15 TEMMUZ… DEMOKRASİ…
16 Temmuz 2019 08:17:38
Demokratlar olmadan demokrasi olmaz…
Bu önerme, Fransız Sosyolog Alain Touraine’e ait. Gerçekten de başkalarının düşüncesini savunma hakkını ilke olarak benimseyen insanların sayıca az bulunduğu toplumlarda demokrasiyi yeşertmek kolay iş değildir.
Bir demokrasinin gücünü belirleyen şey, ona sahip çıkması gereken demokratların kararlılığı ve olgunluğudur. Haklarına yönelik tecavüzlerde son derece kıskanç olabilen bu tür, başkasının hakları söz konusu olduğunda da saldırıları kendisine yönelik gibi algılar.
Demokrasi, sadece genelgeçer görüşün savunulabildiği bir kültür değildir. Genelgeçer görüşün, hakim pozisyonundan yararlanarak, daha heretik fikirleri silindir gibi ezmesini engelleyen bir reflekse de sahiptir aynı zamanda.
Demokrat olmak, bir siyasi görüş değildir. Günümüzün en revaçta olan politik sisteminde, tüm siyasal görüşlerin bir üst kimliği olarak görülmesi gerekir. Dolayısıyla, demokrasi hedef tahtasına konulduğunda, hangi politik görüşe mensup olursa olsun, kendisine “Demokrat” diyen herkesin nişanlayan el ile hedef arasına girmesi gerekir.
Tıpkı 15 Temmuz 2016’da olduğu gibi…
***
Türkiye toprakları, yeniçeri isyanlarından, saray entrikalarıyla padişahların hallinden tutun da 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat gibi demokrasiyle bağdaşmayan birçok girişim gördü. Bu girişimlerin son halkası şüphesiz 15 Temmuz 2016’da, aklı ve vicdanını gerici—dinci değil gerici—bir tarikata ipotek etmiş kamu personeli eliyle yapılandı.
Fakat 15 Temmuz’u daha önce sultanların halli veya hükümetlerin düşürülmesi, yerlerine vekilharç vazifesi verilen yapıların konulduğu önceki olaylarla karıştırmamak gerek. Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar derler. İşte 15 Temmuz artık çekirgenin sıçramaya çalıştığı anda milletin demirden kararlılığının eliyle durdurulduğu, en yıkıcı darbenin önüne yalçın bir falez gibi dikildiği gün oldu.
Milleti oluşturan fertler tek tek düşünüldüğünde çoğunlukla cesur değildir. Fakat bir araya geldiklerinde—onlar ağır ellerini toprağa basıp doğruldukları vakit, diyor Nazım—yazılabilecek tüm destanlar onların olur. Milleti oluşturan tüm o kişiler bir yana, tek başına da cesur olabilenlere—Ömer Halisdemir gibi—ise kahraman diyoruz. Bu sıfatı sonuna dek hak ederler, çünkü ya korkmazlar, ya da korksalar bile, sonunda ne olursa olsun vatanı, milleti ve tüm insanlık ailesi için en doğru olan neyse, bedelini ödeyerek yapmayı göze alırlar.
15 Temmuz’da doğru olanı yapan tüm demokrasi kahramanlarına hiç bitmeyecek bir selam ve hürmet borcumuz var.
Onlar daha önce kimsenin başaramadığı çok büyük zafer kazandılar.
***
Yine de ders almak gerek.
Eğer bir tarikat—veya çete, veya güruh, veya sapkınlar topluluğu—gözlerinizi başka bir tarafa çevirmeniz nedeniyle, tüm bir toplumun birlikte yaşama arzusu, geleceği, huzurunu bu ölçekte tehdit etmeyi başarabiliyorsa, başka bir grup da böyle bir şeyi yeniden deneyebilir. Gaflet, dalalet, hıyanet, hiç beklemediğiniz bir yerden de gelebilir.
Çözüm, daha fazla demokrasi, daha fazla adalet, daha fazla birlik ve beraberliğimize sahip çıkmaktan, kendi aklımızı başkasının hezeyanlarına ipotek etmemekten geçiyor. Bugünlerde 15 Temmuz’u gerçekleştirmeye yeltenen güruh kamuoyu nezdinde hiç muteber değil. Bu bilinen bir şey. Fakat benzeri yapıların tamamen ortadan kalktığını söylemek ne kadar mümkün tartışılır.
Yeni 15 Temmuz’lara hazır olmak şart ama her nereden gelecek olursa olsun, yeni 15 Temmuz’ların yaşanmaması için panzehir yine demokraside ve milletin ferasetinde—muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kandadır—bulunur, bulunacaktır.
15 Temmuz’dan ders aldığını söylemek veya kanlı darbe girişimini önlemek adına şehit düşenleri onurlandırmak, bu olayın yıldönümlerinde iki üç kelam etmekten değil, demokrasiye sahip çıkmak ve yüceltmekten geçer.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com