YEREL RADYO VE REKLAM
21 Temmuz 2017 12:35:13
Özkan Doğan
Radyo yayıncılığı yani kısaca hepimizin bildiği lisan ile radyoculuk nereye gidiyor... İlk başladığı yıldan bu zamana kadar evde işyerinde arabalarımızda hem haber kaynağımız hem de neşe ve coşkularımızı paylaştığımız bir kaynak aslında "radyo". Toplum olarak ona yeteri önemi veya hak ettiği ilgiyi verebildik mi? Hayır... Bütün güzel değerlerimize davrandığımız gibi ona da hoyrat davrandık ve devam ediyoruz...
Hizmet sektöründe olanlar hizmet verdikleri oranda ekonomiye katkı sağlarlar ve karşılığında para kazanırlar. Radyoda özellikle yerel radyolarda durum biraz farklı... Hizmetin kalitesi teknik kalite dışında biraz göreceli... Hemen her radyo aynı şarkıları çalıyorken yerel radyoyu ulusal radyolardan ayıran nedir o halde...
İşte burada "yerel değerler" devreye giriyor, yada girmeli. Peki, "yerel değerler" nasıl devreye girmeli. Burada iş yayıncılara ve tabii ki de dinleyicilere düşüyor. Yerel radyolar aslında "haber" olgusunu yerele taşıyarak o bölgedeki dinleyicilerine "komşusundan" haberler veriyor... Aslında ulusal radyolardan farklı bir misyonları var bu açıdan bakıldığında... Yerel farkındalık sağlıyorlar. Bu sadece haberle mi oluyor peki? Elbette hayır! Dinleyiciye bizim müziğimiz, bizim yayıncılarımız ile geliyor. Yani aslında müzik de daha tanıdık yayıncıda... Programı yapan, Hatice teyzenin oğlu... Haberi yapan da Hakkı amcanın ta kendisi... Yani birbirimizi bulduğumuz, kendimi bulduğumuz bir buluşma noktası. Hakkı amcamız ertesi gün bozuk yolların onarılması adına mahallenin sesi olacak. Bir sonraki gün hastaya derman olacak yolları bulacak, küçük haberleri ile. Müziklerin arasına serpiştirilmiş reklam taneciklerinden etin iyisi sütün güzelinden tutun, yeni açılan giyim mağazasına oradan komşunun kuaförüne kadar dinleyicilerine iyiyi güzeli sunmaya çalışacak olan da yine hemen yanımızdaki bildiğimiz tanıdığımız, belki de arkadaşımız... Yarın ona yaptığının iyi yada olması gerektiği şeklini yüzüne söyleyebileceğimiz aslında bir "dost"...
Peki, bu "dostlarımıza" gereken ilgi ve değeri veriyor muyuz? Yeteri kadar bu fırsatı bir değere dönüştürüyor muyuz? Peki, ne yapmalıyız?
Aslında bu beraberce yaparak kazanacağımız bir değer ve güzellik... Radyoda yörenin sesi olacak, yöre onları duyacak, beraberce iyiyi ve güzeli birlikte bulacağız... Reklam sadece bir ürünün tanıtımı değildir, iyi bakıldığında ya da fark edildiğinde aslında bir haberdir. Radyocular ellerindeki kıt kaynaklarla bu haberi hem oluşturmaya hem de yaymaya çalışıyorlar. Bu bir birlikte olacak oluşum aslında. Reklam olacak radyo dinlenecek reklam dinlenen radyoda yayınlanacak dinleyenler bu reklamı duyacak ve ürüne yada hizmete yönlenecek... Görüldüğü üzere bir zincir hareketi. Aradan bir halka koparsa işlev duruyor, çalışmıyor.
Reklam beraberinde "sevilmeyi" yani benimsenmeyi de getirir. Çok iyi bir örnek var aslında hepimizin bildiği. Sektörünün neredeyse rakipsiz içecek firması her yerde reklam ile "sevimlilik" yani "benimsenme" olgusunu işlemeye devam ediyor. İtiraf edelim hepimiz de onu seviyoruz, yani onun bizlere ulaştırdığı "haber" yayıncılık diliyle "reklam" yerine tam oturmuş. Herkes memnun...
"Benim reklama ihtiyacım yok", benim habere ihtiyacım yok ile birbirine çok yakın aslında... Reklamın bir haber olduğunu ve insanlık oldukça haberin bir sosyallik olgusu olduğunu hatırlamak lazım. Yoksa haber dediğimiz haberleri aldığımız kuruluşlarda haber veremez hale geliverir.
Aslında yöremiz çok şanslı. Bu konuda ciddi emek veren yayıncı kuruluşlar var. Savaşıyorlar bu değerleri ayakta tutmak adına. Şimdi zamanıdır o zincir halkalarını sağlamlaştırmaya, zincire destek vermeye...
Şanslısınız şu an bu yazıyı okuyorsunuz. Şanslısınız radyolarınız haber ve müzik yayınlıyor. Şanslısınız "her şeyden" haberiniz var. Şanslıyız sizler yani okuyucularımız ile bütünleşebilmişiz, sizlere ulaşabilmişiz. Şanslıyız sizler ve bizler beraber olabilmişiz. Daha büyük şansları da hak ediyoruz. Hadi ne duruyoruz. Beraber daha güçlü ve olmaya...
Bol "haber" li yani reklamlı yayınlar, daha çok birlikte olmak dileğiyle...
ETİKETLER : Yazdır
Neyazıkki toplumca reklamın değerini bilmiyoruz ...günün birinde yahudiye 5 lira vermişler .ve sormuşlar bu sermaye ile neyapacak sın Yahudi cevap verir 4 lirası nı reklama vereceğim 1 lirada sermayem olacak der.!!! Evet bunu böyle söyleyen bir Yahudi dir küçük bir not
YAHUDİ TOPLUMU DÜNYA EKONOMİSİNE YÖN VERENDÎR..reklam = kazanç demektir...saygılar
- s.
- 1
Diğer Yazıları
Köşe Yazarlarımız
Çok Okunan Köşe Yazıları
© degisimmedya.com |
İletişim Bilgileri |
Künye |
İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın |
Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. |
Tel : 0 372 322 27 30 E-posta: info@degisimmedya.com |