GÜZEL ŞEYLER BEĞENİLMEK İSTER...
16 Subat 2018 09:04:18
Gündem öyle hızlı değişiyor ki insan bazı konuları ister istemez kaçırıyor.
Genelde gazeteci aklı eleştirel çalıştığı için güzel şeylerle ilgili istenilen sıklıkta yazı yazmak mümkün olmuyor. Doğrusu Ereğli'de eleştirilecek çok şey de oluyor.
Yine de güzel şeyler de oluyor.
Fiziksel Engelliler Derneği'nin hayırseverlerin katkılarıyla 30 ortopedik engelliye tekerlekli sandalye vermesi dolayısıyla düzenlenen törene katıldık. Daha önce de sık sık katıldığımız bir tören bu. Kaymakam Nazım Madenoğlu bile "Gele gele mutlu oluyoruz" dedi.
Hakikaten takip etmekten hiç sıkılmadığımız etkinliklerden biri bu... Zira Fiziksel Engelliler Derneği'nin ihtiyacı olup da tekerlekli sandalyeyle buluşturmadığı birisi yok denilse yeridir. Kuruluşundan bu yana geçen yirmi yılın yarısında bu derneğin faaliyetlerini izleme şansı bulduk. Çok daha büyük ekonomik güçleri olan kamu birimlerinin bile yapamadığı büyüklükte işler yapıyorlar. Son dönemde tekerlekli sandalyelerin yerine Akülü olanları ikame etmeye başladılar. Bu da hayırsever katkılarıyla büyük bir hızla ilerliyor. Son törende ihtiyaç sahiplerine ulaştırılan 30 tekerlekli sandalyeden 10 tanesi akülü olanlardan... Orada bulunmayan, ihtiyacı olup da tekerlekli sandalyesine kavuşan bir engellinin mutluluğunu bilemez, bunu sözlerle aktarmak mümkün değil çünkü. Yaşamak lazım.
Derneğin faaliyet alanı sadece tekerlekli sandalyelerle sınırlı değil. Tekstil, Bilgisayarlı muhasebe, Kasa elemanı gibi alanlarda kurslar da veriyor. Dernek Başkanı İsmail Şentürk, "Bugüne dek 243 engelliyi işe yerleştirdik, biz balık vermeyi değil, balık tutmayı öğretmek istiyoruz" diyor.
Daha az dikkat çeken başka bir konu da, engellilerin ilçenin sosyal hayatında yerini alabilmesi için yapılan çalışmalar... Sosyal hayatla ilgili engellerin aşılmasında, Şentürk'ün kentsel altyapıdaki eksikliklere dikkat çektiği açıklamalar son derece büyük önem taşıdı bugüne kadar.
Nasıl kötü şeyler eleştirilmek isterse, güzel şeyler de beğenilmek ister. Fiziksel Engelliler Derneği'nin bir sivil toplum kuruluşu olarak kendi sahasına hakimiyeti, diğer alanlarda faaliyet gösteren derneklere de örnek olacak şekilde.
Bin kez tebrikler...
GÜZEL HAVALAR
Orhan Veli "Beni bu güzel havalar mahvetti" diyor ya...
Gerçekten bu sene kış aylarının yerine, bahar aylarının gelmesi yaklaşan bahar ve yaz ayları için insanı endişelendiriyor. Belki Orhan Veli'yi değil ama bu güzel havalar önümüzdeki bir yılı mahvetme potansiyelini taşıyor. Şimdiden televizyon haberleri barajların doluluk oranları ile ilgili konulara mercek tutmaya başladı.
Bu iklim değişikliği denilen şey gerçek bir problem midir, yoksa bilim dünyasında türetilen, tüm insanlığa ayar çekme gayreti midir sorgulamaktan zarar gelmez. İster öyle olsun, ister böyle; havalar beklenmedik ölçüde sıcak gidiyor ve böyle giderse, önümüzdeki yaz aylarında hayatın olumsuz etkilenmesi kaçınılmaz.
Ekonomisi kış turizmine bağımlı işletmelerin şimdiden zarar gördüğünü kestirebiliyoruz. Bunların doluluk oranlarıyla ilgili haberler de iki üç akşam geçmeden farklı bir televizyon kanalında önümüze çıkıyor.
Kimsenin keyfini kaçırmak istemem ama şu an itibarıyla "Bu güzel havalar" doğalgaz harcamalarının düşmesi anlamına geliyor ama daha sonra bu durumun yarattığı "dün yediğimiz hurmalar" halini tecrübe edeceğiz galiba...
MUTSUZLUĞUN TEKNOLOJİSİ
Benim gibi teknoloji engelli olanlar...
Genelde bir şeyin üstünde ne kadar az tuş olursa o kadar rahat ederler.
Cep telefonlarının tuşlu olanlarını tercih ederler ama asıl rüyasını gördükleri eskiden aldıkları özene bezene yazılmış mektuplar, tombul ev telefonlarının üstündeki rakam sırasını tek tek çevirmektir.
Yine de kapıya dayandığında bu teknoloji denilen tuhaf çılgınlıktan kaçış yok gibi görünüyor. Taa eskiden daktilo kullanırken, bilgisayar klavyesinin rahatlığına kendini kaptırdıkları için kimse kendini suçlayamaz. Eski kafalılar bile...
Her teknolojinin bir mutsuzluk potansiyeli var. Mesela el yazısıyla yazı yazdığımız dönemde, dolmakalemin mürekkebi bittiğinde yüzler ekşitilirdi. Daktilonun şeridi koptuğunda, bir tuş takıldığında oflayıp puflamalar vakayi adiyedendi.
Fakat bu tür sıkıntılar, son dönem teknolojisinin yarattığı mutsuzluğun yanında sıfır... İnternet yavaş çalışıyordur sinirler tepeye çıkar. Tamamen kesilirse birçok sektörde hayat durur. Daktilo bir-bilemedin iki kişinin canını sıkarken, internet teknolojisinin yol açabileceği mahrumiyet duygusu binlerce, hatta milyonlarca kişi tarafından paylaşılabiliyor. Bırakın internetin tamamını, o anda işiniz olan tek bir siteye girememek bile çok sayıda kişiyi aynı anda mutsuz edebiliyor.
Teknolojinin insanın hayatındaki zorlukları ortadan kaldırıp daha mutlu bir dünya yaratma hedefine yönlendiğine inanmak zor böyle zamanlarda.
Tam tersi daha doğru gibi geliyor...
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com