BAYRAMIN KERAMETİ...
22 Haziran 2017 08:32:25
Bugün 21 Haziran Perşembe... Pazar günü Ramazan Bayramı'nın ilk günü... Sosyal alan ve teknoloji nasıl değişirse değişsin, bayramların ruhu bir şekilde bir sonraki kuşağa taşınıyor. Değişen teferruatlar sadece...
Bir de "Ah o eski bayramlar" derken yüreğin çatalları arasında dolanan kederle karışık, yarı bilinçli şekilde, bir ömrün daha iyi yaşanabileceği halde öylece gelip geçtiğiyle ilgili bir duygu var arka planda. Şarkı bunu "Bayramlar mı eskidi, bizler mi yaşlandık?" diyerek alenen söylüyor.
Eskiden bayram vakitleri pek çalışan yoktu... Bugünlerde bayramda ya mesaiye kalınıyor, ya da başka boş vakit bulunamayan işler bayram günleri yapılabiliyor. Ondan sonra da gelsin "Ah o eski bayramlar!" Yok böyle bir şey.
Pazar günü Ramazan bayramında çocuklar yakın çevrelerini ziyaret edip el öperek şeker toplayacak. Şimdi son derece olağan gözüküyor ama şöyle otuz yıl falan öncesine kadar Ramazan Bayramı'nda şeker toplandığını görmüşlüğüm yoktur. Yine de Ramazan Bayramı'na şeker bayramı denilmesinin tarihi bundan daha eskidir.
Eskiden Bayram öncesinde hali vakti olan yeni elbiseler, pabuçlar falan alırdı. Elbise derken genelde bunun bir iskarpin olduğu zannedilmesin. O zamanlar gıslavet lastikler vardı. Kadınlar ise ya kara lastik tabir edilen ayakkabıları yeniliyordu, ya da naylon ayakkabılarını... Köy yaşamına henüz kapitalizmin töresi olan moda kavramı uğramamıştı. Yeni elbise alamayanlar da, en kıyak elbiselerini birkaç gün önceden temizler ve yıkardı.
Köylerin pek azında elektrik olduğundan ütü diye bir şey pek yoktu. Bilmem ki eskiden mangal kömürü ile çalışan ütülerin varlığını bugün hatırlayan fazla kişi var mıdır? Kömürlü ütüler de sadece kanaat önderi sayılabilecek evsafta ekabirin evinde bulunabilirdi... Köy yerinde diye düşününce, olsa olsa muhtar veya öğretmende mesela...
Genelde namaz kılmayan, camiye pek gitmeyen, ya da genelde namazını evde kılan kişilerin, bayram namazı öncesinde sabah namazını da kılmak için geceleyin erkenden kalkmasının sebebi hikmeti üzerinde düşünülmeye değer. Sabah namazı ve Bayram Namazı arasındaki süre kimi zaman abdest korumanın güç olabileceği uzunlukta olabiliyor. Camide görev yapan din görevlisi bu arada vaaz veriyor, hikmet içeren meseller anlatıyor. Onun için de hayli yorucu bir iş. Maraton koşusu gibi...
Neyse, camiden çıkıldığında ihtiyarlar caminin hemen önünde bir saf tutar, gençler önlerinden geçerken ellerinden öperdi. Bu gelenek kısmen hala uygulanıyor diye biliyorum. Bayram sabahı kahvaltıları özeldir, tüm aile bir arada toplanarak en güzel kahvaltılıklar çıkarılarak yapılır. Sonra akrabalar ziyaret edilir.
Ereğli'ye özel bir uygulama vardır. Köylerin birçoğu birden fazla mahalleden oluştuğundan, hangi bayram günü hangi mahallelerin misafir kabul edeceği önceden bilinir. Birinci bayram günü "Bayram Çıkaran" mahalle, diğer mahallelerden veya köylerden gelenleri ağırlarlar. Bu durum aynı zamanda iki ayrı mahalledeki kişinin aynı gün birbirine misafirliğe gitmesini engelleyen yararlı bir uygulamadır. Düşünsenize, gittiğiniz evdekiler, başka yere misafirliğe gitmiş. Koydunsa bul... Bu uygulama, Anadolu zekası ve pratikliğinin en önemli örneklerindendir.
Bayramı kutlama sırası gelen mahalle, aynı zamanda köye dışarıdan gelen misafirlerin doyurulmasında da önemli bir kolaylık sağlar. Bu gelenek birçok köyde halen olduğu gibi devam ediyor.
Başka neler var? Eskiden köy meydanları, harman alanları gibi yerlerde toplanılır, güreşler yapılır, köyler göçtü oynanırdı. Bayram güreşlerinin de köyler göçtü oyununun da son kez düzenlendiğini gördüğümden bu yana otuz beş yıl geçmiştir. Köyler Göçtü oyunu bu güne kadar gördüğüm en sosyal oyundur diyebilirim. Bu oyunu merhum büyüğümüz Prof. Dr. Ali Osman Özcan'ın talebi üzerine derlemiştim. Derlemeyi Değişim Dergi'nin ikinci sayısında da yayınlamak suretiyle gelecek nesillere aktarmış oldum.
Bu oyunların yerini futbol turnuvaları aldı. Birçok köyde bayram günleri turnuvalar düzenleniyor. Bu turnuvaların düzenlendiği sahalar çeşitli köylerin kaynaşmasına vesile olurken, turnuvaya katılan köylerde kalanlar için bayramın biraz daha durgun geçmesine yol açıyor muhtemelen. Yine de güreş turnuvası ve köyler göçtü yerine yapılan sosyal bir etkinlik olarak turnuvaların da büyük bir çekiciliği var. Köylerde bu turnuvalarda bayanların nasıl dikkatle futbol izlediğini görseniz şaşarsınız. Tıpkı elli yıl önce annelerinin, babaannelerinin güreş turnuvası ve Köyler göçtü oyunlarını izlediği gibi...
Ramazan Bayramınızın sağlık ve mutlulukla geçmesini diliyorum.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com