BELEDİYENİN MOLOZLARINI NE YAPALIM?
27 Haziran 2019 09:08:31
Ereğli Belediyesi, herkesin malumu olduğu üzere ülkenin en az borçlu belediyelerinden biridir. Borcu bütçesini kat be kat artan belediyelerin yanında, bütçesinin dörtte biri kadar borçlanan bir belediye, mali açıdan çöldeki bir vaha sayılır.
Yine de her seçim sonrası yeni belediye başkanlarının yaptığı gibi, Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık da “Belediyeyi mahvetmişler” türü söylemlerle, bir önceki dönemin eleştirisini yapıyor. Maksat su faturalarındaki artış ve otopark ücretlerinde artışla başlayan ve başka şekillerde devam etmesi muhtemel olan “Fiyat düzenlemeleri”nin vatandaşta yaratacağı şokun birazını olsun geçmiş döneme ihale etmek büyük ihtimalle…
Başka şehirlere bakıyorsun, belediyelerin bilançosu yerlerde sürünüyor. Fakat hizmetler tıkır tıkır. Borçtan kaçmak, hizmetin ötelenmesi anlamına geliyorsa meziyet sayılmasa gerek. Hizmeti bir an önce getirmek için optimum düzeyde borçlu olmaktan sakınmaya hacet yok ki. Hizmet acil, parayı bulalım yapalım şeklindeki anlayış, param yok, borç da almayayım, hizmet seneye olur şeklinde bir yönetim anlayışına yeğ tutulmalı herhalde.
***
Bizde bir laf vardır, “Fazla alçakgönüllü konuşma, gerçek sanırlar” diye. Enkaz edebiyatları seçimden hemen sonra yapılır, daha fazla uzatıldığında acziyet algısına yol açarlar. Uyarması bedava. Sonra birileri çıkar der ki “Bunca kaldıracak enkaz varken, festival mi yapıyorsun?”
“Der” demek yetersiz kalıyor. Zira bu laflar sosyal medyada şimdiden yazılmaya başlandı bile. Algının olgular kadar, belki de daha önemli olduğunun göstergesi olarak bir önceki belediye tecrübesi hala hafızalardan silinmedi.
Sonra, enkazı kaldırırken halkın cebinden yararlanmakta da bir tuhaflık var. Eğer enkazı ayağa kaldırma işinin maliyeti, şehirde yaşayanların cebinden yapılacaksa, idarecinin soruna çözüm bulduğunu söylemek ne kadar doğrudur? Herhangi bir tecrübesi olmayan, çiçeği burnunda bir yönetici de bu kadarını yapardı. Marifet ve tecrübe, böyle durumlarda halkın bütçesine dayanmadan, tasarruf, tahsilat kaçaklarını düşürme, gösteri dışında pozitif bir katkısı olmayan eylemlerden kaçınmak gibi şeylerle sorun çözmeyi gerektirmez mi?
***
Hem eğri oturup doğru konuşalım… 2014 seçimlerinde, mevcut başkanın istemediği bir sonuç alıp beş sene boyunca saha kenarında oturmasına yol açan en temel konu neydi? Şehirdeki kavga gürültü ortamıydı. Posbıyık’ın yedek kulübesinde beklediği dönemde bu konuda hatırı sayılır mesafeler alındı. Kim ne derse desin, Hüseyin Uysal döneminde belediyeye yönelik eleştiriler selefinin—aynı zamanda halefi de oluyor—döneminde yapıldığından çok daha kolay yapılabiliyordu.
Karadeniz Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, enkaz edebiyatı yaparken, geçmişe dönük eleştirilerini dinleyenlerin de paylaşmasını istiyor, bekliyor. Belediyede idari birtakım sıkıntılar yaşandığına yönelik eleştirilere diyecek bir şey yok. Bunlar olmuştur, olacaktır. Fakat o dönemi her şeyiyle kara bir sayfa olarak yaftalamak biraz fazla kaçıyor.
Keşke böyle yapılacağına, sorunlar tek tek sayılsa ve çözüm önerileri ve çözüm süreleri konusunda net bir şeyler söylenebilse. Keşke belediyede çalışanların iş güvencesinden emin bir şekilde mesaisine gitmesi sağlanabilse. Keşke enkazdaki tuğlaları saymak yerine kentin ihtiyaç duyduğu yatırımları konuşmaya başlamış olsak. Keşke idarecilerimizin hepsi ziyaret, kabul, açılış çemberinden çıkıp, toplumun gerçek sorunlarına, işsizlik, yoksulluk, trafik gibi konulara yönelik yeni yaklaşımlarla gündeme gelmeye çalışsa…
***
Bunlar laf-ı güzaf değil. Zira Karadeniz Ereğli, genelde de ülke ekonomik, sosyal ve siyasal açıdan çetin bir dönemden geçerken, vatandaşın, seçmenin, hepimizin umuda ihtiyacı var. Umudu da enkazda debelenen siyasetçiler değil, onu geride bırakmış, geleceğe bakan ve yürürken beraberinde umudu da yücelten kişiler yeniden üretebilir.
He, kötü olmuş. Olmuş da iyi nasıl olacak? Yetki, iktidar ve otoriteye kimse sorumluluklar ve ödevler olmadan sahip olamaz. Bir kez iktidar makamına geldiğinizde, her şey daha güzele doğru gidecekse, bu sorumluluk ve ödevlerin doğru ve etkin bir şekilde yerine getirilmesiyle olacak. İster yedi göbek tecrübesi olsun, ister çiçeği burnunda olsun, tüm idareciler için genel geçer bir kural bu.
Enkaz gerçekten varsa, bu enkaz olduğu yerde dururken; molozları halının altına süpürüp üstünde yelkenleri atlastan, halatları ibrişimden gemiler yüzdürseniz, her tarafa laleler dikip, ortasında edebiyat yapsanız ne olur, yapmasanız ne olur?
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com