![İNATÇI MİLLETİZ VESSELAM...](https://www.degisimmedya.com/image/editor/3437_huseyin-aksakalim.jpg)
İNATÇI MİLLETİZ VESSELAM...
18 Ekim 2017 09:25:11
Üniversite sınav sisteminin yeni dönemde alacağı biçim üç aşağı beş yukarı ortaya çıkmaya başladı. Çözüm diye bula bula daha önce olmayan sorunların sarıldığı bir yumak geldi önümüze.
Baştan söylemek gerek. Garabetin aslı bu ülkenin ortaöğretimle hayata hazırlayamadığı gençleri, yükseköğretimle hayata hazırlama çabasının kendisinden kaynaklanıyor. Lise döneminde mesleki eğitim yeterli olsa, üniversitelerde önlisans programları için bunca masrafa ve çileye gerek kalmayacaktı. Olsun biz inatçıyız ya... İlla sınavla olacak.
Bu kez talebemiz iki sınava girecek. Bunun önceki iki basamaklı sınavdan ne farkı var demeyin. Ekabirimiz farkı var diyorsa vardır. Yine de belirtmek gerek. Sorun üniversitelerin öğrencileri nasıl alacağı değildi. Öğrencilerin bu test- sınav sarmalından nasıl kurtarılacağı idi. Anlaşılan yeni sistem bu anlamda yeni bir şey getirmiyor.
(Bu durum aklıma Türkiye'den başka bir yerde yaşanması mümkün olmayan bir örnek getiriyor. Şu kuş isimleri taşıyan otomobiller temelde birbirinin aynıydı ama daha sonra çıkan Doğan modeli nedense daha havalı bulundu. Şahin otomobiller Doğana çevrildi. Ruhsatlara 'Doğan görünümlü Şahin' yazıldığı bile oldu. Bu sistem değişikliği tıpkı buna benziyor. Öğrencinin çektiği çile ve sonuçta elde ettiği eğitime hiç katkısı olmayan, sadece görünüşte bir değişiklik.)
Öncelikle en fazla ders çalışan öğrenciler bizde olduğu halde, PISA sıralamasında geride kalmamızı çocukların yeteneğiyle değil, bu ifade engelli eğitim sistemi olduğunu teslim etmemiz gerek . Bundan sonra da revizyon işlerinden uzak durup, en radikal olanı yapmak gerekir. Emin olun en başta ürkütücü gözükecektir ama bundan daha yararlı olduğu kesinlikle ortaya çıkacaktır.
Bu çözüm, merkezi üniversite sınavlarının toptan kaldırılmasıdır. Bunun lise düzeyinde eğitim seviyesini yükselteceğine şüphe yok. Üniversitelerinbelki de bölümlerinkimi sınavla alır, kimi mülakatla, kimi ortaöğretim başarısıyla. Bunlarda karışıklık sadece bir sene yaşanabilir o da devede kulak miktarda. Bunun için ortaöğretim seviyesinden mezun olan her öğrencinin (on iki yılda bir meslek edindiremeyen bir eğitim sistemi. Kışla Oto sanayi sitesinde meslek edinmek bunun dörtte biri kadar sürüyordur herhalde) bir meslek edinmesini garanti altına alabilmek gerekir. Bu durumda gereksiz yükseköğretim bölümlerinin de daha üst birimlerdeki kürsülere dönüştüğünü görebilirsiniz.
Bu görüşü radikal bulanlara, bilim felsefecisi Kuhn'u hatırlatmak gerek. Kuhn, herhangi bir yaygın teorinin daha iyisini kurmanın tek yolunun daha önceki teoriyi tamamen terk etmek, dayandığı ön kabulleri yok saymak olduğunu söylüyordu. Burada da yapılması gereken tam olarak budur.
Ama dedik ya, biz inatçı milletiz. Üniversite ve Sınav kavramları bizim toplumda Leyla ile Mecnun, Kerem İle Aslı, Ferhat İle Şirin, Kelile ve Dimne gibi ayrılmaz ikili kabul edildiğinden, Mecnun'un çölde karşılaştığı bir bedevi kabilesinin şefinin kızıyla mutlu olabilme ihtimalini ölçüp biçmeyiz. Dahası böyle bir fikri münafıklık sayar, sahibini hıyanetle suçlarız. Fikri denemediğimiz, herhangi bir zararını görmediğimiz halde yaparız bunu. Leyla ile Mecnun hikayesinde çiftin ikisinin de öldüğünü gördüğümüz, belki başka olasılıkların bu çifte daha fazla yaşam şansı tanıyabileceği konusunda uyarılar yapıldığı halde...
***
Bu işe ikinci bir itiraz da eğitim işlerinin politikayla birbirinden kesin olarak ayrılamamasından kaynaklanıyor. Hani politika denilen şey eğitimin konusu olabilir ama bir ülkedeki eğitimi düzeltmenin yolu, o anda hakim olan politik görüşün canının istediğinin yapılması değildir. Eğitimle bireye kazandırılan değerler, siyaset üstü mülahaza edilmelidir.
Sonra güler misin ağlar mısın? Sınav sisteminin ayrıntıları tam belli olmadan, ilk açıklamadan iki gün sonra uyanık bir girişimci, yeni sisteme uyumlu kitap basmış. İki gün... Böyle bir şey olur mu? Kitabın yayınevi, TBMM'de eğitim komisyonundaymış. Aynı zamanda iktidar partisi milletvekiliymiş. Ben basından okudum. Hadi eğitimi para kadar umursamıyorsun, mensubu bulunduğun partiye buradan eleştiri geleceğini de mi hesap etmedin?
Basındaki iddialar doğruysa, hükümetin, iktidar partisinin veya bu konuda söz söylemesi gereken herkesin gereğini yapması gerekir. Bugün komisyon görevinde edindiği bilgileri para edinmek için kullanan, yarın başka neler yapmaz? Sanki seksenlerin sonundan kalma bir hayali ihracat, benim memurum filan gibi işlerden birine benziyor olay. Tam mizahlık.
Aslında komik ama hadi gül bakalım içinden geliyorsa...
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com