DAHA GENEL BİR PERSPEKTİF: TSO SEÇİMLERİ
18 Nisan 2018 08:08:57
Son iki yıldır bu satırlarda Ereğli'nin şu anda içinde bulunduğu problemlerin yeni bir dönemin doğuşuna hazırlık olduğuna işaret eden yazılar yazılıyor. "Eğer statüko problem çözme yeteneğini yitirirse, yerini başka bir şeye bırakır" hipotezine dayanan yaklaşımda yazılardı bunlar...
Sadece Ticaret ve Sanayi Odası veya geride kalan organ seçimleriyle ilgili bir konu değil bu. Merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'den işittiğim bir söz, "Kaostan yeni bir düzen çıkar" şeklindedir. Merhum Prof. Dr. Mahir Kaynak da bir yerde yeni bir denge oluşturmanın yolunun, revizyonlar şeklinde değil, eskinin yerini yeniye bırakmasıyla mümkün olduğunu anlatmıştı.
Ereğli ile ilgili olarak bir durum tespiti yapmamız lazım. Karadeniz Ereğli'nin siyaseti, sivil toplumu ve diğer kurumsal yapıları, son çeyrek asırdır problem çözme yeteneği konusunda iyi sınavlar vermedi. Refah toplumunun ana unsurları, problemli sahalarda çözülmesi gerekenlerin tüm ilçenin aynı anda sahiplenmesi gereken konular olduğuna inanmak istemedi, çoğu kez başını başka yere çevirmekle, "Ama onlar da şöyle..." diyerek kendini problemli sahaların dışında konumlandıran konformist bir pozisyonu tercih etti.
Özellikle ikibinli yıllardan itibaren sorunların çözülmek şöyle dursun, kümülatif, birbirine bağımlı bir bütün halini almasının sonuçlarını ilçede yaşayan her sınıf ve toplumsal gruptan insan farklı şekillerde yaşadı.
Anlayacağınız bir değişim ve dönüşüm dünyasının kapılarına geldik dayandık. Fakat olağan tutumumuzla yine gerçeği görmemek için başka yöne bakmayı, doğru olanın yerine o gün için münasip olanı yapma alışkanlığımızı sürdürdük.
Ama siz görmeseniz, görmek istemeseniz de, mecburiyet hasıl olduğunda yeni olan kendini gerçekleştirmenin bin bir türlü yolunu bulacaktır.
YENİLİĞİN ÇEKİMİ
TSO seçimi sadece bu değişim sürecinin halkalarından biri... Sivil toplum kuruluşlarının ve siyasi parti yöneticilerinin birçoğu, görevlerinde muazzam başarıları, ilçeye kazandırdıkları değerlerin oluşturduğu ışıltılı ayla sayesinde değil, 'Ahbaplar ve çavuşlardan" delege ve üye kaydı sayesinde koltuğunda duruyor. Bir anlamda değişime direnç gösteriyor.
Bu direncin ancak bir fetret devri boyunca yeterince güçlü olabileceğini öngörmek herhalde yanlış olmayacaktır. Günü geldiğinde yeni olanın gücü, tıpkı her an daha da şiddetlenen bir sel önündeki eğreti set gibi eninde sonunda eski olanı teslim olmaya zorlayacaktır. Zira güçlü olanlar yaşlanıyor, durağanlaşıyor, şu veya bu sebeple sosyal hayattan uzaklaşıyor. Yerine yeni dünyayı daha iyi bilen, daha enerjik, daha genç, daha geniş ufuklara sahip kadroların gelmesi kaçınılmaz.
Karadeniz Ereğli'nin bu anlamda bir tasviri nasıl yapılabilir? Ereğli eski ve yeniyi birbirinden ayıran çalkantılı bir anafor etrafında dönüyor. Anaforun çevresindeki sular bir taraftan akışa direnmeye çalışıyor ama kaçınılmaz şekilde girdap merkezine çekiliyor. Anaforun öbür tarafında başka, ürküntü verecek kadar yeni, yepyeni, bazı kapıların kapandığı, başka kapıların açıldığı bir dünya var ama geleceğin bilinmezliğine duyulan şüphe, Ereğli'yi anaforun bu yanında tutuyor.
Henüz eski dünya tarafındayız...
GENÇLİK FAKTÖRÜ...
Üyesi bulunduğum dernek kongreye giderken, yeni bir yönetim arayışı içinde olan arkadaşlar fikrimi sorduğunda bazı kişilerin ismini verdim. "Bunlar daha çok genç" dediler. Artık yeni ufukların aranmaya başlanması gerektiğini, bunun en iyi yolunun en dinamik grup olan, kendini ispatlama ve başarma ihtiyacı içindeki gençlerden geçtiğini dilimin döndüğünce anlatmaya çalıştım. Hala da aynı fikirdeyim... Netice nedir derseniz, olmadı. Fakat olacaktır.
Geçtiğimiz yüzyılın başında İngiliz Donanma Bakanı John Fisher'in genç subayları üstlerinin amiri yapmasına eleştiri getiren yaşlı amirallere verdiği cevap da aynı inançla ilgilidir. "Protokol sırasınca atama yaparsam, o kişi kendi meziyetleri dolayısıyla o makamın hakkı olduğunu düşünür. Oysa genç birini atadığımda, bana yanılmadığımı ispatlamak isteyecektir" der Fisher.
TSO seçimleri en demokratik seçimler arasında yer alır. Zira demokratik seçimlerin niteliği daha eğitimli toplumlarda daha yüksektir. Burada da durum böyle... TSO seçimlerinin seçmen kitlesi manipülasyona çok dirençlidir ve gerçekten ikna olmadığı şeye oy vermezler.
Şimdi TSO'da yeni bir dönem başlıyor. Fisher örneğindeki gibi, bu hafta yapılacak olan yönetim kurulu toplantısında görevi üstlenecek kişi, kendisine oy veren TSO üyelerinin ve TSO Meclis üyelerinin yanılmadığını ispatlamak gibi zorlu bir sorumluluğu da omuzlarında taşıyacaktır.
Anlayacağınız bu kurumda karizmatik bir başkanın etrafındaki güç halesinden çözüm bekleyenlerin azaldığı, buna karşılık organize bir topluluk olarak, bugünün, hatta geleceğin koşullarına uyum sağlayarak yeni arayışlara girilmesi gerektiğini düşünenlerin sayılarının arttığı anlaşılıyor. Sadece TSO başkan adaylarının, hatta üyelerinin yaş ortalaması bile görmek isteyene artık bir dönemin sonuna, yeni bir dönemin başına geldiğimiz uyarısı veriyor.
Eğer algılamak istiyorsanız, bu değişim havasını ta ciğerlerinizde hissetmeniz mümkün.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com