ADD Kdz. Ereğli Şube Başkanı E.Semih Özkök kamuoyuna açıklama yaptı...
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ KARADENİZ EREĞLİ ŞUBESİNDEN KAMUOYUNA DUYURU
TBMM Başkanlığı, 17 Kasım 2011 Perşembe günü, TBMM çatısı altında “I. Abdülmecit’in 150. Ölüm Yıldönümünü Anma Toplantısı” düzenlemekteymiş.
Tarihi bile illüzyonla topluma yutturmak isteyenlere tarihle olan cevabımız da şudur; : Sultan 1. Abdülmecit 26 Haziran 1861 yılında vefat etmiş dolayısıyla, ölümünün 150. yılı bu yılın Haziran ayında geride kalmıştır. Doğum tarihi ise 25 Nisan 1823 tür. Tahta çıkmasının yıldönümü ise 1 Temmuz 1839 dur.Dolayısıyla bu anma ne doğum yıldönümü ne de ölüm yıldönümü il ilgili olmayıp 150. yıl anma etkinliği için belirlenen 17 Kasım Tarihinin seçimi Sultan Vahdettin’in ülkeyi terk ettiği tarihtir ve TBMM’nin saltanatın kaldırılması kararının hemen arkasından gerçekleşmiştir.
Bu eylemin en hafif açıklaması Cumhuriyetle Hesaplaşmanın getirildiği son perdedir.Ancak bu hesaplaşmanın adım adım geldiğini görmemek için kör olmak gerekli idi.
29 Ekim törenlerinin bir genelge ile kaldırılması, 2008 yılının 19 Mayıs törenlerinde Kurtuluş savaşının başladığı gün ile ilgili tek bir veciz sözün yer almayıp , sadece yürülüğe giren sigara yasağı kanununun tanıtımının yapıldığını unutmayınız.
Türk Ulusu, Batı Emperyalizminin hem yurdunu paylaşmak, hem de kendisini tutsaklaştırmak girişimine Ulusal Kurtuluş Savaşıyla karşılık vermişti.
Bu süreçte, Türk Ulusu, kendi oluşturduğu TBMM eliyle ulusal egemenliğini “kayıtsız ve şartsız” kullanmaya başlamış, Batı Emperyalizminin işbirlikçiliğine soyunma alçaklığına düşmüş Osmanlı Hanedanının saltanatına da son vermişti.
Sonuçta, tarihsel niteliklerine de uygun olarak, bağımsız ve özgür yaşama yolunu seçmişti.Artık Türk Ulusu, yaşamını bir çağdaş insan ve yurttaş topluluğuna yakışır biçimde kendi iradesiyle düzenleyecek ve sürdürecekti.
Bilindiği gibi, özellikle çok partili yaşama geçiş sonrasının siyasal iktidarlarınca kimi olumsuz uygulamalara araç edilmiş olsa da, TBMM özünde Türk Ulusunun egemenliğini temsil sorumluluğunu onurla taşımıştır.Ancak, şimdi bu sözde “anma” toplantısı, hem TBMM’nin hem de Cumhuriyet Tarihimizin bir kırılma noktasına geldiğini göstermektedir.
TBMM, hem Ulusal Kurtuluş Savaşının öncü Gazisi, hem de Türk Ulusunun tam bağımsızlık ve özgürlük çatısı olma işlevine karşıt bir amacın araçlığına Meclis Başkanlığınca sürüklenmiştir. TBMM, “Egemenlik Kayıtsız ve Şartsız Milletindir” makamı niteliğini ortadan kaldırarak, varlığının meşru sonucu olan “Osmanlı Saltanatını Kaldırma Kararı”nı da yalamış duruma düşürülmektedir.
Bu girişim göstermektedir ki, Türk Ulusunun Cumhuriyete çağdaş yurttaşlık temelindeki bağlılık ve birlikteliğinin yerine, ümmetliğe ve “Yeni Osmanlıcılık” özlemleriyle dillendirilen saltanata dönüş hevesleri hem de TBMM çatısı altında ortaya konulmaktadır.
“Egemenlik Kayıtsız ve Şartsız Milletindir” ilkesinin yazılı olduğu TBMM kürsüsünde oturan TBMM Başkanının, bu girişimiyle hem ulusal iradeye, hem de Anayasal sorumluluklarına aykırı bir konuma düştüğü açıktır.Ulusal egemenlik, bağımsızlık ve özgürlükten yana olan tüm yurttaşlar, ulusal örgütler toplumu yüz yıl geriye götürme girişimine karşı güçlerini birleştirerek karşı durmalıdırlar.
Tüm siyasi partiler ve siyasetçiler seçimlerini yapmalıdırlar. Ya bağımsızlık ve cumhuriyet değerlerinden yana olunacak, bunun için mücadeleye katılacaklardır ya da toplumu yüz yıl geriye götürecek bu girişimlere seyirci kalacak, sürecin vebalini omuzlarına alacaklardır.
Başta Atatürkçüler olmak üzere tüm yurttaşların, gelişmeleri yakından izleyip olağan bir anma etkinliğiymiş gibi gösterilen, ama özünde Cumhuriyet ve Cumhuriyet kazanımlarıyla hesaplaşma amacı güden bu tür girişimlere karşı kararlılıklarını ortaya koymaları gerekmektedir.
Atatürkçü Düşünce Derneği Karadeniz Erğli Şubesi Yönetim Kurulu Adına
Başkan Emin Semih ÖZKÖK
TBMM Başkanlığı, 17 Kasım 2011 Perşembe günü, TBMM çatısı altında “I. Abdülmecit’in 150. Ölüm Yıldönümünü Anma Toplantısı” düzenlemekteymiş.
Tarihi bile illüzyonla topluma yutturmak isteyenlere tarihle olan cevabımız da şudur; : Sultan 1. Abdülmecit 26 Haziran 1861 yılında vefat etmiş dolayısıyla, ölümünün 150. yılı bu yılın Haziran ayında geride kalmıştır. Doğum tarihi ise 25 Nisan 1823 tür. Tahta çıkmasının yıldönümü ise 1 Temmuz 1839 dur.Dolayısıyla bu anma ne doğum yıldönümü ne de ölüm yıldönümü il ilgili olmayıp 150. yıl anma etkinliği için belirlenen 17 Kasım Tarihinin seçimi Sultan Vahdettin’in ülkeyi terk ettiği tarihtir ve TBMM’nin saltanatın kaldırılması kararının hemen arkasından gerçekleşmiştir.
Bu eylemin en hafif açıklaması Cumhuriyetle Hesaplaşmanın getirildiği son perdedir.Ancak bu hesaplaşmanın adım adım geldiğini görmemek için kör olmak gerekli idi.
29 Ekim törenlerinin bir genelge ile kaldırılması, 2008 yılının 19 Mayıs törenlerinde Kurtuluş savaşının başladığı gün ile ilgili tek bir veciz sözün yer almayıp , sadece yürülüğe giren sigara yasağı kanununun tanıtımının yapıldığını unutmayınız.
Türk Ulusu, Batı Emperyalizminin hem yurdunu paylaşmak, hem de kendisini tutsaklaştırmak girişimine Ulusal Kurtuluş Savaşıyla karşılık vermişti.
Bu süreçte, Türk Ulusu, kendi oluşturduğu TBMM eliyle ulusal egemenliğini “kayıtsız ve şartsız” kullanmaya başlamış, Batı Emperyalizminin işbirlikçiliğine soyunma alçaklığına düşmüş Osmanlı Hanedanının saltanatına da son vermişti.
Sonuçta, tarihsel niteliklerine de uygun olarak, bağımsız ve özgür yaşama yolunu seçmişti.Artık Türk Ulusu, yaşamını bir çağdaş insan ve yurttaş topluluğuna yakışır biçimde kendi iradesiyle düzenleyecek ve sürdürecekti.
Bilindiği gibi, özellikle çok partili yaşama geçiş sonrasının siyasal iktidarlarınca kimi olumsuz uygulamalara araç edilmiş olsa da, TBMM özünde Türk Ulusunun egemenliğini temsil sorumluluğunu onurla taşımıştır.Ancak, şimdi bu sözde “anma” toplantısı, hem TBMM’nin hem de Cumhuriyet Tarihimizin bir kırılma noktasına geldiğini göstermektedir.
TBMM, hem Ulusal Kurtuluş Savaşının öncü Gazisi, hem de Türk Ulusunun tam bağımsızlık ve özgürlük çatısı olma işlevine karşıt bir amacın araçlığına Meclis Başkanlığınca sürüklenmiştir. TBMM, “Egemenlik Kayıtsız ve Şartsız Milletindir” makamı niteliğini ortadan kaldırarak, varlığının meşru sonucu olan “Osmanlı Saltanatını Kaldırma Kararı”nı da yalamış duruma düşürülmektedir.
Bu girişim göstermektedir ki, Türk Ulusunun Cumhuriyete çağdaş yurttaşlık temelindeki bağlılık ve birlikteliğinin yerine, ümmetliğe ve “Yeni Osmanlıcılık” özlemleriyle dillendirilen saltanata dönüş hevesleri hem de TBMM çatısı altında ortaya konulmaktadır.
“Egemenlik Kayıtsız ve Şartsız Milletindir” ilkesinin yazılı olduğu TBMM kürsüsünde oturan TBMM Başkanının, bu girişimiyle hem ulusal iradeye, hem de Anayasal sorumluluklarına aykırı bir konuma düştüğü açıktır.Ulusal egemenlik, bağımsızlık ve özgürlükten yana olan tüm yurttaşlar, ulusal örgütler toplumu yüz yıl geriye götürme girişimine karşı güçlerini birleştirerek karşı durmalıdırlar.
Tüm siyasi partiler ve siyasetçiler seçimlerini yapmalıdırlar. Ya bağımsızlık ve cumhuriyet değerlerinden yana olunacak, bunun için mücadeleye katılacaklardır ya da toplumu yüz yıl geriye götürecek bu girişimlere seyirci kalacak, sürecin vebalini omuzlarına alacaklardır.
Başta Atatürkçüler olmak üzere tüm yurttaşların, gelişmeleri yakından izleyip olağan bir anma etkinliğiymiş gibi gösterilen, ama özünde Cumhuriyet ve Cumhuriyet kazanımlarıyla hesaplaşma amacı güden bu tür girişimlere karşı kararlılıklarını ortaya koymaları gerekmektedir.
Atatürkçü Düşünce Derneği Karadeniz Erğli Şubesi Yönetim Kurulu Adına
Başkan Emin Semih ÖZKÖK
Haber :
Bu Haber 2736 defa okundu
ETİKETLER : Yazdır
Çok Okunanlar
» Henüz BUGÜN Haber Görünmüyor