![DOMATES... DOMATES...](https://www.degisimmedya.com/image/editor/3437_huseyin-aksakalim.jpg)
DOMATES... DOMATES...
09 Mayis 2017 08:34:22
Şener Şen, Nesli Çölgeçen'in yazıp yönettiği 1985 yapımı "Züğürt Ağa" filminde, şehre göçtükten sonra maişeti temin maksadıyla manavlığa başlar. Bir kamyonete domatesleri yükler, köydeki kahyası mahalle aralarında aracı kullanırken kendisi de ilk çekingen anonsları yapar...
"Domates... Domates..."
Ancak ticarete yatkın olmadığından ilk anonslar mahcup ve alçak bir ses tonuyla yapılır. Sonra bir pencereden iki kilo domates ister, sonra bir diğeri derken, işlerin yürüdüğünü gören eski Haraptar Ağasının keyfi yerine gelir ve anonslar değişir:
"Domaatesss.... Domaaaates...."
Şener Şen, yine de zabıta memurlarını hesaba katmadığından başarılı olamaz.
PAZARDA...
Bugünlerde olsa, Şener Şen en baştan yaptığı işi en baştan ciddiye alabilirdi. Zira o günlerde Pazar yerinin en hesaplı sebzelerinden olan domates, bugünlerde yanına yaklaşanı ürküten rakamlarla tüketiciye ulaşıyor.
Pazar yerinde domates fiyatları 7 ila 10 lira arasında değişiyor. Çoğu kişi şimdiden domatesi aile bütçesine düşman görmeye başladı. Tüketici domates alabilecek bir ekonomik gelire sahip olsa bile, fiyatları görünce öfkeye kapılmadan edemiyor.
Öte yandan televizyonlar üretici ve tüketici arasındaki fiyat farklarına ilişkin haberlerle dolu. Tarım bakanı veya hükümet temsilcilerinin konuya ilişkin ne şiş yansın ne kebap minvalinde açıklamalı pazardaki öfke katsayısını arttırmaktan başka işe yaramıyor.
Meseleye domates diye başladık ama Pazar yerinde üretici fiyatları ve tüketici fiyatları arasındaki farkın yüzde üç yüzü bulduğu ürünlerin hesabı yok artık.
Nüfusumuz artıyor ama artan nüfusu besleyecek ölçüde bir üretim artışı şu anki serbest piyasa koşullarında mümkün olamıyor demek...
ANTAEUS'U ÖLDÜRMEK...
Antaeus mitolojide gücünü yerden alan Poseidon'un oğludur. Herkül Antaeus'u ayaklarını yerden kesmek suretiyle öldürür. Antaeus'un, yetişen, ekilen, büyüyen şeyleri koruduğu kabul edilir.
Türkiye'de her geçen gün tarım sektörü daha çetrefil sorunlarla boğuşuyor. Tabiri caizse sanayi toplumunun demir devlerini büyütürken, Antaeus'u el birliğiyle öldürüyoruz. Herkül gibi efsanevi birine ihtiyaç yok. Bunu sıradan insanlar olarak sıradan günlük eylemlerimizle yapıyoruz.
Hesap ortada, besin üretilebilecek tarım alanları giderek küçülürken, büyük ovalar miras yoluyla, imara açılması, sanayileşme nedeniyle başka amaçlara yönelirken, bir yandan da beslenecek nüfus giderek artıyor. Artan nüfus nedeniyle daha fazla alanın imara açılması ihtiyacı doğuyor, bu da daha da küçülmeyi getiriyor. Antaeus'un babası Poseidon'dan yardım isteme şansı bile yok. Zira denizleri yöneten Poseidon'un kendi balıklarını, yosunlarını ve denizanalarını koruyup kollamakta büyük sıkıntılar yaşıyor.
ÜRETİCİ Mİ ARACI MI?
Elbette meselenin kökeninde insanoğlunun doğanın bir parçası değil, hakimi olduğuna yönelik garip saplantısı var. Yakın çevreye bir bakın, eskiden tarımsal üretimin büyük bölümünü gerçekleştiren köylerde üretim faaliyetleri tamamıyla sona ermiş durumda.
Devlet tarım arazilerinin daha fazla bölünmemesi için yasal düzenlemeler yaptı ama mülkiyet sorunlarının köylerden dışarı göçü azaltmak şöyle dursun, arttırmasını beklemek daha doğru olabilir. Burada tarım sektörünün geleceği açısından daha büyük bir tehdit var. Tamam, genç çiftçilere destekler veriliyor, projelerin yarısı devlet tarafından karşılanıyor ama üretimin artmak yerine azaldığını, tarım ürünleriyle meslek olarak uğraştığı kabul edilenlerin çoğunun üretici değil, aracı konumunda olduğunu teşhis etme zamanı geldi de geçiyor.
Laissez Faire ilkelerinin bu alanda etkili olmadığını, bunun yerine devletin bir şekilde içinde bulunduğu bir sosyal politika geliştirmesi gerektiğini görmeliyiz artık.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com