ALAPLI’DA ALTIN ARAMAK…
04 Eylül 2019 10:22:27
Alaplı son dönemde ilçede altın aranmasının yaratacağı çevre tahribatını tartışıyor.
Rahmetli Prof. Dr. Ali Osman Özcan, Alaplı’nın demir işlemeciliği ile tarihte iz bıraktığını, buralarda demir cevheri bulunma ihtimali olabileceğini söylemişti. Bu doğruysa yeri demir, göğü bakır, suyu elmas ormanı da altın oluyor demek bu ilçenin…
Altına hücum, bir western konusudur. Hızlı zengin olmak isteyenlerin kısa süreli derin müşkülatlara katlanmayı tercih ettiği bir yöntem… Bugüne kadar çevreyi tahrip etmeden altın üretmenin bir yolu bulunmuş değildir. Sadece altının fiilen bulunması değil, bulunma ihtimali bile bir yerde uzun süren kuraklıklar, buzul devri falan çapında bir çevre felaketidir.
Ağaçlar kesilmedi filan deniyor ama manzara ortada. Yeşil doku, altındaki verimsiz, sarı renkli toprağa kadar soyulmuş. Velev ki orada tek bir ağaç bile olmasaydı, altından daha değerli olan yeşil dokuyu feda etmenin bir bedeli olmalıydı. Zira orman denilen şey, sadece ağaç ve yaprak değildir. Otsu bitkileri, çalılıkları, içinde yaşayan kaplumbağadan domuza, sansardan ayıya kadar birçok hayvanı, karıncadan kelebeğe milyon türde böceğin bir arada yaşadığı bir ortamdır orman.
Çevre söz konusu olduğunda, kamu görevlilerinin neden o çevreyi talan üzerine kar eylemeyi kafaya koymuş girişimcilerle aynı telden çalıp söylediğine hiç akıl erdirememişimdir. Sistem yaşamsal önemdeki çevresel dokuyu, ticari işletmelere kurban etme üzerine mi kurulmuş nedir?
Zonguldak’ın en yeşil bölgesinin bulunduğu Alaplı’ya reva görülmek istenen bu hoyratlık karşısında durmak bir insaniyet meselesidir.
FESTİVAL, PANAYIR, ŞENLİK
Ben hep eleştiririm bu festival çılgınlığını…
Festival yapılmasın diye değil. Bu işlerin de her türlü başka şey gibi bir ölçüsü olmalıdır da ondan. Yılda bir kez bir araya gelirsin, hadi üç gün eğlenirsin, sonra işine gücüne bakarsın.
Fakat sonra şu şenliği, bu şenliği diye devam ettiğinde ortam bir lale devri manzarasına bürünmeye başlıyor. Bir caz festivali sözü edildi mesela, daha o gerçekleşmeden önceki festivalin ardından çeşitli türde şenlikler falan yapılmaya başlandı. Birinde sünnet çocukları, öbüründe resim etkinliği falan derken bıcırıklar da şenlik oluyormuş.
Bunların temelde kentsel yaşamın asli unsurları değil de destekçi siyasilerin PR çalışmaları için platform sunan etkinlikler olduğunu söyleyenler pek de hatalı değil galiba. Kürsüye çıkalım, iki kelam edelim, birkaç alkış falan alalım da…
Sahi öbür meseleleri konuşmaya ne zaman başlayacaktık biz? Böyle söyleyince akla çeşitli sorular da geliyor… Yeni belediye yönetiminin uygulamaları hakkında sabır gösterilmesi gereken sürenin ne kadarı bitti, ne kadarı kaldı acaba?
Cicim ayları ebediyen sürmez de…
GÜVENLİK GÜÇLERİNE BİR PUAN YAZALIM
Malum okullar açılıyor. Ana sınıfları ve mini mini birler bu hafta başladığından şimdiki zaman kiplerini geçmiş zaman kipiyle değiştirmek belki daha doğru olacak.
Ama narkotik zehirleri topluma hançer gibi saplayanların asıl hedefi, haftaya açılacak olan ortaokul ve lise öğrencileri. Yine okul çevrelerinde volta atacak, sürüden ayrılan kuzuları arayacaklar.
Fakat son dönemde, uyuşturucu madde satıcılarına yönelik olarak Güvenlik güçleri tarafından yürütülen operasyonlara yönelik haberler de dikkat çekici oranda artmaya başladı. Buradan, okul sezonu gelmeden Zonguldak Emniyet Müdürlüğü ve Jandarma Ekiplerinin bu konuya odaklandığı, hayli de mesafe aldığını algılıyoruz.
Güvenlik görevlileri saygı duyulan bir gruptur ama nadiren hak ettikleri takdiri görürler. Okulların açılmasına ramak kala, narkotik konusundaki mücadeleleri bana göre olumlu bir puan yazılmayı hak ediyor. Mutlaka yapılacak daha çok iş vardır ama gayret, sabır ve iyi niyetle onların da üstünden geleceklerine inancımızı güçlendiren gelişmeleri anlatıyor bu haberler.
Başarıları daim olsun.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com