![UNUTULMUŞLUĞUN HURDALIĞI](https://www.degisimmedya.com/image/editor/3437_huseyin-aksakalim.jpg)
UNUTULMUŞLUĞUN HURDALIĞI
30 Kasim 2017 09:19:54
Bazı şeyleri alt alta yazdığınızda ortaya çıkan manzara hayli can sıkıcı oluyor.
Son dönemde Kaymakamlık, Belediye, AK Parti filan derken, dört koldan ilçenin kalkınması için Turizm faaliyetlerinin geliştirilmesi için girişimler başladı. Ayrı ayrı toplantılar yapıldı, herkes kendi görüşünü anlattı.
Derken il olma meselesi konusunda siyasi partilerin tamamı, sivil toplum kuruluşlarının külliyatlı bir kısmı da meseleye ilişkin toplantılara katıldı. Görüşlerini açıkladı, bugünlerde Ankara'ya gidip talebi bakanlıklar ve milletvekillerine aktaracaklar.
Yaklaşık on yıl önce, ilçeye bir liman yapılması tartışılıyordu. Bu konuda toplantılar yapılıyor, yapılması gereken girişimlerin neler olacağı ciddi ciddi tartışılıyordu. Limanın kent içinden çıkıp, tersaneler bölgesine gitmesi konusunda ittifak sağlanmıştı.
Sonra Alaplı'da bir Alport Projesi ortaya çıktı. Böyle olunca, limanın Alaplı'da yapılmasına da destek verildi. Sonunda bir yerde takılıp kaldı.
2008 krizinde tersaneler batma noktasına geldiğinde, aynı kurumlar, kişiler bu meselenin çözümü peşinde koşmuştu. Afrika'dan küçük balıkçı tekneleri siparişleri filan gelecekti ya olmadı işte!
İlçeye kampüs yapılması fikrinde de belli bir mesafe alındı. En azından eski hastane binaları yıkıldı, avam proje yapıldı ama sonrası tıs! Oysa en başta STK'lar nasıl da kampanyalar düzenlemiş, siyasiler nasıl iddialı açıklamalarda bulunmuştu!
Liste uzayıp gidiyor ama netice değişmiyor. Sayıyı nasıl arttırırsanız arttırın, bunca şeyi alt alta yazıp, neticeyi 0 (yazıyla sıfır) bulduğunuzda, yanlış giden bir şey olduğunu teslim etmemiz gerek.
Netice sıfır olunca, kaç sıfırı alt alta yazarsanız yazın, toplamanın sonucu sıfırdan başka bir şey vermez.
***
Bütün bu girişimler, fikirler, çabaların hepsinin gittiği yer unutulmuşluk hurdalığı...
Bir süre kamuoyunu meşgul ediyor, sonra tek tük cek, -cak nidalarına dönüşüyor, ardından başka bir mesele bulunuyor ve hoop, onun peşine takılıyoruz. Herhangi bir konuda, herhangi bir netice almadan...
İnsanın aklına, ilçenin kanaat önderleri herhangi bir konuyu ele aldıklarında nasıl hareket edeceklerini bilmediklerinden ellerine yüzlerine bulaştırıyor da, kapana kısılmamak için yeni bir alan mı arıyor diye getiren bir durum bu...
Bu işlerin akamete uğramasının sorumlusu kim diye soracak olursanız, orada da bir problem var.
Anlıyoruz ki başarısızlık, anası babası tarafından şehir meydanında terk edilmiş öksüz bir çocuğa benziyor.
***
Kimsenin sahiplenmemesi bir çocuğun ebeveynleri olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz. Aynı durum başarısızlık için de geçerlidir.
İlçe siyaseti başarısızdır. Yukarıda anlatıldığı üzere her sorunlu dönemde tartışılan fikirlerden herhangi birini hayata geçirmeyi başaramamıştır da ondan... Bürokrasimiz de başarısız, sivil toplumumuz da... Hepsi aynı nedenden...
Bu yaklaşımı dikine kesen başka bir durum ise özellikle sivil toplum ve siyasetin epey uzun zamandır üç aşağı beş yukarı birbirine yakın kadrolar tarafından yürütülmesine bağlı... Yukarıda kurumsal kimlik olarak sayılanlar aynı zamanda ismi cismi olan şahıslardır. Bunlar konuştuklarında, aşağı yukarı "Filan zaman benim dediğim yapılsaydı..." ve benzeri cümleler kürarlar, nihayete ermiş işler konusunda da "Filan zaman şunu yapmayaydım bunlar başarılamazdı" ifadelerini kullanırlar.
Kimsenin başarısını elinden çalmak gerekmez. Yaptılarsa sağolsunlar da Ereğli bir bütün olarak her geçen yıl insanların daha mutsuz olduğu bir yer haline dönüşüyorsa, kadroların da değişmesi gerekir.
Belki asıl unutulmuşluğun hurdalığında yeri olanlar fikirler değil, bir koltuğa oturduğunda orayı koca bir kaftan gibi sırtına geçiren ve yücelerde dolanmaktan herhangi bir işe bakamayan bu kadrolardır.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com