UFUK MESELESİ...
17 Nisan 2019 08:56:11
Bir sanayi kentine nasıl bir turizm kenti kimliği kazandırırsınız?
Her sene Nisan ayının üçüncü haftasında kutlanan Turizm Haftası'nın Karadeniz Ereğli'deki ana teması büyük ihtimalle budur. Hem sadece bu sene değil, geçen sene ve önceki sene de buydu. Muhtemelen gelecek senenin teması da aynı olacak.
Zira Karadeniz Ereğli ülkenin her tarafındaki ortalama bir vatandaş için akla getirdiği sac rulosu ve dişli imgesinden kurtulmanın, algısını değiştirmenin yollarını arıyor. Ve algıları değiştirmek çoğu zaman ilk başta akla gelenden çok daha zordur.
Belki Kayalıdere'de birbiri ardınca düzen içinde dizilmiş şelaleleri görmeyen, Salı deresinde el değmemiş doğanı çağrısını işitmeyen, Tas Gölü'nde huzur aramamış kişiler vardır. Gerçekten vardır, zira sanayi sektöründen maişet elde edip, bir orman yürüyüşü için Bolu'dan berisinde yer bilmeyen sakinlerimiz, kendi bölgesindeki doğal güzellikleri şöyle uzaktan da olsa görenlerden fazladır.
Köyleriyle birlikte Yüz Seksen Bine yakın nüfusa sahip Karadeniz Ereğli'de kaç kişi içine basamaklar döşenmiş taştaki delikten Cehennemağzı mağarasına inmiştir? İnenlerin sayısının inmeyenlerin yanında devede kulak olduğunu söyleyenler büyük ihtimal haklıdır. Mesela Ölüce Deniz Feneri'ne gitmek bir türlü bize bile kısmet olmadı. Hadi bırakalım böyle gözle görülür yerleri. Uyuyan Güzel tepesinin neresi olduğunu kaç kişi biliyor? Göztepe'den fotoğraf çekmek, gün batımını seyretmek için özlem duyan kaç kişi var?
Hal böyleyken, kendimizin bile bilmediği, ayak basmadığı yerlere Türkiye'nin, hatta dünyanın dört bir yanından tarih, doğa, kültür tutkunlarının gelmesini nasıl bekleyebiliriz?
Karadeniz Ereğli turizm faaliyetleri açısından büyük bir potansiyele sahip olabilir ama eğri oturup doğru konuşalım:
Kullanmadığın potansiyel senin değildir
***
Evet. Turizm bir ufuk meselesidir. Tüm ufuk meseleleri gibi yarına halletmeyi bekleyemezsiniz ama öbür gün veya ondan bir sonraki gün bu konuda bir gelişme bekliyorsanız, o ufka uzanan ilk adımları bugünden atmanız gerekir.
Ziyaretçilere kapalı tarihi kale, ulaşımı çetin doğa mücadeleleriyle gerçekleşen deniz feneri, yol iz olmayan yabanlıklardan geçerek gidebildiğiniz güzellikler, tanıtımı yeterince yapılmamış değerlerle ilgili çalışmaya bugünden başlamak gerekir. Fakat öncelikle turizme açılacak alanlara Karadeniz Ereğli halkının ulaşılabilmesini sağlamak gerekir. Öncelikle buraların Ereğli halkına tanıtılması gerekir ki ilk adımların atıldığı söylenebilsin.
İşi somutlaştırmak için en yakın örnek üzerinden gidelim. Şurada Göztepe diye bir yer var. Ereğli'yi sahili ve Pençes bölgesine kadar uzanan şehrin her tarafını gözlemleyebileceğiniz, güneşin doğuşunu, batışını izleyebileceğiniz bir yer burası. Aha şuraya yazıyorum, turizme açılmış olsa, şehir dışından gelen misafirlerimin hiç birini oraya çıkarıp Ereğli'yi tepenin üstünden anlatmadan geri yollamazdım. Hem de imkan varsa bunu akşam gün batımından hemen önce yapardım ki bir çay içimi süresinden sonra günün dalgakıranın arkasında batışını da izlemek mümkün olsun. Her seferde Aşağıda müze olarak bekleyen Alemdar'ı, karşıdaki Ereğli Müzesindeki Krispos anıtını, geçtiğimiz yıllarda hizmete giren ve yerel kültürün öğrenilmesi için önemli adımlardan biri olan kent müzesini anlatırdım. Cehennemağzı'nda çöreklenip uyuyan Kerberos'un, kan ve ter kokusu içinde hırlayarak uyuduğu sırada, Herkül'ün mağaranın dar girişinden süzülüşünü anlatırdım muhakkak. Merak eden varsa oraları da gezsin diye yapardım bunu... Hepsini Göztepe üzerinde bir komutanın bir savaş alanını ele aldığı ciddiyetle yapardım büyük ihtimal.
Hep söylemişimdir. Göztepe olmadan Ereğli'nin ufku güdük kalacaktır ve ana eksen burası olmalıdır.
***
Ufuk meselesi...
Turizm haftası etkinlikleri kapsamında ayın 19'unda bir konser etkinliği gerçekleştirilecek. Cehennemağzı mağaraları diye yapıyor. Cehennemağzı'nda daha önce festival etkinlikleri mağaralardan en büyük olanında gerçekleştirilmişti. Fakat aynı mekanın yanından Ereğli'de birçok açık hava etkinliğinin yapılabileceği bir de amfitiyatro var. Sadece bir efsanenin yanında konumlanmasıyla bile huşu veren bir atmosferi var bu amfitiyatronun.
Arkadaşlarla tartıştık. Etkinlik bu iki mekanın hangisinde yapılacak diye. Cevaptan emin olamadık. Nasılsa gidince buluruz diye düşündük.
Fakat işin bir boyutu da oradaki koca bir yatırımın, sahildekinden çok daha büyük bir amfitiyatronun henüz tek bir etkinlik bile yapılmadan çürümeye bırakılması da aklımıza geldi de içimiz acıdı.
O tesisi değerlendirmeyi bilmeyen bir yerleşimde, ufuk hakkından en güzel sözleri söylesen kaç yazar? Neticede ilk adımları atmadan o üzerinde konuştuğun ufka hiçbir zaman varamazsın ki!
Ufka ulaşmak isteyip yürümeyi reddedenlerin dönüp dolaşıp varacağı yer zaten bulundukları noktadan başka bir şey değildir. Emek olmadan, çaba olmadan, mücadele olmadan bir turizm ufku Ereğli için hayalden başka bir şey değildir.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com