BU GÜNLERDE...
19 Nisan 2019 09:39:59
Bahar geldi...
Her bahar ayrı bir tecrübedir. Ağaçlar çiçek açar, çimler yeşilliklerini gösterir ama aynı nehirde iki kere yıkanılmayacağını söyleyen özlü söz gibi, her bahar kendi özelliklerini taşır. Biriciktir.
Mesela çok değil on yıl kadar önce, bahar ayları geldiğinde hükümetin özel idarelere ayırdığı bütçelerin yanı sıra Köydes ödenekleri de manşetleri süslerdi. Bugünlerde bu konulara giren olmadığı gibi, tarım ve kırsal kesimle ilgili pek kelam eden de olmuyor. Bilmem niye böyle oldu? Artık kırsal kesimlerin problemleri önceki kadar önemli değil mi, yoksa bu işlerin hepsi çözüldü mü?
Eskiden okullarda bahar aylarında öğrenciler okulların düzenledikleri piknik etkinliklerine katılırdı, bugünlerde her boş günde öğrenciler yaklaşan bilmemne sınavlarına hazırlanmakla iştigal ediyor. Bahar aynı zamanda genç bir yılı ifade eder ama artık böyle imgeler yeni nesille bağını kopardı.
Çocukluğumuzda yaşlılar 21 Aralık'tan sonra gelen 40 günlük Erbain dönemini, ardından gelen 50 günlük Hamsin dönemini takip eder, baharın geldiğine öyle karar verirdi. Nedense Nevruz bir tür azınlık bayramı muamelesi görürdü. Oysa bugün Nevruz olmasa ne gündönümünü, ne de baharın gelişini fark edebileceğimiz bir nirengi noktası yok. Hıdrellez günlerinin değişmezi sayılan piknikler de bugünlere has değil.
Yine de bahar geliyor, ağaçlar dallardan fışkıran çiçeklerle çıldırıyor. Soğuk hava memleketin bağlarını terk ettikçe, daha iyimser, daha güzel günlerin geleceğine dair inanışlar tazeleniyor.
Her bahar ayrı bir tecrübedir ama içinde değişmeyen şeyler de taşıyor demek ki.
MAZBATA...
Ekrem İmamoğlu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı mazbatasını aldı.
İmamoğlu'nun mazbatasını alması, 1994 yılından bu yana İstanbul'u yöneten muhafazakar geleneğin yerine başka bir şey geçtiğini ifade ediyor. Belediye başkanının mensubu bulunduğu partinin sol geleneğin bir parçası olması nedeniyle, önceki seçmen anlayışının büyük oranda değiştiğini öne sürmek için aceleci olmamak gerek. Başkanın bugüne kadarki hal, tavır ve açıklamalarına bakınca, kendisi yeni ufuklara açık olmakla birlikte, geleneğe de sahip çıkan bir tutumu olduğu anlaşılıyor.
Bu aynı zamanda İmamoğlu'nun muhafazakar ve milliyetçi kesimlerle, liberaller, sol kesim ve çeşitli egemen olmayan unsurlar arasında bir köprü görevi olma sorumluluğunu üstlendiğini gösteriyor. Ne ölçüde başarılı olduğunu ancak bekleyerek görebiliriz. Seçim sürecinde yaşananlar, İmamoğlu'na icraat noktasında da engeller çıkarılabileceğini getiriyor akla. İmamoğlu bu engeller karşısında daha önceki kararlı tavrını sürdürerek başarılı olabilir, başka türlü de yapabilir. Şimdiye kadarki görünüşler zahiri görünüşlerdi.
Konunun bizim açımızdan en önemli kısmı, ülkenin bir değişim ve dönüşüm sürecine girmeye hazırlandığının göstergeleridir. Belki biraz da aylardır stresini çektiğimiz seçim sürecinin, bu mazbatanın verilmesi ile nihayet sahiden bittiği, bundan sonra seçim olmayan 4,5 senenin keyfini sürme vakti geldiği düşüncesiyle sırttaki gam yükünden eksiltme yapmışızdır.
Hayırlı uğurlu olsun.
ÇALIŞTAY
Turizm hakkında daha önce de bir şeyler karaladık.
Geçenlerde Kaymakamlık ve Turizm Fakültesi tarafından düzenlenen çalıştayın açılış seremonisine katıldım. Konuşmalar uzadıkça uzadı. Çok basit şekilde ifade edilebilecek şeyler bir laf kalabalığı arasında boğuldu.
Konuşmalar sürerken bir iki gazeteci arkadaşla salondan çıktık. Dışarıda Turizm Fakültesi'nden gençlermuhtemelen öğretim görevlileri veya idari personelvardı. İlçede turizmin hali konusunda sohbet orada da devam etti.
Kendilerine daha önceden de çok yerde verdiğim bir örneği anlattım:
"Cehennemağzı mağaralarında sahildekine kıyasla daha büyük bir amfitiyatro var. Senelerce yapım sürecini konuştuk, sonra teslim sürecindeki eksikleri konuştuk. Hemen yanında efsane ve tarih bulunuyor. Senelerdir orada duran bu amfitiyatroda bugüne kadar tek bir etkinlik düzenlenmedi. İşte Ereğli'de bugüne kadar turizmin özeti budur."
Arkadaşlar, "ama bu kadar değil Ereğli'de turizm" dediler.
"Biliyorum. Fakat bugüne kadar turizme bakış bundan ibaretti" dedim.
"Bundan sonra böyle olmayacak" dediler.
Bu bir karar mı, temenni mi anlayamadım ama inşallah öyle olur. Fakat örnekler bu kadarla da sınırlı değil. Göztepe gibi şehrin merkezindeki bir seyir mekanının halen turizmindaha doğrusu öncelikle Ereğlililerinhizmetine girmemiş olması da Cehennemağzı Amfitiyatrosunun anlattıklarını destekliyor.
Gerçek bir girişimde bulunulmadığı sürece hedeflerden, amaçlardan bahsedilmesi yeterli olmuyor. Bize ilham veren bir eylem gerek.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com