OĞLUN GÖZALTINDA GEL KURTAR...
07 Agustos 2017 10:14:03
Hala "Sülün Osman" adıyla hatırlanan, Türkiye tarihi'nin en namlı dolandırıcısı, kelimenin tam anlamıyla dolandırıcılar kralı sayılan Osman Ziya Sülün'e dair hikayeler anlatılır.
1923 yılında İstanbul'da doğdu, sonra ufak tefek işler derken, 25 yaşındayken yeni tuttuğu evin sahibini dolandırarak adını duyurdu.
Sülün Osman, tramvay, Galata Kulesi, Kent Meydanlarındaki saatleri, şehir hatları vapurlarını, kamu binalarını, arsalarını saf vatandaşlara ya sattı, ya kiraya verdi. Bu işler sayesinde dolandırıcılar arasında olduğu kadar, vatandaşlar arasında da efsane haline geldi.
Galata Kulesi'ni satmaya çalışırken tesadüf eseri yakalandı ki, tüm diğer dolandırıcılar gibi fazlasıyla temkinli olmakla birlikte, tesadüflerin insanı hazırlıksız yakalamasına karşı bir tedbiri yoktu. 1984 yılında Beyoğlu'nda sürekli kaldığı otelde kalp krizinden ölmesinin ardından kimlik taşımadığı için kimsesizler mezarlığına defnedildi.
Sülün Osman'ın teknikleri, o günlerin koşullarında inanılması güç şeylere saf kişileri ikna edebilmesinden kaynaklanıyordu. Tüm dolandırıcılık kariyerlerinde, ikna yeteneği ne kadar yüksekse, o kadar ilerlemek mümkündür çünkü.
Fakat bugünün dolandırıcılarını görmüş olsa, sadece çenesini kullanarak bu işi yürüten Sülün Osman bile apışıp kalırdı...
***
Nasıl oluyor da koca koca adamlar, telefonda yüzünü bile görmediği birinin sözüne güvenerek yıllar yılı bin bir zahmetle biriktirdiği tüm varlığını başkasına teslim eder?
Çünkü emeklilik yıllarında yaşayacağı huzurdan daha önemli bir şeyin tehdit altında olduğuna inanır, inandırılır. "Oğlunuz FETÖ/PYD'nün tuzağına düşmüş, arada bir para alışverişi olmuş. Gelin şu kadar parayı şuraya yatırın da gerçek zanlıları yakalayarak, oğlunuzu kurtarın" diyor telefonda polis olduğunu söyleyen ses. Arkadan telsiz sesleri geliyor. Efektler değme filmlere taş çıkartıyor.
Fondaki sesler subliminal mesaj. Zaten telefonun öbür ucundaki kişi oğlunun içinde bulunduğu zor duruma odaklanmış halde olduğundan, en kolayının söyleneni yapmak olduğuna ikna ediliyor. Adamcağızveya kadıncağızolaydan aklı başında birine söz ettiyse ne ala...
Yoksa dolandırılmaktan kurtulması sadece tesadüflere bağlı oluyor.
***
Emniyet Genel Müdürlüğü, artık herkesin kullandığı cep telefonlarına şu mesajı gönderiyor:
"Telefonda kendisini polis, savcı, asker olarak tanıtıp, adınız veya banka hesabınız, FETÖ/PDY Terör örgütüne karıştı diyerek para veya altın isteyenlere inanmayın."
Her Allah'ın günü bir haber bülteninde dolandırılan, dolandırılmaktan son anda kurtarılan birinin hikayesini görüyoruz, aynı hikayelerin çeşitli versiyonlarını yazılı basında okuyoruz.
Sadece bu kadar değil, bu işlerin fısıltı gazetesi yoluyla yayılımını da hesap ederseniz, telefon yoluyla dolandırıcılık yapanların bulunduğunu bilmeyen neredeyse yok gibidir. Yine de bu olaylar her gün yaşanıyor, hem de sadece evinde barkında, çiftinde çubuğunda, süfli işlerle alakası olmayan yaşlıların başına gelmiyor sadece. Diyetisyen Prof. Canan Karatay gibi ömrünü ilim araştırmalarıyla geçirmiş kişiler bile bunların ağına düşebiliyor.
***
Başıma gelmez demesi kolay elbette...
Zira bu şakiler normal vatandaşın vakıf olamayacağı teknikler de kullanıyor. Bir haberde anlatıldığına göre, şebeke yurt dışından internet sağlayacısı alıyor, ardından bir program vasıtasıyla karşı ekranda görünecek numara ayarlanıyor. Bu sayede çeteciler istedikleri numaradan vatandaşı arayabiliyor. Bu numaralar arasında 155, 444 gibi özel numaralar da bulunuyor.
Basit bir gerçek, 155 polis imdat hattından vatandaş aranmıyor ama telefonda bu numarayı gören vatandaş arayanın devlet olduğunu varsayıyor.
Bankalar da müşterilerini aradıklarında hiçbir müşteriden özel bilgi istemiyor. Dolandırıcılar, kurbanlarla ilgili özel bilgi almak için kurbanları arayarak çocukları hakkında tuzak sorularla bilgi topluyormuş.
Asıl acı olan, bazı kurumların vatandaşa ait bilgileri bu çete üyelerine satması. Bazen de bilgisayar korsanları devreye girip o kurumlardan bilgi çalıyor, sonra da bilgi satıyormuş. Haliyle bilgisayar korsanları ile telefon dolandırıcılarının birbirini tanıyor olması yüksek ihtimal.
Yine de bıçak tereyağını kesiyor diye suçlamanın yararı yok, aynı zamanda tereyağının da niye bu kadar yumuşak olduğunu sorgulamak gerek. Hadi dolandırıcı kurnaz ama dolandırılan arkadaşların saflıklarını sorgulamayalım mı? Hepsinden kurtulmak için, bilgisayar ortamında veya cep telefonunda kimlik bilgilerini paylaşmamak, parasal konularla ilgili tanımadığınız kişilere bilgi vermemek yeterli aslında.
Emniyet uyarıyor, bu yazı vasıtasıyla biz de uyaralım ama uyarıları zaten bu konularda daha dikkatli kişiler okuyor galiba...
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com