ÇOCUKLARIMIZ
25 Nisan 2017 08:40:08
Dünyada çocuklarına bayram armağan eden tek milletiz. Ancak ne yazık ki çocuklarımızı hayata nasıl hazırladığımız veya sosyal yaşama kattığımız konusuna gelince, bu duyarlılık örneği önemini yitiriveriyor.
Türkiye İstatistik Kurumu, Evlenme İstatistiklerinden derlediği veriler ışığında, 16-17 yaş grubunda, yani çocuk yaşta evlenen kız çocuklarının resmi evlilikler içindeki oranının 4,6 olduğunu açıkladı. Bu da yaklaşık yirmi bir kız çocuğundan birinin çocuk yaşta evlilik yaptığını gösteriyor. Bu oran, Ağrı'da yüzde 15,7'ye kadar yükseliyor. Yani Ağrı il sınırları içinde, her 6 evlilikten birini çocuk sayılacak yaştaki kızlar oluşturuyor.
Erken yaşta evlilik ve aile sorumluluğunu taşımaya mecbur kalan kız çocuklar olduğu sürece, çocuklar senede bir gün bayram yapsa ne olur, yapmasa ne olur?
***
TÜİK verilerinden devam edelim. Hanehalkı işgücü araştırması sonuçlarına göre; 2016 yılında 15-17 yaş grubundaki çocukların işgücüne katılma oranı %20,8, istihdam oranı %18 ve işsizlik oranı %13,5 olarak gerçekleşti. Okul yaşında çocuklar, tekstil atölyesinde, tamirhanelerde, tarlalarda emekleriyle aile bütçelerine katkıda bulunmaya çalışıyor.
Akla başka bir şey getiriyor bu durum. Biliyorsunuz Nobel ödüllü akademisyenimiz Aziz Sancar, Mardin Savur'da 8 çocuklu bir ailenin içinden çıkmıştı. Acaba pamuk, fındık tarlalarında, çeltikte, sanayinin bin bir kolunda heba ettiğimiz Aziz Sancar'ların sayısı kaçtır?
Trafik kaza istatistiklerine göre; 2015 yılında meydana gelen trafik kazalarında 864 çocuk yaşamını yitirmiş. Kazalarda ölenlerin yarısına yakını 0-9 yaş grubunda.
***
Bertrand Russell, eğitim sürecinin en önemli unsurunun teşvik olduğunu anlatır. Özetle şunları söylüyor Russell:
"Bir çocuk konuşmayı ilk öğrendiği sıralarda, her yeni sözcük, çocuğa o yaşta ihtiyacı olan sevgi sözcükleri, öpücükler, kucaklamalar halinde geri döner. Bu da çocuğu yeni sözcükler öğrenmeye heveslendirir. Esasen boş levha halindeki bir zihnin konuşma sürecini tamamlaması, çok kısa sürede tamamlanır. Bunun nedeni, çocuğun karşılık hesabı yapılmadan aldığı övgülerdir. Eğitimin başka hiçbir aşamasında başka türlü yapmanın gerekmeyeceği görüşündeyim" der.
Russell'in yaklaşımına karşılık, dünyanın büyük bölümünde, bu arada ülkemizde de eğitim sistemi, özgürleştirerek öğrenmeyi değil, itaat ederek dayatmayı öngörür. Yazar Oscar Wilde, bu durumu "Kimi zaman okula devam etmek için eğitimime ara verdiğim olmuştur" diye anlatır.
Bizdeki eğitim sisteminin durumu tam olarak budur. Sürekli birlik ve beraberlik eksiğinden söz ederiz, buna karşılık çocuklarımızı hep birbirlerini rakip olarak gördükleri, çoktan seçmeli bir sınav sistemine mahkum ederiz.
Bu da yetmez, eğitim sistemini yenilemek için getirilen her değişiklik çocuklara yeni yükler, yeni zorluklar getirir. Sonra uluslararası bir kuruluş PİSA diye bir araştırma yapınca, çocukların eğitim seviyesinin yerlerde süründüğünü görüp hayıflanırız.
Aile içi şiddetin tüm hızıyla sürdüğü, fırsat eşitliğinin bulunmadığı, çocukların eğitim olanaklarına içinde bulundukları sosyal statü veya sınıfın olanakları ölçüsünde erişebildiği bu garip sistemi değiştirmeden çocuklara değer verdiğimizi söyleyemeyiz.
***
Elbette çocuklara bayram armağan etmek de önemli. Bu durum, bu ülkenin kurucu iradesinin çocuklara, toplumun genelinin çok ötesinde önem atfettiğinin bir göstergesidir.
Fakat çocukların hayata hazırlanma biçimi, geleceğin nasıl kurgulandığı ile yakından ilgili bir meseledir. Fikri hür, vicdanı hür nesiller yetiştirmeden, eğitim yaşındaki çocukları erkenden evlendirerek veya bir tezgah başındaki bir üretim unsuruna indirgeyerek daha güzel bir gelecek beklemek sadece hayal olabilir.
Bunu hafife alırsak, senede bir günü çocuklara bayram olarak armağan etmek göstermelik bir avuntu olmaktan başka bir anlam taşımaz.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com