Seçim Yazıları 1 - STRATEJİ...
01 Nisan 2019 10:36:01
Şu anda henüz seçim sonuçlarıyla ilgili verileri sindirmiş değiliz. Ülke genelinde kesin sonuçlar bir iki yerde sonucu değiştirebilir ama bölgede alınan sonuçlar net. Kafalar daha da netleştikçe yeni detaylar ortaya çıkacaktır. Ama şu an itibarıyla genel manzaraya baktığımızda, Karadeniz Ereğli'de iki temel stratejinin yarıştığını söyleyebiliriz.
İki temel strateji, çünkü seçimin iki parti arasında geçeceği belliydi, fark çoğu kişinin beklediğinden fazla olsa da AK Parti ve CHP dışındaki partilerin alacakları oy konusunda yorumcular ittifak halindeydi.
Bu nedenle AK Parti'nin ve CHP'nin stratejilerini karşılaştırmak gerek. İki partinin stratejisi öylesine farklı ki, matematiksel bir ifadeyle seçmen haricinde ortak bir küme bulamıyorsunuz.
***
CHP ve Karadeniz Ereğli Belediye Başkan AdayıMazbatasını almadı ama artık başkan demek gerekHalil Posbıyık'ın stratejisinin iki temel söyleme dayandığı söylenebilir. Bunlardan birincisi, "Beni Ereğli Halkı aday yaptı." ikincisi de "Ben liderim" söylemi...
Bunlardan birincisi, Ereğli halkı ve seçmeni dışında herhangi bir güce ihtiyaç bulunmadığını ifade ediyor. Posbıyık, gerek aday adaylığından adaylık sürecine geçerken, gerekse seçim çalışmaları esnasında bu söylemi her konuşmasının bir köşesine sıkıştırdı. Doğru mudur? Sonuca bakıldığında söylenebilecek şey bunun doğru olduğudur.
Posbıyık'ın ikinci söylemi de "Ben liderim" şeklinde. Posbıyık liderlik kavramının içini "Tecrübe" ve "Ereğli halkının sevgisi" yanında klasik "Sevgi Barış, Dostluk" sloganıyla doldurdu. İlk bakışta basit bir böbürlenme gibi görünebilir ama bu söylem, tüm seçim kampanyasında seçmenin dikkatini kendisine odaklamanın bir yolu olarak da değerlendirilir. Böyle değerlendirilmesi gerekir. Kısaca, CHP ve Posbıyık, tüm seçim stratejisini aday ve kent seçmeni üzerine odakladı.
Bunların stratejik tercihleri belirleyen tematik söylemler olduğunu nereden biliyoruz? Bunun izahı çok basit. Başkan Halil Posbıyık Değişim Radyo'da iki program yaptı. Bu programların etkisini arttırabilmek için yanında bulunan ekip arasındaki işbölümünü gözlemleyen herkes, Posbıyık'ın sadece "Lider" özelliklerine güvenen bir stratejiyi değil, aynı zamandan doğru bir işbölümü ile her an ne yaptığını bilen bir ekip kurduğunu da görebilir.
Ona bakarsanız, bu ekip arayışının başka bir tezahürü de belediye meclis listesinin ilk sırasına koyduğu, ilçede saha tecrübesi en yüksek olan siyasilerden Yaşar Balcı'dır. Karşılaştığım siyasiler arasında gerçekleşen sonuca en yakın tahmini yapan CHP 1. Sıra Belediye Meclis Üyesi ve Eski İlçe Başkanı Yaşar Balcı'dır.
***
AK Parti, AK Parti Adayı Erol Şahin ve AK Parti teşkilatı ise CHP stratejisinin tam tersi bir strateji izledi. Şehrin öz dinamiklerini tamamen denklemin dışında tuttu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın karizmasına, bakanların, bakan yardımcılarının, başdanışmanların, genel başkan yardımcılarının ziyaretleriyle dış dinamikler algısını iyiden iyiye perçinledi. Seçim kampanyasının danışmanlık kısmı bile ithal unsurlar üzerinden gerçekleştirildi. AK Parti adayı Erol Şahin seçim kampanyasının tali bir unsuruna dönüştü. Normal koşullar altında seçimin ana ekseni olması gerekiyordu oysa...
Şunu söylemek mümkün... Eğer AK Parti, seçim kampanyasında ana eksene adayını koymuş olsa, şehir dinamikleri üzerinden daha yerel bir siyaset yürütmüş olsa, dış dinamiklerin etkisi çok daha sonuca etkili olabilecekken, tüm hesapları dış dinamiklere yaslayan seçim stratejisi beklenen sonucu veremedi.
İlave olarak şu söylenebilir. Bir önceki AK Partili belediye döneminin kabahatlerinden kurtulmak da aynı sebepten ötürü mümkün olamadı. AK Parti seçim kampanyası, aynı zamanda bir önceki dönemi aklama veya onu reddetme çabaları arasında gelip giden bir kampanya oldu. Bu da etkinliği iyiden iyiye azalttı.
***
Daha genel bir çerçeveden ifade edilebilecek bir konu da, strateji ile taktiğin aynı şey olmadığıdır. Eğer doğru bir stratejiniz yoksa, taktik olarak değerlendirilebilecek manevralarınızın çok büyük bir anlamı olmuyor. CHP ve Posbıyık'ın seçimi stratejisi ve taktiği açısından uyumlu bir anlayışı varken, AK Parti sadece taktikler üzerinden seçim götürdü. Son haftada sivil toplum kuruluşlarının kurumsal yapısı üzerinden üyeleri etkileme çabası gibi girişimler, stratejisi yanlış bir kampanyanın, kopuk, etkisiz taktikleri olarak değerlendirilebilir.
Seçimle ilgili daha yazılacak çok şey var. Özellikle alınan sonuçlardan ve adaylardan bağımsız olarak, gerek ulusal düzlemde, gerekse yerel düzlemde kazananların ve kaybedenlerin değerlendirilmesi gerekir ki bu yazının kapsamını aşıyor.
Bir süre daha bunları değerlendirmeye devam edeceğiz demek ki...
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com