İKİ BİN ON YEDİ...
30 Aralik 2016 09:58:53
Geçen yılın son yazısında, "Her yıl güzel şeyler dileyip, bu dileklerin pek azının gerçekleştiğine tanık olduğumu," yazmıştım.
Açlık, yoksulluk, esirlik olmasın diye yazdım, güzellik, doğruluk, özgürlük, kardeşlik olsun diye yazdım. Bunlar olmadığı gibi tam tersi gerçekleşti.
O kadar uzun zamandırşahsım özelinde yaklaşık yarım asır demek oluyor bu yeni yıl dileklerinin tersinin çıktığına şahit oldum ki, acaba "Savaş, açlık, yoksulluk olsun" diye yazmış olsak tersi çıkar mı diye merak ediyor insan. Dil varmıyor bunu yazmaya...
2016 yılı nedense öyle kötü bir yıl oldu ki, bir sonraki yılın bundan daha kötü olamayacağı düşüncesi bile teselli veriyor... Savaş, trafik kazaları, darbe girişimleri, şehit haberleri, kadın ve çocuklara yönelik şiddet vakaları... En önemlisi de bu konularda giderek yerleşmeye başlayan garip bir duyarsızlık.
Neticede bu yılın gittiğine üzülecek bir şey yok. Böyle bir yılı yaşamamak için ömürden iki katı feda edilebilirdi. İyi ki bitti.
***
Yeni yılın gidenden daha iyi olacağını ummak istiyoruz. Yarının bugünden iyi olacağını ummak insanoğlunun doğasında var.
Yine de 2017 yılı için kendim için bir şey istemem. Ege sahillerinde karaya vuran çocuk cesetleri olmasın, yirmili yaşlarında kahramanları uğurlamak zorunda kalmayalım, çocuklar babalarının cenazesi başında "babam neden bu tabutun içinde" diye sormak zorunda kalmasın, anneler akşamları en azından çocuklarına yedirebileceği çorbadan mahrum kalmasın, insanlar savaş nedeniyle evlerinden barklarından olmasın yeter bana...
İnsanlar, düşüncelerinden ötürü yargılanmasın, sokağa çıkan insanların nasıl giyindiği, evlerinde nasıl davranması gerektiği konusunda kimse işgüzarlık etmesin isterim. Sabahleyin evden çıkan insanlar, muhitlerinde işyerlerini açan insanlara bir selam verse fena olmazdı derim.
Bunların olmaması mümkün mü derseniz, hiç istemediğimiz halde bunların yaşanması mümkünse, yaşanmaması neden mümkün olmasın diye cevabını verebilirim sadece...
Belki hepsi mümkün olmaz ama hiç değilse bir önceki yılda yaşadığımız olumsuzlukları, aymazlığımız yüzünden çoğaltmak yerine azaltmanın bir yolunu bulabilirsek, Milli Piyango'dan büyük ikramiye çıkmasa da olur.
***
Gerek yerel, gerek ulusal, gerekse uluslararası politik gelişmelere baktığımızda, yeni yılın da öyle süt liman geçmeyeceğini kestirmek güç değil. Akıl ve vicdan (ki bunun diğer adı adalet oluyor) hakim kılındığında, bugün büyük meseleler olan işlerin yarın önemini yitireceğini de öngörebiliyoruz. Demek ki öncelikle tüm insanlık için Akıl ve Vicdan dilememiz gerek.
Hadi yine geleneğe geri dönelim. Yeni yıl tüm umutlarınızın gerçekleştiği bir yıl olsun diye başlayalım. Allah kimseyi evladından, ailesinden, annesinden babasından ayrı düşürmesin, açlıkla, yoksullukla sınamasın.
Her geçen gün bir öncekinden daha iyi olsun. İki bin on yedi yılı bittiğinde, dünyamız, ülkemiz, kentimiz, bugün olduğundan çok daha iyi durumda olsun. Cahit Sıtkı'nın şiirinde sözünü ettiği gibi, Kış günü herkesin evi barkı olsun, kardeş kavgasına bir nihayet olsun. Yaşamak, sevmek kadar gönülden olsun, olursa bir şikayet ölümden olsun.
Herkesin gönlünden geçeni bilmek şart değil. Herkesin gönlünden geçen olsun. Olmuyorsa olabilen olsun.
Yeni yılınız kutlu olsun.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com