![TAKDİR EDİLESİ BİR ADAY...](https://www.degisimmedya.com/image/editor/3437_huseyin-aksakalim.jpg)
TAKDİR EDİLESİ BİR ADAY...
11 Haziran 2018 09:28:55
Hepinizin gönlünde bir siyasi parti, o siyasi partinin adayları içinde de kendinizi diğerlerinden daha yakın hissettiğiniz bir aday vardır, olabilir.
Bir siyasiyi kendinize yakın hissetmek genelde subjektif bir konudur. Yani eğitimi diğerlerinden fazla, kariyeri daha parlak, hitabeti güçlü gibi daha somut kriterlerden ziyade, kişiden kişiye değişen bakış açıları etkilidir bunda.
Adaylık denilen şey bir cesaret işidir ve hepsi sosyal açıdan başkalarından daha girişken kimselerdir. Girişkenlik söz konusu olduğunda, parti aidiyeti adaya bir nevi koruma sağlar. Parti aidiyeti olmadan adaylık ise girişkenliğin yanı sıra gözükara seviyesinde bir cesareti gerektirir.
Bu noktada en fazla takdir edilmesi gereken adaylar bağımsız adaylardır. Bu en cesur, en girişken aday türünün, seçim sisteminin mendebur bir yönü nedeniyle nadiren seçim kazanması üzülecek bir konudur.
***
Yukarıda takdir edilmesi gerektiği ifade edilen "Bağımsız Aday" steril bir kavram...
Bağımsız adayların arasında bile diğerlerinden daha fazla takdir edilesi adaylar olabiliyor. Bunu da bu seçim döneminde Zonguldak'ta gördük.
Zonguldak Ereğlisi'nden bir bağımsız adayımız var. Safiye Orhan Baltacıoğlu. Kendisini hiç tanımam. Seçim sürecinde dahi hiç tanışmadık. Ticaret yaptığı pazaryeri bölgesinin bizim fakirhaneye yakınlığı nedeniyle sürekli yaya olarak geçtiğim pazaryerinde sürekli gördüğümden bir göz aşinalığı var sadece. İsmini bile adaylığını açıklamasından sonra öğrendim.
Safiye Hanım, kendisine "Şalvarlı aday" diyebilecek kadar köklerini benimseyebilen, siyasette ilerlemek için ne baş örtüsünden, ne şalvarından vazgeçmeden, sırf kendisi olarak yarışa girmesiyle ayrıca dikkat çekici bir aday.
Halktan bir vekalet istemiyor, bizatihi halkın ta kendisi olduğunu iddia ediyor bu tutumuyla. Bunu lafzen de ifade ediyor:
"Ben taşın altına elimi değil her şeyimi koydum. Ben Zonguldak'ın milletvekilliğini istiyorum. Benim arkamda halk var. Ben bugün esnafı, halkı, köylümüzü temsil ediyorum. Ben şalvarlıyım köylüyüm, halkı temsil ediyorum. Herkesi temsil ediyorum. Allah'ın izniyle bu seçimlerin üstesinden geleceğim. Benim ekibim var."
***
Safiye Orhan, köyü mü, kadınları mı, halkın genelini mi, belli bir sosyal grubu mu temsil ediyor bilemiyorum. Büyük ihtimalle her şeyden önce kendini temsil ediyordur ki sahicilik kriterinin temelidir bu. Diğer adaylarda daha az bulunan bir nitelik. Aslında, entel dantel numarası çeken, bilmediğini biliyormuş gibi ekonomi hakkında vaaz veren, gazeteden okuduğunu kendi bilgisi gibi satanları, olduğu gibi görünmek yerine, beklendiği gibi olmayı tercih edenleri göz önüne alırsanız çok değerli bir nitelik...
En azından şu söylenebilir... Safiye Hanım, diğer siyasilerin umut aşılayarak oy istediği, seçimden sonra unutulan, köylüyü, işçiyi, memuru, toplumsal hiyerarşinin en büyük ama en fazla ihmal edilen kesimini temsil ediyor. Bir gün sürekli başkalarının çektiği iplerle oynamaktansa, kendi kaderini eline almak isteyen sıradan insanların tamamını temsil ediyor.
Ve eğer ki Kurtuluş Savaşı'nda Karadeniz'den orta Anadolu bozkırlarına silah sevkiyatında, elinde öküzlerinin yuları, sırtında kundaktaki bebeğiyle kararlılık ve güç timsali Anadolu kadınını temsil ettiği ifade edilirse abartılıyor demeyin. Çünkü giriştiği işin gerektirdiği cesaret ve fedakarlığı ifade etmek için başka bir örnek bulmak kolay değil.
***
Laf olsun diye söylenen bir şey değil bu. Gerçekten bağımsız bir aday olmak zor zanaat bu seçimlerde. Geçen seçimde olsayani 2015 seçimleriSafiye Orhan'ın adaylığı belki bu kadar büyük bir cesaret sayılmayabilirdi.
Çünkü bu seçimde bağımsız adayların şansı maalesef öncekilerden daha az. Önceki seçimlerde bağımsız adaylar siyasi partilerle yarışıyordu. Bu seçimde üç-dört partiden oluşan ittifaklarla yarışmak zorundalar. Tek bir partinin aldığı oydan çok daha fazlasını alarak seçilmeleri mümkün. Zonguldak özelinde ise bu durum iki vekil çıkaran bir ittifakın yarısından fazla oy almak anlamına geliyor. Aşılması zor, çetin bir engel bu.
Yine de Safiye Orhan, önünde bir çıra yakarak demirden bir dağı eriterek karşı tarafa geçmeye çalışıyor. Şimdilik duvarı bir miktar ısıtmayı başardığı söylenebilir. Kim bilir, belki karanlığı dağıtan başka çıra parçaları eklenir onunkinin yanına... Çıra sayısı çok fazla arttığında, demir dağın istikbalinin ne olacağını kim bilebilir?
Belki de önemli olan varılacak hedef değil, o hedefe giden yolun kendisidir. Orhan, bir yol açtı. O yoldan giden birisinin gelecekte hedefe ulaşma ihtimali doğdu en azından.
Zaten "zor" demek de "imkansız" demek değildir.
Neden olmasın?
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com