NE DİYEYİM BEN SİZE?
25 Mart 2017 10:45:26
Geçen hafta, referandumun hayhuyu arasında bir haber vardı ki, bence hak ettiği ilgiyi göremedi. Kavaklık Mahallesi'nde önceden İmam Hatip ortaokulu olarak inşa edilen binanın, yapımından bir yıl sonra çürümeye terkedildiğini anlatan haber var ya... İşte o.
Haberi arkadaşımız Sinan Kabatepe yaptı. Kabatepe, konudan ilk bahsettiğinde, böyle şeyleri görmeye alışkın meslek mensupları olarak bizler bile şaşırdık. Zira Ereğli, eğitim altyapısı açısından tüm eksiklerini tamamlamış, okullara koyacak öğrenci olmasa bir şey bile bu okulun atıl durması mesele olabilirdi. Ne derdik o zaman? Tüyü bitmedik yetimin parasını, hiç kullanılması mümkün olmayan bir okula yatırım yaparak harcadınız derdik.
Ama kazın ayağı öyle değil. Ereğli'de kış aylarında gece daha sona ermeden, daha doğrusu, gün ağarmadan önceki gecenin en karanlık saatlerinde okul yolunu tutan ilkokul-ortaokul öğrencileri var. Bu ilçede birçok okul ikili öğretim yapıyor ve siyasi iktidarın ilçe temsilcisi, tüm konuşmalarına ilçede ikinci öğretimin bitirilmesi için yapılan çalışmalarla başlıyor.
Sıkıntı bu kadarla da sınırlı değil. Atatürk Ortaokulu, Ereğli Lisesi binaları gibi problemler var ki evlere şenlik. Binalar yıkılacak korkusundan okullara çocukları sokamıyoruz. Kaç sene oldu bir türlü bu işlerin ihalesi parası falandı filandı diye bu işlerin tamamlanması mümkün olamadı. İkili öğretimin sona ermesi için çalışmalar ise öyle uzun sürdü ki, acaba birileri ilçe nüfusunun iyice göç verip mevcut okullar yeterli hale gelsin diye mi düşünüyor diye sormak geliyor akla...
Atatürk ortaokulu veya Ereğli Lisesi'nin çatlamaya başlayan binaları gibi eski bir bina değil bu. Bir iki sene önce yapılmış, 3 milyon liraya mal olmuş gıcır gıcır bir okul. Bir ayarlaması yapılsa belki dört yüz beş yüz öğrenci ikili öğretimden kurtulacak.
Cıvıl cıvıl olabilecek bu mekan, adeta şehir eşkıyalarının insafına terk edilmiş durumda. Güvenlik, bekçi falan yok. Tel örgüler sökülüyor. Çok geçmez, mahalle halkı buralara yuvalanan süfli tiplerden şikayet etmeye başlarlar. Bu durumda okulun yeniden gündeme gelmesine kesin gözüyle bakabilirsiniz.
***
Habercilik birilerinin konuşulmasını istemediği şeyleri yazmaktır... Gayrısı halkla ilişkilerdir.
Bu söz, gazetecilik mesleğinin en temel prensiplerinden birini anlatır. Aslında gazeteci doğası itibarıyla muhaliflerden oluşmaz, yolunda giden işlerin haber değeri genelde daha düşük olduğundan muhalifmiş gibi görünür. Ama kamuyu uyarma görevini, birilerine yaranma, ayıp olmasın, falanca ne der diye terk eden kişiye gazeteci denilmez.
Yine de kimi zaman öyle şeyler vardır ki, sizin gördüğünüz cepheden başka bir cepheye de sahip olabilir. Bu olayda, o okulun terk edilmesinin mantıklı bir nedeni vardır. Fay hattında, deprem bölgesinde, sel ağzında vesaire... Ola ki bilmediğimiz bir şey vardır da biz görememişizdir diye yetkililerden buna dair bir açıklama gelsin diye kulak kesildik. Fakat kimsenin tık dediğiyok.
Hani kimse sorumlu mevkidekilere sorulmadan haber yapılmış falan demesin. Böyle konularda kamu görevlilerinin ne kadar ketum olduğunu bilseniz şaşarsınız. Telefonu suratınıza kapatırlar, haberi yapmayın derler, bilmediğiniz şeyler var derler ama bunların ne olduğunu saklarlar falan...
***
Bu olay, öyle üstü örtülerek saklanacak işlerden değil. Harcanan hepimizin parası, sıkıntıyı hepimizin çocukları çekiyor.
Eğer okuldaki öğrenciler, devletin el koyduğu okula taşındıysa, geride kalan okul niye atıl bırakıldı? Bu okul gelecek eğitim öğretim yılında da mı atıl kalacak? Bu güne kadar bu okulun değerlendirilmesi için ne gibi görüşmeler yapıldı? Bunların açıklanması gerekir.
Bir de cevaplanması mümkün olmayan ama sorgulanması gereken sorular var...Bu okulun atıl kalmasında, doğrudan sorumlu olan kamu idaresi midir, siyaset midir? Sorumlu hakkında bir girişimde bulunulacak mı?
Soruları bir yana bırakabiliriz. "Bu sene böyle oldu, gelecek sene falanca okulun ikili öğretimine bu okul son verecek" denilirse, zararın bir yerinden dönmüş sayabiliriz. Neticede şu an itibarıyla söylenmesi gerekenleri söylemesi gerekenlerin üç maymunu oynadığı ortada...
Ne diyeyim ki ben size?
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com