TARİH ÖYLE SEVİLMEZ, BÖYLE SEVİLİR...
01 Agustos 2017 08:48:38
Tarihleri pek severim.
Öyle paleolitik, neolitik dönem, yeni çağ, kavimler göçü, Dandanakan savaşı konusunda bilgi edinmek veya Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim'e saygı sevgi duymak gibi değil. Onları da severim ama daha ziyade güncel konularda cesaretle ortaya konulan tarihlere duyulan bir muhabbet bu...
Mesela, "Ereğli Zonguldak yolu, falanca davanın bitmesinin ardından sonraki Kurban bayramından sonraki üç beş ayda bitecek" denilmesi genelde negatif hisler uyandırırken, Milletvekili Çaturoğlu'nun "Alaplı Gümeli Beldesi'nde yapılmakta olan, 65 köy, 2 belediyeye su sağlayacak olan gölet 18 Ağustos 2018'de bitecek" dediği açıklaması, "İşte budur" hissi uyandırır.
Zira net tarih verilmesi, kamuoyuna takip edilmesi mümkün bir çetele sunar. O tarihte o iş bitmezse muhatabına niye bitmediğini sorabilirsiniz. O tarihten önce biterse, müteahhidin iyi çalıştığını, konuyu gündeminde tutan siyasinin işi sıkı takip ettiği sonucunu çıkarırsınız.
Böyle olunca da hepsine yönelik pozitif duygular beslemekten başka yapacak şey kalmaz...
CAK CAK...
Mesela "Sultan 2. Abdülhamit'ten bu yana devam eden Filyos Projesi" ile övünmek ne ölçüde akıl karıdır diye düşünmeden edemiyor insan.
Bin sekizyüz yetmiş altı yılında amca Abdülaziz'in tahttan indirilmesiyle tahta çıkan bu Osmanlı sultanının aklından Filyos'a organize bir bölge yapmayı düşündüğünü hangi tarihi kaynaktan öğrendiğimizi bilmiyorum ama bu doğruysa bir projenin 141 (Yazıyla yüz kırk bir) yıl sürmesi ne ölçüde kabul edilebilir bir durumdur?
Şimdi siyasiler çıkıp diyorlar ki, "Liman inşaatı için proje çıktı, ödeneğin şu kadarı tahsis edildi, bu bittikten sonra gerisindeki kamulaştırmalar yapılacak, bölge Batı Karadeniz'in lojistik üssü olacak, Batı Anadolu ve İstanbul üzerindeki yükü paylaşan devasa bir sanayi bölgesi kurulacak."
Cak... Cak.... Cak...
Oysa birisi çıkıp, "Arkadaşlar, ilk kez açıklıyorum, 29 Ekim 2023'te liman ve endüstri bölgesi tümüyle tamamlanmış olacak. 2018,2019,2020 ve devamında her yıl için bütçeye bu konuda şu kadar ödenek konacak. 2020 23 Nisanında limandan ilk yük elleçleme işlemi gerçekleştirilecek" dese, o zaman verilen tarihlere muhabbetimiz bambaşka olabilirdi...
NASRETTİN HOCA BU İŞİ BİLİYOR
Hoca Nasreddin'in tavrının bu konuda ahkam kesen siyasilerinkinden ne farkı var?
Nasrettin Hoca'nın borcu olan bir esnaf kapısına dayanır.
"Hoca kaç ay oldu borcunu vermedin. Ben paramı istiyorum" der.
Hoca düşünür taşınır... Sonra cevabı verir.
"Benim falanca yerde bir tarlam var. Orayı ekip biçiyordum ama bu sene ekmeyeceğim. Tarlada dikenler büyüyecek. Bu tarladan geçen koyun sürülerinin yünleri dikenlere takılacak, ben o yünleri toplayacağım, eğirip iplik yapacağım. O ipleri de dokuyup kumaş yapacak, sonra onu satacağım. Aldığım parayla da senin borcunu ödeyeceğim."
Adamcağız, bu işin kendi ömrünü aşacağını anlayarak acı acı gülümser. Lafı gediğine koymasıyla ünlü Nasrettin hoca fırsatı kaçırmaz:
"Buldun peşin parayı, gülersin elbet" der.
CİKLET ÇİĞNER GİBİ...
Yani, tarihimizde yer alan önemli şahsiyetleri severiz, yaptıkları işleri anlamaya çalışırız. Tarih sevgisinin bu bölümünü tartışmaya hacet yok.
Fakat özellikle siyasilerin konuşmaları söz konusu olduğunda, ciklet çiğner gibi cak cak edenleri değil, içinde net tarihler geçen ifadelerle konuşanları daha bir ikna edici kabul etmek gerek. Bilin ki bir siyasetçi yuvarlak ifadelerle konuşuyorsa, sözü edilen konudan ya haberi yoktur, ya da o işin tamamlanmasında şahsen en ufak katkısı yoktur.
Tarih sevgisi hamasetle sınırlı, bu kişiler, şu anda söylediği muteber kabul edilse bile, çok geçmeden şahsen tarih olmaya aday kişilerdendir. Ama hatırlatmak gerek.
Tarih öyle sevilmez...
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com