KILIÇDAROĞLU, ZONGULDAK'TA ATIK SU ARITMA TESİSİ AÇILIŞINA KATILDI
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Zonguldak'taki atık su arıtma tesisinin açılışına katıldı.
<br>Açılış törenine; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Nihat Matkap ile birlikte katıldı. CHP Zonguldak Milletvekili Av. Ali İhsan Köktürk, CHP İl Başkanı Halil Furat ve partililerin yanı sıra halkın katıldığı açılış töreninde halk oyunu gösterileri sergilendi. Atık su arıtma tesisinin açılışında konuşma için kürsüye yönelen CHP Lideri için "Başbakan Kemal" sloganları atıldı.
Zonguldak'taki atık su arıtma tesisinin önemine değinen Kılıçdaroğlu, "Eğer bir kente önem veriyorsanız, kentin bütün sorunlarıyla ilgilenmek zorundasınız. Kentin yeşilliği olacak, otoparkları, parkları ve temiz bir denizi olacak. Kent kültürünü geliştirmenin temel yolu kenti geliştirmekten geçer. Belediye başkanımıza, bu olanağı sağlayan teknik ekibe, daha önce ilk adımları atan eski belediye başkanlarına ben de yürekten teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.
Açılışta, Ergenekon tutuklusu CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın mesajı da okundu. Kürsüden Haberal'a teşekkür eden Kılıçdaroğlu, batılıların Türkiye'deki demokrasiye "Hibrit Demokrasi" dediğini öne sürdü. Haberal'ın milletvekilliği için evraklarını hazırlayıp vekil seçilmesine rağmen hapisten çıkartılmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Benden önce bir mesaj okundu. Sayın Mehmet Haberal'ın mesajıydı. Dört yıldır hapishanededir. Kendisi milletvekili adayı olurken önce Cumhuriyet Savcılığı'na gitti. Cumhuriyet Savcılığı temiz kağıdı verdi; vekil olabilir diye. Evraklarını tamamladı, CHP'ye başvurdu. Aldık dosyalarını YSK'ya gönderdik. Tamamı hakimlerden, yargıçlardan olan kurul 'vekil olabilir' dedi. Aldık Başbakanlığa gönderdik. Başbakanlık Resmi Gazete'de yayınladı. Sizler teveccüh ettiniz, Haberal vekil oldu. Biz isterdik ki parlamentoya gelecek ve görev yapacak. Ama dört yıldır hapiste. Eğer bir ülkede iktidar partisi, milli iradeye saygı göstermiyorsa, halkın oylarıyla seçilen vekili hapishanelerde tutuyorsa, o ülkede demokrasi sağlıklı işlemiyor demektir. Bizdeki demokrasiye batılılar 'Hibrit Demokrasi' diyorlar. Eğer biz demokrasi diyorsak parlamentoda görev yapacaklar. Dokunulmazlıklara önce biz karşıyız. Ama millet seçti millete gelirler, işini yaparlar. Sen işini yapmayacaksın, mahkum da olmayacaksın ama hapiste duracaksın. Bu anlayışı kabul etmiyoruz. Sadece vekiller değil, eğer bir ülkede gazeteciler, yazarlar, askerler, avukatlar, üniversite öğrencileri hapishanelere dolduruluyorsa, o ülkede demokrasi ve özgürlük sorunu var demektir. Daha fazla özgürlük ve daha fazla demokrasi diye bağıracağız. Bu bizim en temel hakkımızdır. Bir siyasal iktidar milletin değerlerine, milli değerlere önem vermiyorsa, o siyasal iktidarı milletin vicdanında yargılama hakkı vardır. Bir ülkenin başbakanı bütün milletin önünde 'ben bütün milliyetçilik anlayışını ayaklarımın altına alırım' derse bütün halkın karşısına çıkması lazım. Koşullar ne olursa olsun her zaman her ortamda halka doğruları söyleyeceğim" dedi.
"ÖNCE MİLLİYETÇİLİĞİ AYAKLAR ALTINA ALDIK, SONRA TÜRKİYE
CUMHURİYETİ'Nİ TABELALARDAN İNDİRDİK"
Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda yapılan görüşmelerde birdenbire
'başkanlık sistemi'nin getirildiğini öne süren CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yüklendi. AK Parti iktidarının, en kutsal
değerleri istismar ettiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Anayasa Uzlaşma Komisyonu var. Oturuyoruz. Çağdaş özgürlükçü
bir anayasa yapmak için. Birdenbire başkanlık sistemini getirdiler.
Hazırlanacak anayasa kısa, öz ve açık olmalı. Doğru, güçler arasındaki
ilişkiler dikkat buyurunuz; 'Parlamenter sistem esas alınarak açık, net ve
anlaşılır biçimde güçlendirilmelidir' deniliyor. Tam görüşmenin ortasında
başkanlık sistemini getireceğiz diyorlar. Parlamenter sistemi güçlendirmek için
halka söz verdiler. Yalan söyleyenden başbakan olmaz. Yalan söyleyen kişi
Türkiye Cumhuriyeti'ne başbakanlık yapmaz. Milli değerlere sahip çıkacağız. Ben
merak ediyorum. Cumhuriyet diyoruz. Cumhuriyeti kuran Mustafa Kemal ve onun
arkadaşlarıdır. Kurtuluş Savaşı'nı verdiler, dediler ki; 'Bir ülkeye demokrasi
getireceksek halkın iradesi önemli' dediler ve Cumhuriyeti kurdular. Hangi
ülkeye giderseniz gidin o ülkenin milli değerlerini, o ülkenin yurttaşları
korurlar. Önce milliyetçiliği ayaklar altına aldık. Sonra Türkiye
Cumhuriyeti'ni tabelalardan sildik. Allah aşkına bu iktidar kimin iktidarıdır.
Senin o Cumhuriyet'ten alıp veremediğin nedir?Bunların kültürü takiyye
kültürüdür. Yani yalan üzerine inşa edilmiş kültürdür. Amaçlarına ulaşmak için
kullanamayacakları hiçbir şey yoktur. En kutsal değerleri istismar etmekte
kimse bunların eline su dökemez. Bunların kültürü budur. Ya bu ülkede ülkenin
çıkarlarını savunursun, ya da çekip gidersin."
Kılıçdaroğlu, kapalı kapılar ardında görüşmeler yapıldığını iddia ederek, "Biz bu ülkede barış sağlayacağız. Recep Tayyip Erdoğan konuşmuyor. Barış diyor, aksini söyleyen mi var? Huzur diyor aksini söyleyen mi var? Analar ağlamasın diyor, aksini söylemeyen mi var? Neyin karşılığında barış, neyin karşılığında huzur, neyin karşılığında analar ağlamasın? Çık millete söyle. Bana söylemiyorsan millete söyle. Millete saygın varsa millete söyle. Kapalı kapılar ardında Türkiye'nin çıkarlarını kimseye vermeyeceğiz. Bu ülkenin taşında toprağında tasasında kıvancında her şeyinde CHP vardır. Biz bu ülkenin çıkarları neyi gerektiriyorsa onun arkasında durduk. Bizim çocuklarımıza bırakacağımız bir ülke için görevimiz var. Tayyip Erdoğan'a söylüyorum. Vekillerin konuşmuyor, sen konuşmuyorsun, bakanların konuşmuyor neyin pazarlığını yapıyorsunuz? Yalan söylüyorsun Recep Tayyip Erdoğan. Hadi milletin duymasını istemiyorsanız, parlamentoda kapalı oturumda görüşün" şeklinde konuştu.
"SEVSİNLER SİZİN AKİL ADAMLIĞINIZI"
Akil adamları da eleştiren CHP Lideri, "Akil adam tayin etmiş
63 kişi... Siz hiç siyasi otoritenin emrinde, onun söylediğini söylemek üzere
görevlendirildiği bir yer gördünüz mü? Akil adam aklını kiraya vermeyen adam
demektir. Akil adam siyasi otoritenin emrine girmeyen adam demektir. Akil adam
vatandaşın dertlerini dinleyen demektir. Birisinin söylediğini tekrar etmek
için ülkeyi gezmez. Sevsinler sizin akil adamlığınızı. Son günlerde sistemli
olarak CHP'ye karşı bir kampanyanın açıldığını bilmenizi isterim. Çünkü
biliyorlar ki cumhuriyetin, demokrasi ve özgürlüklerin önünde hukukun
üstünlüğüne inanan CHP'dir. Bunu her yurttaşın bilmesini isterim. Parlamentoda
görevimizi yapıyoruz. Hep beraber çalışıyoruz. Benim kadar sizin de
sorumluluğunuz var. Türkiye iyi yönetilmiyor. Altını çizerek bir kez daha
söylüyorum. Bir başbakan çıkıp yalan söylüyorsa onu koltuğundan indirmek halkın
görevidir. Çağdaş ve uygar demokrasilerde başbakan halkına yalan söylemez.
Çıkacaksın halkına ne görüşmeler yaptığını söyleyeceksin. Mahkemelere bakın.
Hangi mahkeme? Hangi adalet? Onlar da akil adamların başka versiyonu. Başbakan
söylüyor ertesi gün fezleke, ertesi gün hapis cezaları veriliyor" diye konuştu.
"HERKESE GÖREV DÜŞÜYOR"
Türkiye'nin iyi yönetilmediğini iddia eden Kılıçdaroğlu,
"Hepimiz çok iyi düşüneceğiz, küçük ayrıntılarda asla bölünmeyeceğiz.
Bildiğimiz bir şey var; Türkiye iyi yönetilmiyor. Ne olduğu belli değil.
Suriye'ye, İran'a, Irak'a bakın. Zonguldaklı kardeşlerim, bütün duyarlılıkları
biliyoruz. Küreci'ye kurulan radar istasyonunun hangi amaçla kurulduğunu da
biliyoruz. Patriot füzelerinin de hangi amaçla getirildiğini biliyoruz. Hiçbir
komşumuzla savaşmak istemiyoruz. Yurtta da barış istiyoruz dünyada da barış
istiyoruz. Bunu hayata geçirmek için bu idealin arkasında duruyoruz. Herkese
görev düşüyor. Türkiye'yi beraber çağdaş uygarlığa taşıyacağız" dedi.
Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir ise, şöyle konuştu: "Büyük Atatürk; 'Yurtta Sulh, Cihanda Sulh' sözüyle ülkeler arasındaki yakınlaşmayı o yıllarda söylemiş. Ülkeler arasındaki yakınlaşmayı sağlayarak ekonomik işbirliğini sürdürdük. Tarifi imkansız bir genel başkanımız var. Ben, şerefli, onurlu, kibar, nazik davranışıyla her zaman örnek kişiliğini şahsını da her zaman saygı duyduğum, saygı duyacağım bir kişiliğe sahip olan genel başkanımızın Zonguldak halkının gönlünde taht kurduğunu, Türkiye'nin doğusundan batısına, kuzeyinden güneyindeki insanların gönlünde taht kuran genel başkanıma yürekten teşekkürlerimi bildiriyorum. Türkiye'nin her yeri güzeldir. Asla hiçbir yeri paylaşılamaz. Ama Zonguldak daha farklı güzeldir. Yeşiliyle, mavisinin birleştiği çok ender illerimizden bir tanesidir. Sizler, değerli Zonguldaklılar bu güzellikleri ruhunda yüreğinde besleyebilen, onu çok iyi yansıtabilen insanlarsınız. Kömürün ve madenciliğin kenti emeğin başkenti karaelmas diyarında, mega projemiz olan kanalizasyon sistemi ve atık su arıtma tesisinin açılışına hoş geldiniz. Cumhuriyetin ilanından sonra Türkiye'nin ilk ili Zonguldak'tır. 1 Nisan 1924 tarihinde Atatürk'ün Zonguldak'a ne kadar önem verdiğini bir kez daha görüyoruz. İlimizi ilk vilayet yaptı. İlimizin en acil ihtiyaçlarının başında gelen çevreyi korumaya yönelik alt yapı tesislerinde 1998 yılında başlayan çalışmalarımız Kasım 2012 itibariyle gerçekleştirilmiştir. Bugün de bu projenin açılışını yapıyoruz. Ben bir Zonguldaklı olarak bir belediye başkanı olarak bundan çok büyük bir onur duyuyorum. Ancak, bu anlamda burada bizden önceki belediye başkanlarımı da yürekten kutluyorum. Onlar bu işin adımını atmışlar. Projeyi uygulamaya koymak için bize de devletteki devamlılık esası itibariyle bitirmek nasip oldu. Bu güzel eseri Zonguldak'a kazandırmış bulunuyoruz."
Kemal Kılıçdaroğlu, açılış töreninin ardından Zonguldak'tan ayrıldı.
Haber :
Sayın, Kılıçdaroğlu sizlere daha önceleri mail göndermiş olmakla birlikte, konulara dair yönlendirildiğim eski Belediye Başkanımız İsmail EŞREF tarafından hiç bir şey yapılmadığı ve sorunlar katlanarak KATMERLİ bir şekilde devam ettiği gibi yeni Belediye Başkanımızla da görüşmüş olup, kurmaylarınıza da faks çekmiş olmama, yaşadığımız acımasız sorunlara ilişkin görüntülerden oluşan mail'lerimi de göndermiş olmama rağmen, PARTİNİZDEN ne arayan? Ne soran vardır? Sizin, Partinizde mi, kendilerine OY VERENLERE hizmet edenlerdendir ? Bir İnsanın mağduriyetine istinaden hakkını ararken, şikayetlerine ilişkin hususlar BELGELERLE ortada ... DEVAMI
- s.
- 1