ÇANTANIN AĞIRLIĞI...
17 Subat 2018 10:02:41
Bizde eğitimle ilgili konular bir acayip...
Okullar modernleşiyor, eğitim teknolojisi gelişiyor, öğretmen eğitiminde çıta her geçen gün yükseliyor, ders kitaplarının yanına bir sürü şey ekleniyor. Ama neticeye bakıldığında, daha önceki jenerasyonların gördüğü eğitimin beklendiği ölçüde üstüne konulamıyor gibi...
Elbette "eski eğitim ala, yeni eğitim bela" deyip de şimdikilerin eğitimine kara çalmak doğru olmaz. Nasrettin Hoca'nın durumuna düşmemek gerek. Hani hoca ata binmeye çalışırken beceremeyip düşmüş de, "Hey gidi gençlik!" demiş. Sonra bakmış etrafta kimse yok, "Atma hoca, ben senin gençliğini de bilirim" diye söylenmiş ya... Onun gibi işte...
Biz ortaokul sıralarındayken, bizden evvel tedrisattan geçmiş nispeten yaşlı kişiler, "Biz klasik matematik okuduk, modern matematik bilmeyiz" diyordu. Biz de sözü edilenin matematik öğretme metotlarıyla değil de aynı problemi çözmekte kullanılan farklı türde matematik ekollerinden bahsedildiğini zannederdik.
O sistemde çoğu kişi sene tekrarı yapardı, eğitim bir miktar kızılcık sopasından destek alırdı. Sadece okul değil aile ortamı da çocukların eğitimi için çeşitli şiddet yöntemleri kullanırdı. Yine de dört işlemi orta sona kadar öğrenememiş arkadaşlarımız olduğuna göre, eski eğitim sisteminin birtakım sorunları vardı.
Fakat bu şimdiki eğitim sisteminde sorun olmadığı anlamına gelmiyor.
***
Yanlış hatırlamıyorsam Maarif Vekaleti görevini üstlenenlerden biri çocukların çantalarının bundan böyle ağır olmayacağına ilişkin bir beyanda bulunmuştu ama ne gezer!
Ortaokul yedinci sınıfa giden mahdumun çantasını sırtına yüklerken, bel fıtığı olmanın işten bile olmadığını gözlemleme imkanı buldum. Meret sanki okul çantası değil, çimento torbası. Çocuğun gereksiz kitap taşıdığını düşünüp kontrol edince, matematik için üç, Türkçe için iki kitap, fen için bir asıl bir yardımcı, konu testleri filan derken ağırlığı azaltmanın bir yolu bulunamadı.
Eğer çanta ağırlıkları ve eğitimde kalite doğru orantılı olsa, bizim çocukların uluslararası sıralamalarda en önde gelmesi gerekir ama geçen yıl bu alanda nal topladığımızı öğrendik. Demek arada bir ters orantı var.
Doğru orantı deyince, bir kabın içindeki bilyelerin sayısını düşünüyorsunuz. Kap büyüdükçe içine konulabilecek bilyelerin de sayısı artıyor. Hacim ve bilye sayısı doğru orantılı oluyor. Ters orantı deyince de, bir musluk bir havuzu iki günde doldurursa, iki musluk bir günde doldurur diyoruz. Bu da ters orantı oluyor.
O kadar kitap yüküyle Milli Eğitimde sıra atlayamıyoruz maalesef. Bizim zamanımızda öğrencinin eğitim karşılığında ödemesi gereken kefareti kızılcık sopası belirliyordu, şimdilerde okuyanların kefareti ise sırtlarında eşek yükü kitap taşıması oluyor galiba...
Çözüm belki kitapların bütün olarak değil, konulara göre fasiküller halinde verilmesi şeklinde olabilirdi ama demek devletimiz kaybolur filan diye endişe ediyor...
Bu doğruysa, aynı endişeyi eğitimde kullanılan enstrümanların eğitime doğrudan etkisinin eşit orantılı olarak nasıl etki edebileceğine kafa yorulsa, şimdi Türkiye'nin dünyanın bilim üssü olması gerekirdi.
***
Çanta yükü dışında, eğitim sisteminde yapılan yeniliklerle eğitim seviyesi arasında doğru orantı kurmuş olsanız, yine dünyanın en iyi eğitimi bizde olmalıydı. Zira dünyanın hiçbir ülkesi eğitim konusuna bu kadar fazla kafa yormamıştır.
Her bakan değiştiğinde sınav sistemleri değişir, politik liderlerimiz bir gün aklına koyar, eğitim sisteminde devrim yapacak yenilikler yürürlüğe girer. Eğitimle ilgili olmayan ne kadar etkili yetkili varsa bu konuda görüş beyan eder.
Fakat netice her zaman bunca üzerinde uğraşılan bir alana harcanan emekle, elde edilen sonuç arasındaki ilişki, doğru orantıya değil de inadına ters orantıya benzer.
Okullarda veli toplantılarının normalde eğitimle ilgili olduğunu varsayarsınız. Öyle olsaydı yine eğitimde okul-aile işbirliğinin olumlu sonuçlarını net olarak görmek mümkün olabilirdi. Fakat ne zaman gitseniz, bu toplantıların daha ziyade okul aile birliği aidatları gibi duygusal nedenlerle olduğu ortaya çıkar nedense...
Niye böyle olduğu, siyaset ve bürokrasi karması, hikmetinden sual olunmayacak gizemli bir anlayışla açıklanabilir ancak.
Bizde eğitimle ilgili konular hakikaten bir acayip...
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com