![O'NU ANLAMAK...](https://www.degisimmedya.com/image/editor/3437_huseyin-aksakalim.jpg)
O'NU ANLAMAK...
10 Kasim 2016 13:18:44
Nazım Hikmet büyük şiiri "Kuvayı Milliye" Destanı'nı bir tutukevi, iki hapishanede geçen iki yılda tamamlar.
Yaşadığı dönemde devletinin gadrine uğrayan sürüyle memleketim aydını arasında en önde yer alan Nazım Hikmet Ran, İstanbul Tevkifhanesi'nde yatarken kendini ziyarete gelen dostlarından Atatürk'ün "Nutuk" unu ister, kitap geldiğinde okumaya ve çalışmaya başlar.
Bu büyük destanın cephe hattında yaşananlarla ilgili olarak dayısı Ali Fuat Cebesoy'un anlattıkları ve anılarından yararlandığı da bilinir.
Orada Atatürk'ü cephede taarruzu bekleyen 'Kayalıklardaki Şayak Kalpaklı Nöbetçi'nin gözünden şöyle anlatır:
"Düşündü birdenbire kayalardaki adam
kaynakları ve yolları düşman elinde kalan bütün nehirleri.
Kim bilir onlar ne kadar büyük,
ne kadar uzundular?
Birçoğunun adını bilmiyordu,
yalnız, Yunan'dan önce ve Seferberlik'ten evvel
Selimşahlar Çiftliği'nde ırgatlık ederken Manisa'da
geçerdi Gediz'in sularını başı dönerek.
Dağlarda tek
tek
ateşler yanıyordu.
Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki
şayak kalpaklı adam
nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden
güzel, rahat günlere inanıyordu
ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında,
birdenbire beş adım sağında onu gördü.
Paşalar onun arkasındaydılar.
O, saatı sordu.
Paşalar : «Üç,» dediler.
Sarışın bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun başına kadar,
eğildi, durdu.
Bıraksalar
ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe'den Afyon Ovası'na atlıyacaktı."
***
Birinci Dünya Savaşı ve devamında yaşanan Kurtuluş Savaşı'nda bir cepheden öbür cepheye, barut tozu ve kanla ödenen bir bedel karşılığında Cumhuriyet'i kuran Atatürk, 15-20 Ekim 1927 tarihlerinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Nutuk'u okur .
Sonra "Muhterem Efendiler, sizi günlerce işgal eden uzun ve teferruatlı beyanatım, en nihayet, mazi olmuş bir devrin hikâyesidir. Bunda, milletim için ve müstakbel evlâtlarımız için dikkat ve teyakkuzu davet edebilecek bazı noktalar tebarüz ettirebilmiş isem, kendimi bahtiyar addedeceğim... Bugün vasıl olduğumuz netice, asırlardan beri çekilen millî musibetlerin intibahı ve bu aziz vatanın her köşesini sulayan kanların bedelidir. Bu neticeyi Türk gençliğine emanet ediyorum" diyerek "Gençliğe Hitabe"yi okur.
Nutuk'u ve Gençliğe Hitabe bir ulusun zor bir durumdan nasıl çıktığını, çıkabileceğini gösteren en önemli referanslar arasında ilk sıralarda yer alır. Türkiye topraklarında Aydınlanma Çağı geleneğinin nasıl zorlu şartlar altında pratiğini bulduğunun öyküsüdür bu metinler. Okumadıysanız okuyun, okuduysanız bir daha okuyun.
O'nu daha iyi anlayacaksınız.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com