![EKABİRE MİSAFİR OLMAK...](https://www.degisimmedya.com/image/editor/3437_huseyin-aksakalim.jpg)
EKABİRE MİSAFİR OLMAK...
05 Subat 2018 08:34:41
Hep eleştirdiğimiz bir şeydir.
Şu "Körler sağırlar birbirini ağırlar" hali... Galiba ekabire misafir olmak, çiçeği burnunda seçilmişlere özgüven pompalıyor.
Birisi bir göreve seçilmeyegörsün, kendisini o göreve seçen üye ve delegelerini ziyaret etmeyi hiç aklına getirmez, başlar vali, milletvekili, kaymakam, emniyet müdürü diye ziyaretler yapmaya.
Hani tutsalar Ankara'da bakanları, siyasi parti genel başkanlarını, ne bileyim müsteşarları, genel müdürleri filan ziyaret etseler, bir iş görme niyetleri olduğu sonucuna varacağız ama böyle bir durum yok.
Hazretleri, sanki seçimden önce, protokolün problemlerini çözmeyi vaat etmişler, bu yüzden ilk olarak onları ziyaret ediyorlar.
Bunun doğru olduğunu düşünmek için bir neden yok. Protokolde bulunan ekabir, problemlerini kendilerini ziyaret edenlerden daha iyi çözme kabiliyetine sahip zaten. Çay içiyorlar, karşılıklı övgüler düzüyorlar, bir iki fotoğraf, vasat bir temenni ile ziyaret sona eriyor.
Seçilenlere, seçildiklerinde problemlerini çözecekleri umudu besleyen üyeler, delegeler, meslek grupları ne yapıyor?
Bir sonraki kongreye kadar bekliyorlar.
***
Bu sıralarda her hafta sonu bir kongre, genel kurul gerçekleştirildi. Kimi hafta sonlarında iki ayrı kongre yapıldığına da şahit olundu ya...
Bunları aslında bir takvime bağlamak gerek. Aynı dönemde on tane kongre yapılınca, bu ziyaret işi bayağı bir zorlayıcı olabiliyor protokol açısından.
Kendinizi protokolün yerine koyun.
Sabahleyin birini ağırlayacaksınız, güzel sözler söyleyeceksiniz, öğleden sonra ikisi daha gelecek, çikolatalar hazır edilsin, çaylar demlensin, hepsiyle çay içilmezse de ayıp olur herhalde. Bunca çay içmek, midedeki asit dengesini, bu durumun bir meslek hastalığı sayılmasına neden olacak kadar allak bullak ediyordur herhalde.
Dahası, ziyaretlerin kamuya yansıma biçiminde de bir problem oluyor.
Haber sitesinde birinci haber, 'falanca filancayı ziyaret etti', ikinci haber, 'Filan, falanı ağırladı', üçüncü haber 'ziyarette neler konuşuldu' ve böylece devam edebiliyor.
Bu kadar ziyaret haberi, bu ziyaretlerin kamuoyu nezdindeki piyasa değerinde düşüşe yol açabiliyor.
***
Hadi ziyaretler bitti diyelim.
Bu kez başlıyor 'İade-i Ziyaret' furyası.
Bu işte aslında başka bir tuhaflık daha var. Aslında bir göreve seçilene tebrik ziyaretlerinin yapılması, o seçilmişin, 'bakın o seçilen benim' demek için çeşitli ziyaretlerde bulunmasından daha mantıklı görünüyor. Ama ne yapalım, dünyanın düzeni böyle kurulmuş, kısa zamanda bu durumun değişme ihtimali gözükmüyor.
İade-i ziyaretler ilk ziyaretlerden daha anlamlı yine de... Zira biri sizi ziyarete geldiyse, iade-i ziyaret nezaketin gereğidir. Bu kez de aşağı yukarı önceki ziyarette söylenen şeyler dile getiriliyor. Belki konuşma sıralaması değişiyordur.
Bir değişiklik de, iade-i ziyaret gerçekleştiren, kendi istediği zaman bunu yaptığından, bu kez de iade-i ziyareti kabul eden belli bir sürede gerçekleştirdiği ziyaretlerin kefaretini ödemek yükümlülüğü altına girer.
Netice itibarıyla bu kez fazla çay içmekten midesinin bulanması sırası önce ziyaretçi, sonra iade-i ziyaretin nesnesi durumunda kalan taze seçilmişe düşer.
Ziyaret edilen ve iade-i ziyarete gelenlerle de iş bitmiyor, zira bu arada başka kongreler filan yapılıp, bu devridaime yeni baştan giren kişiler de işi karıştırıyor. Ne bileyim, belki birini ziyaret için hazırlanırken, kendisine ziyaret için gelecekleri ağırlamak zorunda kalan bile oluyordur.
***
Bu sebepten ötürü, seçtiğimiz kişilerin, sorumlu oldukları topluma karşı üstlerine düşeni yerine getirmediklerinde kızmamak gerek.
Görev süresinin büyük bölümünü esir eden bu yoğun trafik arasında ne zaman o işleri yapmaya vakit bulacaklar?
İki, üç, bilemedin dört yıllığına seçilen bir sivil toplum örgütünün, siyasi partinin, yerel yönetimin başkanı, seçilmeden önce vaat ettiklerinin beşte birini yaparsa, bakiyenin beşte biri için de girişimde bulunursa başarılı, beşte ikisini tamamlarsa efsaneden sayılmalı. Ne de olsa marifet iltifata tabidir. Öyle değil mi?
Dışarıdan görüldüğü kadar kolay değil bu işler.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com