BAŞKAN NE DEMEK İSTİYOR?
12 Temmuz 2017 09:02:51
Temmuz ayı belediye meclis toplantılarının ikinci birleşiminde Karadeniz Ereğli Belediye Başkanı Hüseyin Uysal şu cümleleri sarf etti:
"Birileri şehrin sahibi kimdir diye soruyor, ben de cevap vermiyorum ya... Şimdi söylüyorum. Şehrin sahibi belediye başkanıdır. İsim önemli değil, ya yolunu açar, ya tıkar. Şehir yerel yöneticinin, belediye başkanının vizyonuyla ya ileri gider, ya durduğu yerde sayar. Şehrin sahibi belediye başkanıdır. Görmek isteyene, anlayana, mantık yürütene budur."
Her ne kadar fazla üstünde durulmadıysa da politik düzlemde dalgalanma potansiyeli taşıyan sözler bunlar. Rastgele söylenmiş sözler olmadığı, en ufak bir takılma olmadan birbiri ardınca cümlelerin sıralanmasından belli. Fevri sözler değil, önceden üstünde çalışılmış ifadeler bunlar. Bundan ötürü bu sözlerin iyi anlaşılması gerek.
Her metin "Lafzı ve ruhu" ile değerlendirilmelidir. Meselenin ruhunda, "Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla" özdeyişine benzer bir durum var. Sözler muhalefet sözcüsüne söyleniyor ama aynı zamanda daha derin bir anlam da içeriyor.
Bu cümleler tanıdığımız Belediye Başkanı Hüseyin Uysal ile pek uyumlu gözükmüyor. Çünkü Uysal, 2014 yılındaki yerel seçimlerden bu yana "Birlikte Başaracağız," söylemini kullandı. Bu söylemi bu kadar uzun süre kullandıktan sonra, Temmuz ayı Belediye Meclisi toplantılarının ikinci birleşiminde edilen yukarıdaki cümleler açık açık"Ego" kokuyor.
Bugüne kadar şehrin sahibinin kim olduğu sorularına yanıt vermeyişine ilişkin ifadesi, Başkanın bundan sonra iş görme biçiminde belli tutum değişikliklerine gideceği şekilde yorumlanabilir. Eğer öyleyse, geri kalan ifadeler ve üç yılı geçen icraatı boyunca "birliktelik" teması üzerine söylediklerinden ve girişimlerinden netice alamamış olmalı.
Bundan sonra kendisine yakın hareket etmeyen belediye yetkilileri veya meclis üyelerine belli bir gözdağı içeriği de bulunuyor bu ifadenin. Uysal alttan alta "Size uymayı denedim olmadı, bundan sonra bana uyacaksınız" demek istiyor gibi. Bu kanı, son dönemde meclis üyeleri arasındaki gizli hesaplaşmalarda herhangi bir tarafı açıkça tercih etmeyerek, her iki tarafın da tepkisini çekmeyi göze almasından da anlaşılıyor.
ŞEHREMİNİ NEDİR?
Gelelim Başkan Uysal'ın önceden hazırlanarak söylenmiş izlenimi veren ifadelerinin lafzına. Yani bu sözler ne ölçüde doğrudur bir bakalım.
Bir kere kentin sahibi belediye başkanı değildir. Kentin sahibi o kentte yaşayan ve hemşehrilik bağı ile bağlı herkestir. Belediye dediğimiz yapı, hemşehrilerin kendi başına çözmesinin mümkün olmadığı ortak taleplerini ve ihtiyaçlarını karşılayacak olan yapıdır. Belediye başkanıya da eskilerin söyleyişiyle Şehreminio kentte yaşayan insanların, kendilerini temsil etmek üzere seçtiği kişidir. Yani belediye başkanlığı temsil görevidir.
Belediye Başkanı Uysal'ın bunu bilmediğini düşünmek yersiz olacağından, yukarıda izah edildiği üzere anlatmak istediğinin başka bir şey olduğunu düşünmek gerekir. Başka bir deyişle, "Şehrin belediye başkanının vizyonuyla ileri gideceğini veya yerinde sayacağını" söylediğinde Uysal, partisi içindeki sayıları ve talepleri muhtelif hiziplerin peşinden gitmeyeceğini ifade ederek, "Geminin kaptanının öngördüğü rota haricinde bir yere gitmesini isteyenlere" örtülü bir mesaj vermek istiyor.
"Görmek isteyene, anlayana, mantık yürütene budur" diyerek bunu açık açık söylüyor zaten.
İKONLAŞMA TEHLİKESİ...
Yukarıda ifade edilenleri bir varsayım, bundan sonra yaşanacakları anlamak açısından bir zihin jimnastiği olarak kabul etmek gerek.
Zira bugüne dek Başkan Uysal'ın "Birliktelik" ekseninde kurguladığı söylemler değiştiğine göre, pratik sonuçlaraki başkanın bugüne kadarki politik serüveni, pragmatik davranmakta gün geçtikçe ustalaştığını gösteriyorulaşamaması halinde bu söylemin de değişmesi olasılığı daima var. Ama bugün itibarıyla söylenenlerden anlaşılan bu.
Eğer böyle değilse mi? O zaman belediye başkanı Uysal, söylediğinin doğru olduğuna inanıyor ve selefinin de düştüğü, "çevresinin kulağa hoş gelen ama netice itibarıyla başkanlıktan olmasına yol açan" hatasına düşecek demektir. Bu durumda da, lafzın arka planı anlaşılmadan yorum yapacak bazı kişiler, üç yıllık süre sonunda yeni belediye başkanının da kendini "İkonlaştırdığı"nı, buradan hareketle "İktidarın mutlaka yozlaştığını, mutlak iktidarın ise mutlaka yozlaştığını" önce düşünmeye, sonra da bunu yüksek sesle söylemeye başlayacaktır.
Bu yolun sonu ise "Temsil ettiği" toplumdan "Kopmak" dışında bir nihayete ermez. Neticenin ne olacağını söylemek zor. Bu nedenle bazı şeyleri de yaşayarak görmek lazım.
Öyle değil mi?
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com