OLUYOR AMA NEDEN?
29 Nisan 2019 08:59:58
Gazetecilik mesleğinin önemli kesirlerinden birisi, şüpheciliktir.
Bu meslek çoğu zaman görünenin arkasındakini fark etmeyi gerekli kılar. Kimi zaman bilirsiniz işin arkasında başka bir iş olduğunu da ne olduğunu çıkaramazsınız.
Kimi zaman da öyle sonuçlar çıkarırsınız ki doğrudan kanıt olmadan bazı şeyleri söylemenin doğru olmayacağını düşünürsünüz. Çıkardığınız netice ne olursa olsun, yanlış yapmaktan sakınma duygunuz ağır basar.
Bu durumlarda görüneni yazıp, okura pas atmaktan başka çare yoktur.
***
Mesela, CHP Milletvekilleri Ünal Demirtaş ve Deniz Yavuzyılmaz Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık'a hayırlı olsun ziyaretinde bulundu. Bu ziyaret, daha sonra belediyenin basın bürosu tarafından yerel basına servis edildi.
Bir partinin ilde seçilmiş iki milletvekilinin aynı anda, il genelinde kazandıkları en büyük belediyeyi ziyaret ettiğinde, o ilçedeki basın kuruluşlarının tamamının bilgilendirilmesini bekliyor insan. Gönderilen kısacık haberin içerik konusunda yeterince fikir vermemesi de cabası. Öbür türlü olsa, hem vekiller, hem de belediye başkanı gerek ilçe gündemi, gerekse ülke gündemi üzerinde mesajlarını kapsamlı bir şekilde duyurabilirdi. Ama böyle olmadı.
Bunun belediyenin tasarrufu olduğunu düşünmek de acelecilik olur. Zira AK Parti ilçe yönetimi belediyeyi ziyaret ettiğinde, duyurular belediye tarafından değil de AK Parti cenahından yapıldı. Yani belediye şu veya bu sebepleen iyi niyetli açıklama, artık belediye başkanının tüm ilçenin belediye başkanı olduğundan, kamplaşma anlamına gelecek eylemlerden kaçınması olacaktırböyle bir ziyarete basını davet etmemiş olabilir ama bunu vekiller de önceden duyurabilirdi.
Vekiller ve Posbıyık arasında aday adaylığı, adaylık ve belediye meclis adayları noktasında görüş birliği olmadığına yönelik bir algı var kamuoyunda. Eğer böyleyse konunun ele alınış biçimi, hala aradaki buzların erimediği şeklinde yorumlanabilir mi?
Belki öyledir, belki değildir. Bu işte belki görmediğimiz, bilmediğimiz başka bir neden de olabilir değil mi?
***
Eğri oturup doğru konuşalım.
Kaymakamların ilçe genelindeki yatırımlar konusunda kendilerine doğrudan soru yöneltilmedikçe açıklama yapmasına alışkın değiliz. Memleketime döndüğümden bu yana ilçeye gelen dördüncü kaymakam olan İsmail Çorumluoğlu bu konuda farklı bir portre çiziyor.
İlçeye geldiğinde ilk toplantısında bu nedenle yaptığı konuşmanın 'Fazlaca açık fikirli' olduğunu düşünmedik desek yalan olur. Fakat herkesin farklı üslupları ve ifade biçimleri olabilir. Yine de sonradan o toplantıdaki kaymakam bey görevine başlayalı iki üç gün olmuştu dahaeksikliklere ilişkin söylenen ilk sözlerin rastgele söylenmediğini gözlemledik.
Bunlardan ilki BİLSEM'in ilçeye kazandırılması oldu. Özel Yetenekli Çocuklar Zonguldak'a gitmekten kurtuldu bu sayede. İkincisi, Ereğli Kaymakamlığın mevcut binasındanki bugün itibarıyla eski bina oluyortaşınacağına ilişkin söyledikleriydi. Hafta sonu son taşınma işlemleri başlatıldı ve Kaymakamlık Pazaryerine geçti. Bu arada belediyenin kent meydanı konusunda ayak sürüme gerekçelerinden biri de ortadan kalkmış oldu.
Geldiği gün söylediklerini birer birer hayata geçiren kaymakam, şimdi başka şeyler söylüyor. Bugüne kadar alıştığımız teamülde, siyasi parti ilçe başkanlarınınanlayacağınız iktidar partisininkiağzından işitmeye alıştığımız şeyler bunlar.
Ereğli Devrek yolunun Çaylıoğlu'na kadar olan kesimi bu sene bitecekmiş. Devlet Hastanesi Köprülü Kavşağı bitecekmiş, Ereğli Zonguldak yolunun Ereğli kesimi tamamlanacakmış. İlçeye özel gereksinimli bireylereskiden engelli deniyorduiçin modern bir okul yapılacakmış. Ereğli'ye bir karavan kamp alanı yapılacakmış vesaire... Üniversite Kampüsü konusunda ise ilk kez kaymakamların bir şey söylediğine tanık oluyoruz. Ayrıntıları haberlerde bulabilirsiniz.
Siyasiler böyle söylemleri daha önce defalarca dile getirdi. Neredeyse tamamında iş ifade edildiği şekilde veya sürede gerçekleşmedi. Butik hastanelerin sonu mesela... Ereğli'nin yolları her sene tekrar tekrar bitiyordu bu açıklamalara göre...
Fakat siyasetçi ve devlet adamı aynı şey değildir. Siyasetçi her koşulda o an önünü açacak söylemi kullanabilirken, devlet adamının her söylediğinin bir veriye ve bir gerçekliğe dayanıyor olması gerekir. Bu bakımdan Kaymakam Çorumluoğlu'nun müzminleşmiş sorunlara ilişkin söyledikleri umut veriyor.
Yine de akla daha önce siyaset tecrübesi olan bir bürokratla daha önce karşılaşmadığımız geliyor. Acaba bir bürokrat, geçmiş siyasi tecrübesi veya gelecekteki siyasi beklentileri nedeniyle, geleneksel tarzından bir miktar ayrılabilir mi?
Ben iyimser olmayı tercih ediyorum. Her halükarda bir iki öngörü daha doğru çıkarsaveya projelerden biri ikisi tamamlanırsabundan pişman olmayız.
O zaman şüpheciliğimizi sorgulamaya başlamamız için nedenimiz var demektir.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com