UYSAL'A HAKSIZLIK MI ETTİK?
01 Mayis 2019 09:03:48
Önceki dönem belediye başkanı Hüseyin Uysal'ı eski devlet hastanesi alanıyla ilgili tutumu nedeniyle oldukça fazla eleştirdik. Bugünyani sizin açınızdan dünAK Parti İlçe Başkanı Mehmet Fatih Çakır'ı dinlerken kendisine haksızlık etmiş olabilir miyiz diye düşünmeden edemedik.
Mesele şöyle:
Eski Devlet Hastanesi'nin Askeri Güvenlik Bölgesi sınırları içinde kaldığının dönemin CHP İlçe Başkanı Şerif Sertan Ocakcı tarafından kamuoyuna açıklanmasının üstünden fazla geçmeden, Hüseyin Uysal bir meclis toplantısında, "Üniversite için yer buluruz, askeriyemiz bir tane" gibi bir açıklamada bulundu. Ardından Osmantepe'nin üniversite için daha uygun olduğuna ilişkin bir açıklama yaptı. Bu arada Uysal'ı, mensubu bulunduğu AK Parti'nin senelerce siyasi rantından istifade ettiği kampüs alanından ilk engelde vaz geçmesi nedeniyle eleştirdik. Üstelik AK Parti'de Uysal'dan başka bunları dile getiren yoktu. Uysal bu konuda sanki tüm riski kendisi üstlenmeye mecburmuş, bunları açıklamak onun üstüne vazifeymiş gibi davrandı ve bu konuda eleştirilerin hedefi haline gelmeyi başardı.
Kendisiyle karşılıklı görüşmelerimizde ifade ettiğim şuydu. Belediye o ana kadar Ereğli'de kampüs konusunda üstüne düşeni yapmış tek kurumdu. Kaymakamlıktan çıt çıkmıyordu. Rektörlük tıs demiyordu. Valilikten filan bu konuda herhangi bir ufuk açıcı beyanat yoktu. Oysa belediye alanı üniversite kampüs alanı olarak imara işlediği gibi, alanın daha düzgün bir hale gelmesi için kendi uhdesindeki arsaları bu alana ilave etmek için meclis kararı almıştı. Aslında olaya vizyoner yaklaşımıyla katkı vermedeki eksikliği bir yana koyarsanız, böyle bir konuda bir belediyenin yapması gereken her şeyi belediye yapmıştı. O halde konunun diğer paydaşlarınıniktidar partisinin ilçe teşkilatı, valilik, kaymakamlık, rektörlük, Yükseköğretim Kurumu, Kalkınma Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı filaneksiklikleri, kusurlar, tembellikleri veya belki kötü niyetleri sorgulanacakken, neden Uysal tüm şimşekleri üstüne çekiyordu?
Uysal karakteristiği olduğu üzere kendi bildiği gibi hareket etti ve Osmantepe'ye kampüs önerisini kamuoyuna açıkladı. Hatta "Geleceği düşünelim, kampüs değil üniversiteye ihtiyacımız var" dedi. O zamanlarda diğer paydaşların ağzından Uysal'ın açıklamaları yönünde herhangi bir ifade çıkmadı. Hatta Uysal'ın da partisi olan AK Partili yetkililer, Hastane alanı üzerindeki taleplerini ısrarla vurguladılar, altını çizdiler, "vazgeçmeyiz" dediler.
***
Peki şimdi hangi noktadayız?
Önce Kaymakam İsmail Çorumluoğlu üniversite alanı için birkaç alternatifin değerlendirildiğini açıkladı. Ardından da AK Parti İlçe Başkanı Mehmet Fatih Çakır, Devlet Hastanesi arazisine iki fakülte yapılabileceğiniburaya Turizm ve Denizcilik fakültelerinin gelececeğini söylediğine göre taşınabileceğini, ardından uzun vadede üç yüz dört yüz dönümlük, genişleme imkanı bulunan alternatif kampüs alanları aradıklarını, üç dört alternatif bulunduğunu söyledi.
E bunun Hüseyin Uysal'ın söylediğinden ne farkı var şimdi?
Bu satırları düzenli olarak takip edenler şunu iyi bilirler. Gördüğümüz şeyi tanık olarak yazarız ama görmediğimizin duyum, tahminin tahmin olduğunu ayrıca belirtiriz. Bu da sadece bir tahmin ama sözü geçen iki üç alternatif üniversite alanından birinin Osmantepe olabileceği de geliyor akla. Eğer bu tahmin de geçerliyse Uysal'a yönelik eleştirilerimizin aynını, dün bu teklifleri inatla reddederken, şimdi onu sahiplenmeye çalışanlara da yöneltmemiz gerek. Yok eğer yeni teklifleri bağrımıza basacaksak, o zaman önceki dönem belediye başkanına bir özür borçluyuz demektir.
Hadi bunu yaptık diyelim. Eski Devlet Hastanesi alanında kampüs yapılacak diye seçim seçim böğüren siyasilerin bir fatura ödememiş olmasını nasıl halledeceğiz? Orada ilçenin çok verimli bir şekilde yararlanabileceği iki devasa bina vardı. Hatta biri öbürüne göre hayli yeni sayılırdı. Denizcilik ve Turizm Fakülteleri için bu binaların elden geçirilmesi söz konusu olamaz mıydı da şimdi milyonlarca liralık yatırımlarla, o da birkaç sene geçmeden elimizde olmayacak okul binalarının peşine düşüyoruz?
Yahu diyeceğim, insanın aklına mukayyet olması güçleşiyor.
***
Niye güçleşiyor?
Düşünün, yeni bir devlet hastanesi yapıyoruz. Sonra iki bina boşta kalıyor. Biri eski SSK hastanesi, biri de eski Devlet hastanesi binası...
İlçede yükseköğretim altyapısında eksiklikler var. Buraya kampüs yapacağız diye bunları yıkıyoruz. Sonra başka engeller, askeriye vetosu filan gibi sıkıntılar ufukta görününce, başka yer bakmanın yolunu arıyoruz. Şimdi oranın otuzaltı dönüm olduğunu söylüyoruz ama en baştan devasa bir kampüs yapılacakmış diye konuşulduğu sıralarda da yüzölçümü otuzaltı dönüm idi. Hatta belediyenin arsa tevhidi sonradan yapıldığından daha da küçüktü.
Şimdi oraya iki bina yapmaktan söz ediyoruz. Orada en baştan iki bina zaten vardı. Yıkılmasa askeriye meselesi hiç gündeme gelmeyecekti belki. Anlatmakta güçlük çekiyorum ama siz anlayın, yerine iki bina yapılacak yerde kullanılabilir durumdaki iki binayı yıkmış olduk Ereğli olarak! İsrafın böylesini başka yerde gören varsa anlatsın da biz de bilelim. Yok mu bunun vebalini üstlenecek biri!
Günah keçisini bulup kabahati üstüne yıktıktan sonra da iş bitmiyor. Bize kümesteki tavuğun yerine damdaki kazın teklif edilmediğini, bugün verilen sözlerin, yapılan girişimlerin, verilen vaatlerin gelecekte de önceki gibi çarpılarak başka bir şeye dönüşmeyeceğini nereden bileceğiz?
Bu işte devrilen çamlardan sonra, siyaset ve kamu idaresine önceki kadar güvenmemiz doğru olur mu demeden edemiyor insan!
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com