KIZININ OKULUNA GELEN ANNESİ, "KIZIM BENİ KURTARMAK İSTİYORDU"
Zonguldak'ta, bir hafta önce babası tarafından öldürülen lise öğrencisi Funda Ercan için okulunda düzenlenen törende sınıf arkadaşları gözyaşlarına boğuldu. Kızının okuluna gelen anne Melahat Ercan "Kızım beni kurtarmak istiyordu" diye ağladı.
Olay, Zonguldak'ta geçen Salı günü akşamı meydana geldi. Tepebaşı Mahallesi'ndeki evden çıkmak üzereyken serbest muhasebeci babası Ayhan Ercan tarafından silahla ateş edilerek öldürülen lise öğrencisi Funda Ercan (16) için okulunda tören düzenlendi. ERDEMİR Güzel Sanatlar Lisesi Müzik Bölümü 2. sınıf öğrencisi Funda Ercan diğer arkadaşları gibi bu gün okuluna gelip eğitim öğretime başlayacaktı. Babası tarafından bir hafta önce öldürülen Funda Ercan için bu gün okulda tören düzenlendi.
Kızının arkadaşlarını gören anne Melahat Ercan onlara sarılıp uzun süre gözyaşı döktü. Tören sırasında öğretmenleri Funda'nın cennete gittiğini belirterek, bütün arkadaşlarının ona dua etmesini istedi.
"GÖZYAŞI DÖKTÜLER"
Sınıf arkadaşları Funda Ercan'ın oturduğu sırayı boş bırakıp üzerine fotoğrafını koydu. Funda'nın masasına karanfiller bırakan sınıf arkadaşları birbirlerine sarılıp uzun süre gözyaşı döktü. Funda Ercan'ın yakın arkadaşlarından Cemre Yalçın, arkadaşlarını çok sevdiklerini ve öldüğüne inanamadıklarını belirterek "Funda okuldan mezun olduğunda biyoloji öğretmeni olmak isterdi. Çok sevimli bir kızdı. Hayatında hep ileri görüşlüydü. Hiç geriye dönüp bakmazdı. Mutlu olmayı, insanlarla beraber gülmeyi seviyordu. Hayatında sorunları vardı belki ama bize belli etmemeye çalışıyordu. Her zaman gülümsüyordu. Ölmeden bir hafta önce onunla yolda karşılaştık. Onun sarılması, yanında olması çok değişik bir şey. İnsan katlanamıyor. Onun yanında olduğunu düşünüyorsun, hiçbir şeyin farkında değilsin" dedi.
"GAZETELERE ÇIKACAĞIM DİYORDUN, BÖYLE Mİ ÇIKACAKTIN?"
Anne Melahat Ercan ise kızının sınıfına geldiğinde oturduğu sıranın üzerindeki fotoğrafı görünce ağlamaya başladı. Kızının fotoğrafını öpüp sarılan anne Melahat Ercan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Anne gazeteye çıkacağım diyordun ama böyle beklemiyordum. Lanet olsun senin o babana. Ben seni kurtaramadım, güzel kızım benim. Bütün arkadaşların burada sen neredesin? Nasıl unutacağım ben seni? Sen böyle mi veda edecektin okuluna?" diyerek uzun süre ağladı.
"BİZİ KURTARMALARI İÇİN ÇOK YALVARDIK"
Kızının kendisine sürekli 'Anne seni kurtaracağım" dediğini söyleyen anne Melahat Ercan, sözlerine şöyle devam etti: "Ben kızımı iki-üç kelimeyle anlatamam. Her kesin çocuğu değerlidir ama Funda çok farklı bir çocuktu. Kısacık yaşına o kadar çok şey sığdırdı ki! Biz anne kız gibi değildik. Hem arkadaştık, hem dosttuk. 'Anneciğim sen kendini kurtaramadın. Ben çok okuyacağım. Seni bir gün mutlaka kurtaracağım. Ya manken ya da konservatuarda hoca olacağım. 7-8 yıl bekle anneciğim' diyordu. Katil babasının yüzünden ömrü vefa etmedi."
Funda'nın uslu ve çok uyumlu bir çocuk olduğunu anlatan Melahat Ercan, şöyle konuştu: "Babası kendi iç dünyasında mutsuz bir adamdı. Kendi mutsuzluğunu hep başkalarına yansıtmaya çalışırdı. Yani alkolik, karaktersiz bir adamdı. Benim kızımın hayallerine son verdi ama onun yanında bırakmayacağım. Onun için yaşayacağım. Geri kalanını ben yapacağım. Bunların hepsi benim kızım. Arkadaşları tarafından benim kızım çok seviliyordu. Biz bir yılda aile olduk. Biz kötü bir aile olsak onlar benim yanımda olmazdı. Daha çok güçlü olacağım kızımın adına."
"KÖMÜRLÜKLERDE KALDIK YİNE OKULA GELDİ KIZIM"
Yaşadıkları sıkıntıları eşinin ailesine anlattıklarını ve kendilerini kurtarmaları için yardım istediklerini ancak kimsenin kendilerine yardım etmediğini belirten gözüyaşlı anne, 18 yıllık evliliğinde hep hakarete uğradığını dile getirdi. Kış aylarında sokaklarda kaldıklarını, kömürlüklerde yatmak zorunda bırakıldıklarını söyleyen Melahat Ercan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz sokakta çok günler geçirdik. Bir gün kimseye belli etmedik. Çok yalvardık ailesine 'Bizi kurtarın' diye. Amcalarına özellikle sesleniyorum; 'Bizi kurtarın' diye benim kızım çok yalvardı. Hiç kimse ilgilenmedi. Duyarsız kaldılar ve benim kızımı gömmeye geldiler. Sürekli hakaret ederdi. Evliliğimin 18 yılı hep hakaretle geçti. Çocuklarım var diye hiç sesimi çıkarmadım. Gittim defalarca şikayet ettim, boşanma davası açtım. 'Anneciğim biz kimseye annem babam boşandı demeyelim. Lütfen geri dön' dediler. Her seferinde döndüm. Her dönüşümde aynı şeyi, yaşadım. Kışları hep sokaklarda geçirdik. Kömürlüklerde kaldık yine okula geldi benim kızım. Çok mücadele ettim ama bütün ailesi duyarsız kaldı. Kimse elini uzatmadı bize. Para isteyecekler diye korktular. Benim kızımı mezara koyana kadar uğraştılar. Rahat etsinler. Benim kızımın hayallerini yok ettiler. O çok özeldi, güzeldi. Unutulacak bir çocuk değildi. Bende unutmayacağım bu yaşadıklarımı. Hesabını mutlaka soracağım."
OLAY:
Zonguldak'ın Tepebaşı Mahallesi'nde ikamet eden muhasebeci Ayhan Ercan, 10 Eylül 2013 günü akşam saatlerinde eve gelerek kızını da eve çağırdı. Kızına cep telefonu ve bilgisayar gibi hediyeler alan Ayhan Ercan, bir süre evde alkol aldı. Babasının durumundan şüphelenen Funda Ercan evden çıkmak istedi. Funda Ercan evden çıkmak istediği sırada babası tarafından silahla ateş edilerek öldürüldü. Yapılan muayenesinde 140 promil alkollü olduğu anlaşılan Ayhan Ercan, 'Kasten adam öldürme' suçlamasıyla çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Funda Ercan da olaydan bir gün sonra Tepebaşı Mahallesi'nde kılınan cenaze namazının ardından toprağa verildi.
Haber : iha