BİNANIN İÇİNİ DOLDURMAK…
11 Eylül 2019 07:34:02
Yeni eğitim öğretim yılının ilk günü, Kaymakam İsmail Çorumluoğlu’nun, bu sene ilk kez eğitim verecek olan muhteşem Kavaklık İlkokulu önündeki törende yaptığı konuşmada ilçedeki eğitim altyapısının hızlı gelişimi üzerine söylediği sözler bunlar:
“Fiziki iyileşme yanında bir de okulların içinin doldurulması gerekiyor. Bu ne demek? Buradaki okul müdürümüzün, öğretmenlerimizin, okul aile birliğinin, velilerin el birliğiyle bu okuldaki eğitim öğretim seviyesini yükseltmesi demek.”
Gerçekten de yeni eğitim öğretim yılının başlangıcı dolayısıyla tören düzenlenen Kavaklık ilkokulu önemli bir okul olmaya aday. Daha önce yolun Kavaklık tarafında bir ilkokul olmadığından, öğrenciler karşıdaki Erdemir ilkokulu başta olmak üzere çeşitli okullara gidiyordu. Buradaki okul aynı zamanda özel okullarla yarışan fiziki bir yapıyla inşa edilmiş. Helal olsun. Bizim çocuklarımıza yakışır.
Şöyle bir düşününce, özel okulların fiziki imkanlar ve bina yapısı açısından devlet okullarıyla yarışmakta zorlandığı bir döneme mi giriyoruz diye geliyor insanın aklına. Fen Lisesi, İMKB Atatürk Anadolu Lisesi, Merkez Anadolu Lisesi’nin yeni binası, binası yenilenen bir sürü okul alt alta konulduğunda çok iyi bir fiziki altyapının şekillendiği anlaşılıyor.
Fakat Kaymakam Çorumluoğlu’nun da belirttiği üzere, bina ne kadar güzel olursa olsun, önemli olan onun içinin doldurulmasıdır. “İçini doldurmak” deyince çok şey akla geliyor. En negatif olanı “Postun içini samanla doldurmak” gibi olabilir. Bu metaforik bir ifade. Görünüşü güzel, içi boş diye yorumlamak gerekir. İçini öğrenci ve öğretmenlerle doldurmak olabilir. Bu durumda öğrenci ve öğretmen açığını kapatmak gerekliliği üzerine yorumlar yaparsınız.
Yine de Ereğli kaymakamının ifade ettiği bunlar değil. Çorumluoğlu, kavramın en pozitif anlamını kullanıyor. Üstün nitelikli bir eğitim ve sonraki eğitim aşamalarına en hazırlıklı öğrenci yetiştirecek yöntem ve araçların en iyi şekilde kullanıldığı eğitim kurumları demek istiyor. Bunu sadece Kaymakam Çorumluoğlu değil, hepimiz istiyoruz.
***
Fakat iş fiiliyata döküldüğünde öyle oluyor mu orası şüpheli…
Değişim’e gelen bir mesajda (yazım hataları düzeltildi) şöyle diyor:
“İyi günler. Sesimizi duyurmanız için sizden bir ricamız var. Okullar açılıyor. Çocuğumuzu Kavaklık’ta mahallemizdeki okula yazdırmayı gidiyoruz. Okul yeni yapılıyor Ama okula gittiğimizde gördüm ki 1.sınıfta çok yoğun bir öğrenci var. Sayılar 35- 40 civarı. Sınıflar tıka basa dolmuş. Velilere konuşuyoruz. Birde ne duyalım. Meğer geçen yıl Ereğli’nin her yerinden Erdemir okuluna gidilirdi. Bu sene Ereğli'nin her yerinden Kavaklık ilkokuluna öğrenci geliyormuş. Bu şartlarda bu sınıflarda nasıl eğitim yapılacak? Sınıflara girdik sınıflar küçük, sınıfları sırayla doldurmuşlar. Neredeyse sınıfın tahtasına kadar sıra dolu. Mahalleden olan öğrencilere ancak yetecek bir okula neden başka mahallelerden, köylerden öğrenci alınıyor ki. Veliler arasında bunun sebebiyle ilgili değişik şeyler konuşuluyor. Ve öğrenci sayısı hala artıyor. Öğretmene soruyoruz müdüre sorun ben kaydetmiyorum öğrenciyi diyor. Gazeteden ricamız lütfen bunu haber yapın, bize yardımcı olun. Bu saçmalığın düzeltilmesini yetkililere duyurmak istiyoruz. Sağolun.”
Tören esnasında araya sıkıştırıp sınıf ortalamalarını soruşturdum. 32 imiş. Acaba diğer okullarda durum nasıl diye aklıma geldi. Liseye giden bir öğrencimiz var, ona sordum sınıfında kaç öğrenci olduğunu 34 dedi.
Milli Eğitim Müdürlüğü’nün internet sitesine baktım, ilkokul +ortaokulda derslik başına düşen öğrenci ortalaması 22 yazıyor. Bu rakam genel ortaöğretimde 23 kişi, mesleki ve teknik eğitimde ise 25 kişi. Demek kamu yöneticilerinin ve siyasilerin tekli öğretime geçtik, sınıf mevcutları azaldı diye böbürlendikleri Milli Eğitim Müdürlüğü’nün rakamlarıymış!
***
O halde neden otuz öğrenciden fazlasının bulunduğu sınıflar var?
Bunu da sordum. (kendisinden izin almadığım için kime sorduğumu yazmayayım. Bu konuyu en iyi bilenlerden) Meğer ortalamalar alınırken köylerde on-on iki öğrencinin eğitim gördüğü ilkokullar da hesaba katılıyormuş. Sormadığım şey, henüz donatımı tamamlanmadığından içinde öğrenci olmayan sınıfların da ortalamalara dahil edilip edilmediği. Bu sonradan aklıma geldi.
Her halükarda, ilçede eğitimle ilgili sorunların çözümü için alınması gereken çok mesafe var. Çözümü derken, Kaymakam Çorumluoğlu’nun “Fiziki yapı olarak binaların içini doldurmak” ifadeleriyle kast ettiği noktaya ulaşmak için demek istiyoruz. Zira ne yaparsak yapalım, balık istifi sınıflarda o noktaya erişmemiz mümkün değil. Evet, ikili eğitim önemli bir engeldi ve hemen hemen aşıldı. Bundan sonraki hedef ise kalabalık sınıfların yerine hedeflenen eğitimin daha kolay verilebileceği sayıda öğrenciyle eğitim veren sınıfları koymak.
Bunlar şu andaki eksikler. Okulların tamiratı, hizmetli eksikleri, okul aile birliklerinin bu zor ekonomik koşullarda okulların ihtiyaçlarını karşılamak için veliler üzerindeki tazyiklerini filan daha önce çok yazmışımdır. Bize göre, devlet okullarının bakımı konusunda velilere yük bırakıyorsa, kimse öğrencilere bedava kitap dağıtmakla, süt dağıtmakla övünmesin. Yine de buraya çok girmeyeyim. Şu anda ikili öğretimden kurtulmak üzereyiz, bunu takdir edelim ama bununla övünürken yakın gelecekte çözmek zorunda olduğumuz “Kalabalık sınıflar” sorununu da görmezden gelmeyelim.
Binaların içi sayılarla değil, nitelikle dolmadıkça geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklar için elimizden geleni yaptığımızı söyleyemeyiz çünkü.
ETİKETLER : Yazdır
Kaymakam beyin okulun içini doldurmak sözünü yanlış anlayan okul müdürleri sınıfları öğrenciyle doldurmaya çalışıyorlar.siz diyorsunki milli eğitim ortalama mevcudumuz 22 diyor. Ama okullara gidin de bir görün. 40 kadar ogrenci var.
Aynı bölgede İsmet İnönü ilkokulu 15-20 öğrenci bir sınıfta, Kepez ilkokulu 20-25 igrenci, ama bu yeni okul Kavaklık okulu nasıl 35-40 öğrenci oluyor. Okul mu çok güzel, ogretmenlerimi süper, müdürü mu çok becerikli, yoksa velilerdemi bir iş var anlamadım.
Geçen gun arkadas arıyor. Çarşıda oturuyor. Kavakliktaki yeni okul vereceğim çocuğu diyor. Sizin eve yakın okul var nimet ilkojulu, Dikmen ilkokulu, neden Kavaklık diyorum. Orası daha iyiyimis diyor. Filanca öğretmene vereceğim çocuğu diyor. Nasıl vereceksin kura cekilecek diyorum. Biz öğretmen işini hallettik diyor. Yani açıkça okula para veren istediği öğretmeni seçiyor. Bunu herkeste biliyor. milli eğitim bakanida diyorki özel sınıf yapmayın. Okul müdürleri yapıyor işte. İşi gücü bırakıp bakanlığa mi yazalim.yazsakta kim dinler sanki.
Kolay gelsin. Yaptığınız tesvitlerle güzel bir yazı kaleme almissiniz. Tebrik ederim. Maalesef yazinizdada belirttiğiniz gibi Ereğli'nin kanayan yarası Erdemir ve cumhuriyet ilkokulunun kalabakik sınıfları. Şimdi buna Kavaklık okulu eklenmiş. Neden? Acaba nedeni Erdemir ve kavakligin müdürünün aynı kişi olması olamaz mı? Bana göre kesin öyle. Parayı verenin düdüğü çaldığı, parana göre öğretmen seçildiği okullar olmuş Erdemir ve Kavaklık.
Güzel araştırma yapmışsınız. Ama öğrenciler nerelerden bu okula veliyor diye arastirsaniz Ereğli'nin her yerinden para iz varsa gelip bu okulda istediğiniz igretmende okuyabilirsiniz. Diğer öğrencil ... DEVAMI
- s.
- 1
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com