KESK’li Olmanın Onuru ve Gururuyla...
KESK’li Olmanın Onuru ve Gururuyla...
“Hak verilmez mücadeleyle alınır” ilkesini rehber edinen, sendikal mücadelenin demokrasi ve özgürlük mücadelesinin bir parçası olduğunu bilen, toplumsal cinsiyet mücadelesini her aşamada esas alan kamu emekçilerinin gerçek temsilcisi KESK’in 24. kuruluş yıl dönümü tüm emekçilere kutlu olsun!
Kökleri toprağın derinliklerine inen KESK; ulu bir çınar gibi çeyrek asır’a bir kala kamu emekçilerinin gerçek temsilcisi ve mücadele örgütü olmaya devam ediyor.
Faşizme karşı demokrasi, emperyalizme karşı bağımsızlık, savaşa karşı barış, baskılara karşı özgürlük, dinci gericiliğe karşı laiklik, ırkçılığa ve şovenizme karşı emeğin birliği ve halkların kardeşliği için mücadele eden KESK fiili ve meşru mücadele anlayışı ile yol aldı, yol almaya devam edecektir!
24.kuruluş yıldönümümüzü dünyada emekçilerin ve ezilenlerin kapitalizmin bitmek bilmeyen saldırılarına karşı itirazların giderek yükseldiği bir dönemde karşılıyoruz. Neo-liberal hegemonyaya karşı Fransa’dan Arjantin’e, Peru’dan Kolombiya’ya, Şili’ye, Ekvator’a, Lübnan’a, İran ve Irak’a kadar uzanan geniş bir coğrafyada protesto eylemleri ve halk isyanları kapitalist sistemin meşruiyetini yitirmeye başladığını da göstermektedir. Dünya halkları gelir bölüşümü adaletsizliğine, işsizliğe, yoksullaştırma politikalarına, sosyal güvenlik haklarının her gün biraz daha budanmasına, emeklilerin sistem tarafından bir yük olarak görülmesine, güvencesizliğe, kadın bedenine ve emeğine yönelik saldırılarına başkaldırıyor, itirazlarını daha yüksek sesle ifade ediyorlar.
Ülkemizde de gerici, muhafazakâr, tekçi iktidar bloğunun yıllardır uyguladığı neo liberal politikalara, gelir dağılımı uçurumuna, eğitim ve sağlık başta olmak üzere kamu hizmetlerinin sermayeye peşkeş çekilmesine, emekçilerin sefalet ücretlerine mahkum edilmesine, savaş politikalarına, laiklik karşıtı programlarına, yolsuzluğa ve yandaş kayırmacılığa karşı öfke ve isyan kar topu gibi her gün biraz daha büyüyor. Tekçi rejim öfkenin ve isyanın sokaklara yansımaması için baskılarına tüm hızıyla devam etse de korkusunu giderek gizleyememektedir.
KESK’li emekçiler olarak, emek ve barış karşıtı politikalara karşı çıktığımız, sendikal hak ve özgürlükler mücadelesini demokrasi mücadelesinin ayrılmaz bir parçası olarak gördüğümüz ve gereğini yaptığımız için geçmişten bugüne emek ve demokrasi düşmanlarının hep hedefinde olduk.
Temel hak ve özgürlükler mücadelesi yürüten, emeğin en yüce değer olduğuna inanan ve bunu yaşamlarıyla da kanıtlayan onlarca üyesini kurulduğu yıllarda faili meçhullerde yitiren KESK’in, aynı zihniyet ve ideolojiden beslenen iktidarın talimatıyla binlerce üyesi ihraç edildi, binlercesi açığa alındı.
“VARDIK, VARIZ, VAROLACAĞIZ”!
KESK’liler; Encümen-i Muallim’den TÖS’e TÖB-DER’e, TÜM-DER’e, TÜS-DER’e ulaşan, askeri darbelerin karanlığını yırtanlar içinden geçtiğimiz sivil darbe dönemin koyu karanlığını da yırtacak bir mücadele birikimine, mirasına ve onuruna sahiptirler.
Geçmişte mücadelemizi engellemeye çalışan, bizi kapı kulu olarak görenler nasıl ki tarihin çöplüğündeki yerini aldıysa, piyasa değerleri, savaşa tapan ahlakları, derin kuyular gibi uğuldayan ağızlarıyla bunlar da bir gün çekip gidecekler. Şiddet ve dehşetleriyle, emeğe, akla, bilime, kültüre, sanata düşman karanlıklarıyla çekip gidecekler.
KESK ise önüne çıkarılan tüm engellemelerle, baskılarla yaratılan kuşatmaya inat dimdik ayakta olmaya devam edecek.
Elbette emeğin, barışın, kardeşliğin dünyasını yakınlaştıracak mücadeleyi yükseltmeden bu karanlık bulutlar kendiliğinden dağılmayacak.
Emeğin hakları mücadelesi sürdürenlerin, demokrasi, barış ve özgürlük isteyenlerin önündeki engellerin hiç olmadığı kadar arttığı bugün bizim için sadece bir kutlama günü değil, mücadeleyi yükseltme günüdür.
Bunun için; yolsuzluğa, yoksulluğa, ekonomik krize ve savaş bütçesine, Suriye’de emperyalist/kapitalist blokların sürdürdükleri savaşlara, AKP’nin halkları kutuplaştıran, kamplaştıran yayılmacı, fetihçi politikalarına karşı emekçilerin ihtiyacı olan adalet, demokrasi ve barışı güçlendirmeye yönelik olarak; 8 Aralık 2019 İstanbul’da, 21 Aralık 2019 Mersin’de, 22 Aralık 2019 Diyarbakır’da ve 11 Ocak 2020 İzmir’de “Demokratik Türkiye, Halk İçin Bütçe” şiarıyla yapacağımız bölge mitinglerine katılmaya çağırıyoruz.
24.yaşımızı kutlarken; emekleriyle ve ödedikleri bedellerle bizlere bu onurlu tarihi bırakan arkadaşlarımızı bir kez daha saygıyla anıyoruz.
“Emek, Barış ve Demokrasi İçin Birlikte Mücadeleye” anlayışıyla bugünden yarına umudu ve mücadeleyi büyütmeye devam edeceğiz.
Haber : Özge Cerrah
ETİKETLER : Yazdır
Çok Okunanlar
» Henüz BUGÜN Haber Görünmüyor