MECLİS ÜYELERİ...
14 Ocak 2019 09:05:34
Aday açıklanacak ama bu satırların yazıldığı esnada borsada yükselen ve düşen şirketlerin isimlerinin değiştiğinden daha hızlı şekilde sosyal medyanın adayları değişiyordu. Hep söylendiği üzere zarftan çıkmayan isim kesin değildi. Bir şey demiyoruz bunlara. Son iki üç hafta içinde "Kesin" denilen o kadar farklı isim çıktı ki aceleci yorumcuların itibarı hayli yara aldı. (Nihayet Erol Şahin AK Parti adayı olarak açıklandı da tartışma bitti. Hayırlı olsun)
Adayın ismi de önemli belki ama... Meclis üyeliklerinin nasıl dağıtılacağı da önemli, İl Genel Meclisi'nin kimlerden oluşacağı da.
Geçen seçimde meclis üyelikleri belirlenirken yaşanan bir olay anlatıldı geçenlerde... AK Partililer seçimi kazanacaklarına inanmıyor, onikinci sıradan sonrasına isim yazmakta zorlanıyor. Bir esnafa gidiyorlar adaylık teklif etmeye. Adam işim gücüm başımdan aşkın diyor. Belki kazanamayacak sıraya adını yazdırmanın yanlış olacağını düşünüyor belki, belki sahiden işleri bu faaliyetler için zaman ayırmasına izin vermiyor.
Bu arada partili olduğu bilinen başka biri, ekmek almaya evinden çıkıyor, karşıdan geçerken onu görüyorlar, "Ya bi gelsene" diyorlar. Adama durumu anlatıyor, meclis üyesi adayı olarak yazacaklarını söylüyorlar, uzatmayalım adamcağız kabul ediyor. Ondan sonraki beş yıl boyunca ilçede belediye meclisinin aldığı tüm kararlarda bu arkadaşın da oyu var.
Stratejik davranmak çözüm getirmeyince, pratik davranmaktan başka çare yok demek ki.
***
Hem bu işler kısmet işi aynı zamanda...
Eski Ereğli Kaymakamlarından biri anlatmıştı. 2002'de yeni kurulduğu dönemde, katılacağı ilk seçimde Kayseri'de eşraftan birini milletvekili adayı gösteriyorlar AK Parti'den. Adam kazanmasını mümkün bulmadığı bir sıradan gösterildiği için adaylıktan istifa ediyor, yerine başka birini aday gösteriyorlar. Kısmete bakın adam kazanıyor. 2009'a kadar milletvekili oluyor, sonra da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı.
Bu kısmetli arkadaşın adı Taner Yıldız. Hepiniz tanıyorsunuz.
***
Neyse uzaklara fazla dalmayalım.
Karadeniz Ereğlisi'nin bundan elli yıl önceki meclis üyeleri profiline bir göz atan herkes, bu kişilerin tamamının çarşı merkezinde ticaret yapan esnaftan oluştuğunu gözlemleyebilir. Tabii Erdemir kurulduktan sonra kozmopolit bir kente dönüştü Ereğli. Ondan sonra gelsin şu hemşeri derneği, gitsin şu sivil toplum kuruluşu, hepsi 'Bizim başkanı meclis üyesi yapın' yarışında.
Seçimler yaklaşırken hala ilçedeki hemşehri dernekleri nüfus yarıştırmaya başlar. Benim yirmi bin taraftarım var. Benimki daha fazla. O mu olsun, bu mu olsun. Rakamlar öyle uçuk rakamlardır ki alt alta yazsan Ereğli nüfusunu aşan sayılara erişirsiniz.
İş sonunda Nasrettin Hoca'nın hesabına dayanır. Aha Ereğli'nin nüfusu şu kadar. Sizin söylediğiniz sayıları topladım bu kadar. Bu memlekette hiç mi Ereğlili yok, sadece siz varsanız Ereğlililer nerede, yok hepiniz Ereğliliyseniz, bu rakamlar nerede?
Geçenlerde yine biri diyor ki, meclis üyesi adaylarının büyük bölümü belediye plaj tesislerinden rahatça yararlanmak için meclis üyesi oluyormuş. Dudak uçuklatan bir iddia. Bu doğru değildir büyük ihtimalle ama üye belirleme işinin baştan savmalığın hakim olduğunu söyleyen olursa karşısında mantıklı bir argüman geliştirmekte zorlanıyor insan.
Sonuca gelince, ağlanacak halimize gülmeye başlıyoruz.
***
Yine de yerel seçimde meclis profilinin büyük önemi var.
CHP'den istifa eden meclis üyeleri, dönemin belediye başkanının liste dışı bıraktığı meclis üyelerinin seçimin sonunda belediyenin el değiştirmesinde rolü olduğunu bugün neredeyse kabul etmeyen yok gibi.
Sonra, bu geçtiğimiz beş yılda belediyenin performansında, yaratılan algılarda yeni belediye yönetiminin yaşadığı zafiyetlerin arkasında belediye meclis üyelerinin farklı tutumları etkili olmadı mı? Yine de bu durum dolayısıyla meclis üyelerinin suçlandığı veya negatif atıflarda bulunulduğu zannedilmesin. Aynı parti içindeki ihtilafların büyük bölümü aynı zamanda Belediyenin plansız, uygunsuz işlerinin sonucu ortaya çıktı.
Yine Nasrettin Hoca gibi, o da haklıysa, bu da haklıysa çözüm nedir?
***
Sorunların hepsi, kentli, kent sorunlarını algılayıp ona göre tutum belirleyecek ve gerekirse belediye yönetimini yanlıştan alıkoyacak basiret ve cesarette meclis üyelerinin çoğunlukta olduğu bir meclis kuramamaktan kaynaklanıyor.
Diyelim belediye bir proje üstünde çalışıyor. Bu projenin bazı kısımları yasal sorunlar çıkaracak. Faraziye bu ya... Meclis üyelerinden birileri durumu fark ettiğinde ne yapacağı konusunda bile hemfikir değiliz. Parti disiplinine uyarak yukarıdan gelen kararı olduğu gibi kabul mü etsin, yoksa partide bölünmüşlük duygusuna yol açarak gerçeği mi savunsun?
Bize göre, sırf durum öyle gerektiriyor diye gerçeği savunamayan insanlar makbul kişiler değildir. Her koşulda kendi doğruları olan ve onları tüm engellere karşı savunabilecek meclis üyeleri, sadece el kaldırmak suretiyle varlığını belli edenlere yeğdir.
Çok şey var bu konu ile ilgili söylenecek ama lafın hepsi her yerde söylenmez.
***
Belediye Meclisinden bir de İl Genel Meclisine bakalım.
İl Genel Meclisi, il genelindeki bayındırlık işlerini yürütür. Merkezi ödenekten gelen tahsisleri adil şekilde dağıtır, bunlardan en yüksek faydayı elde etmeye çalışır. Genelde partiye oy getirebilecek kişiler arasından seçilmek suretiyle bu meclisin de liyakat esasından saptığını söylemek herhalde yanlış olmaz.
Bir ilde kimin seçim kazandığı sorulduğunda bakılacak iki şey vardır. Biri il genel meclisi oylarıdır. İkincisi de merkez ilçede kimin kazandığıdır. Siyasi bakımdan bu kadar önemli olduğundan, siyasetin belirleyici mekanizmalarının bu şekilde davranması hiç şaşırtıcı değil.
Ama bunun doğru olmadığı da ayan beyan ortada.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com