MECLİSTE ŞEN DAKİKALAR...
07 Mart 2019 09:03:49
Ereğli Belediye Meclisi seçim öncesinde son toplantılarını yapıyor... Dün başladı, bugün son toplantıyla bir meclis dönemi kapanacak.
Normalde hüzün olur diye beklersiniz. Belediye Başkanı Hüseyin Uysal, toplantı öncesinde bir grup meclis üyesi ile girişte kahkahalar atıyor. Yaklaştık, anlaşılan eski meclis üyeleri bir dernek kurma esprisi üzerinden şakalar yapıyor. Belediye Meclisinde iki üç dönemdir bulunan isimler olmasına rağmen, yeni dönemde CHP'li Fikret Fota dışında kimse yok listelerde. Yani meclisin neredeyse tamamı eski meclis üyelerinin bulunacağı derneğin potansiyel üyesi.
Başkan Uysal tınmıyor gibi... "Seçilirsem," demiyor, "Seçildiğimde" diyor. Sanırım dernek üyeliğine engel bir durum olur seçilirse.
Fikret Fota üstüne kondurmuyor. "Ben" diyor, "2014'te 14. Sıradan, CHP'nin seçilen son meclis üyesi oldum. İki kez AK Parti listesini delerek encümene girdim, üçüncü kez aday gösterilsem yine girerdim. Bu dönem de kazanacağıma inanıyorum" diyor.
Fikret Fota 28 kişilik CHP listesinde 27. Sırada. "Meclis üyeliklerinin tamamını alacağız, yerimden şikayetim yok" diyor.
Gülüşmeler gırla gidiyor... Yine de hakkını vermek gerek, "En yoğun gündeme sahip meclis" iddiasındaki bir meclisten, yeni dönemde aday olma başarısını gösteren tek kişi Fota... Hiç değilse listede.
Diğerlerinde bu da yok...
ANKETLERE GÜVENMİYORUM...
Anketlere güvenmiyorum. Oldum olası güvenmemişimdir. Sonunda bu görüşüm devletin en üst tabakalarında da karşılığını buldu. Bir kez daha haklı çıkmanın dayanılmaz kıvancı içindeyiz bugünlerde.
Gülüyoruz ağlanacak halimize. Eskiden televizyonda, gazetelerde, internet sitelerinde anket sonuçları yayınlanırdı. Toplumun büyük bölümü bunları kesin gösterge olarak kabul ederdi. En sonunda anketlerden biri 'Sonucu tam olarak bilen şirket' olarak övünmeye hak kazanırdı. Burada bir itirafta bulunmak gerek. Nedense ben hep 'Sonucu tam olarak bilemeyen şirketler'in anketlerine bakmış olurum. Seçim öncesinde bir türlü bu tam olarak bilen tek şirketin anketine rastlamadan dönemi geçirmiş oluyorum.
Sonra televizyonlar, gazeteler, internet siteleri anket sonuçlarını yayınlandığında yeni bir moda çıktı. "İktidara yakın anket şirketi", "Muhalefetin yaptırdığı ankete göre" falan gibi ilaveler görmeye başladık. Eğer anket gerçekten anketse bunu kimin yaptırdığının ne önemi var oysa? Ama olduğunu biliyoruz ya. Anketler gaz alma aracına dönüşmüş.
Zaten seçim sonucunu bilmekle ilgili bir sıkıntı var. Seçimden önce hangi anket firmasının doğru sonucu vereceğini bilmekle boğuşurken, bu sıkıntının adedi ikiye çıkıyor. Hangi anketçinin doğru sonucu bildiğini tahmin etmekle boğuşacağıma, doğrudan seçim sonucunu tahmine çalışmak gerekmez mi?
Böylesi daha kolay...
ADAYLARIN PROJELERİ...
Belki bu seçim işi de nafile bir çaba...
Baksanıza bütün adaylar festival yapacakmış, kent meydanı yapacakmış. Hepsi işsizliğe çare olacakmış, kimsesizlerin kimsesi olacakmış, Ereğli'ye çağ atlattıracakmış, trafik sorununu çözecekmiş. Şu anda yedi adayımız var. Emin olun aday adaylığı döneminde ortaya çıkan kırka yakın kişi de bu konularda çözüm önerilerine sahipti. Daha önce nabız yoklayan yüz kişi de aynen böyleydi.
Bu kadar pratik akıllı, kısa sürede sorun çözen insanların yaşadığı bir yerleşim yerinde, bu meselelerin onlarca yılı bulan süre boyunca el değmeden bırakılması stratejik bir tutum mudur diye geliyor insanın aklına. "Hacı, hacı, çözecek bilginiz vardı da bu kadar zamandır bunları kendinize mi sakladın" demezler mi adama?
SEÇİMLER NASIL GİDİYOR?
Önüne gelen seçimler nasıl gidiyor diye soruyor...
Onu bunu bilmem. Geçenlerde sosyal medya sayfamda, seçimi kim kazanırsa kazansın hayatımın değişmeyeceğini, seçimlerin siyasilerin yaşamını değiştireceğini, kendi yaşamımı değiştiren kararları başkalarına bırakmayacağımı ifade eden bir not yazdım. Altında başladı politik bir kavga. İş küfür noktasına gelmeye başlayınca paylaşımı kaldırdım.
Bundan sonraki öngörüm, artık siyasi konuşmaların sadece kendinizle aynı siyasi görüşü taşıyanlarla yapılabileceği şeklinde. Milletin birazı şucu, birazı bucu olmuş derken birbirlerine öyle ayar olmuşlar ki, pazardaki sebze fiyatlarını konuşsan, sonuçta adliyelik vakalar ortaya çıkma ihtimali var. Seçimler nasıl gidiyor diye soranlara da aynısını söylüyorum. Adaylar mutedil, yandaşlar hiddetli. Böyle gidiyor.
Ürkerek söylüyorum. Zira her haltı yanlış anlamak delikanlılığın raconuna dönüşüyor gibi. Arkadaşlar, herhangi bir siyasi görüşe sahip olmak ülke veya bölge meselelerinde çözümün anahtarı olmakla aynı anlama gelmiyor. Sizin çözüm tüm toplum bireylerini kapsayacak bir çözüm de olmayabiliyor. Bu yüzden sizinkiyle aynı olmayan görüş dile getirildiğinde onu susturmak yerine dinlemeyi tercih edin. Çok şey öğreneceğiniz garanti.
Diyeceğim ama pek de umudum yok.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com