan tek renk siyah. Gerek erkek, gerek bayanda satmayan tek renk, evet siyah. Büyük beden bayanda bile bu geçerli. Artık firmalar şunu kabul ettirdi ve bizler de kabul ettik. Renkli giyinmek. Biraz hayatımıza renk katmak. Kendimizi pozitif hissetmek adına yaz ayları girer girmez, baharla, yazla bizler bile o kalıplarını hiç kırmayan, o tabularını hiç yıkmayan bizler bile artık bunu kabul ettik. Hiç kullanmayacağımız renkleri kullanıyoruz. Renkli ayakkabılar, renkli gömlekler giyiyoruz. Pozitif şeyler de olmaya başladı diye düşünüyorum.

Değişim Medya: Moda Park olarak abiye elbiseleriniz hakkında neler söyleyeceksiniz? Özel geceler, balolar için Moda Park istenilene cevap verebiliyor mu?

Moda Park: "PONTİC PRİNCE" firmasının sahibi Şeref VURAL. İstanbul'da bu işin öncülüğünü yapan 'Herman' adında bir yahudinin "ALFA BETA" diye Türkiye'nin en büyük gece kıyafetleri üreten ve bugün Cemil İPEKÇİ'nin, Yıldırım MAYRUK'un yanından yetiştiği firmadan ayrılan bir isim "Şeref VURAL". Giyinmeyi seven, kaliteli çevrelerde de çok ciddi karşılıklar buluyor, bugün Nişantaşı'nda mağazalar "PONTİC PRİNCE" markasını tercih ediyor. Dolayısıyla biz de Ereğli'de kaliteli işler yapmaya çalışıyoruz. Onun tasarımlarından biz de mağazamız da bulunduruyoruz. Biz bu işin ticarisinden çok aldığımız ürünlerimizi o kadar çok seviyoruz ki müşterimize hitap etmesi bu yüzden çok önemli.

Abiyelerde de; büyük beden abiyelerden, mezuniyete ortaokul, lise mezunlarına kadar, nişan, yemek toplantı her türlü abiyelerimiz mevcut.

Değişim Medya: Bir sohbetimizde özel tasarım yapan bir isimle çalıştığınızı hatta ünlü sanatçılara sahne kostümü diktiğini ve bu elbisenin aynısının mağazanızda bulunduğunu söylediniz. Bu tarz bir çalışma vizyonunuz mu, tercih nedenini öğrenebilir miyiz?

Moda Park: Biz yıllardır ürün almaya giderken kendi beğenmediğimiz ürünü müşteriye kesinlikle sunmuyoruz. Yaz ve kış yılda iki sezon yaşıyoruz. Beğeni için de takdir edersiniz ki, birçok firmayla çalıştığımız için eleyerek, çıtası yüksekte olanları seçmeye çalışıyoruz. Buradaki cadde müşterisine göre gözümüz biraz farklı olabiliyor. Kaliteyi, iyi şeyleri arıyoruz. Özel tasarımlarda şunu görüyoruz. Özel tasarım bir sanat işi. Bir ressamın duygusunu resme döktüğü gibi. Kıyafetlerde de bu tasarımcıların, sanat gibi düşünerek bir düğmeyi nereye dikeyim diye 48 saat düşünen tasarımcı arkadaşım var. Şu fermuarı oraya dikeyim diye kafaya takıp 3-4 gün uyumayan arkadaşlar var. Veya şu kıyafette hangi tonları tercih edeyim diye 1-2 ay sürekli deneme yapan arkadaşlar var. Müşterinin bir saniyede bakıp geçtiği ürünler arkasında 2-3 aylık emeklerin olduğunu gözler önüne seriyor. Uykusuzluk, el emeği, kumaş tercihleri, kafa yormalar var. O insanları tanıdığınız zaman saygı duyuyorsunuz. En kötü sandığınız, beğenmediğiniz ürüne duyulan saygı bile anlatılmaz ancak yaşanır. Baskın markaların yarattığı müşteri kitlesi bizim ne yapmak istediğimizi anlayamayabilir. İşin mutfağından haberdar değiller. Size kendimizi anlatma fırsatı bulduk. İşin arkasındaki emeği, mutfak denilen bölümü sizin aracılığınız ile anlatma fırsatı bulduk. Bugün ben size şahsım, mağaza işletmecilerim, mağaza müdürüm ve eşim adına size teşekkür ediyorum. Evet, bu bir vizyon demek sanırım en doğru kilit sözcük, anahtar müşterilerimizin elinde.


Değişim Medya: Mağazanız Moda Park Kdz. Ereğli'ye hayırlı, uğurlu olsun. Son olarak Değişim okurlarına mesajınızı alabilir miyiz?

Moda Park: Çok teşekkür ediyorum. Bizlerin burada müşterimize bile ifade etme şansı bulmadığımız bir fırsat verdiniz bize. Ne düşündüğümüzü, ne yapmak istediğimizi sorularınızla anlatma imkânı bulduk. Size tekrar çok teşekkür ediyorum. Değişim Medya okuyucunuz, dinleyiciniz ile Ereğli halkı ile bizleri bu manada buluşturdunuz.



Haber : Değişim Medya Haber Merkezi

Abone Ol