ARTÇI TRAVMALAR…
28 Eylül 2019 08:12:16
İstanbul’a büyük geçmiş olsun…
En büyüğü 5,8 Righter ölçeğinde bir deprem… Arka arkaya iki yüzden fazla sarsıntı… Geceyi sokakta geçiren insanlar, tatil edilen okullar…
1999 yılında İstanbul’da da can kaybına yol açan Gölcük depreminin ardından, 7 ve üzerindeki şiddette olası bir depremin İstanbul’a etkileri tartışıldı. Tartışıldı ama nasıl? Depremin yıldönümlerinde bir iki uzman çıkıp uyardı, inşaat mühendisleri, şehir plancıları önlem alınması konusunda yaşanan ihmaller zincirini anlattı… O kadar.
İnsan, depremin artçıları dışında, insanların yaşadıkları travmaların da artçıları olduğunu düşünüyor. Deprem anında bir şok yaşıyorsunuz. Binanızın ne kadar sağlam olduğunu sorgulamaya başlıyorsunuz. Devletin toplanma alanları olarak ayırdığı yerlerin akıbeti aklınıza geliyor. Hele önceden çatlak binalar varsa, hele bu bina sizin oturduğunuz veya evin çocuklarının gittiği okulsa…
Şurada kaç kere yazmışımdır. Sel önlemleri yağmurun yağmadığı zamanlarda alınır, çığ önlemleri kar yağmadan belirlenir. Heyelan noktalarında riskin en az olduğu dönemlerde tedbirler alınır. Ve elbette ki deprem önlemleri de bu afetin yaşanmadığı zamanlarda, sanki gelecek hafta yaşanacakmış gibi bir ciddiyetle alınmalıdır.
İnsanoğlu, gözünün önünde olmayanı anında unutuveren diğer primatlardan farkı olduğunu nasıl gösterir? İnsanlık ailesi olarak geleceği ön görebilmek için milyonlarca yıllık tarihi, jeolojik oluşumları, sosyolojik yapıları spor, eğlence, kültür vesaire olsun diye değil, ders almak için, yarın aynı şeylerin yaşanmaması için önlem almak için araştırır. Bu insanın en önemli ayırt edici özelliklerinden biridir. Dinozorlar, buzul çağının geleceğini öngörebilip önlem alabilseydi, henüz nesilleri tükenmemiş olacaktı.
Nedeni ne olursa olsun büyük yangınlar olur, seller, heyelanlar, depremler olur. Bir önceki tecrübe, sonrakinde yaşanan sıkıntıların tekrar nüksetmemesi içindir. Bir musibetin, bin nasihatten daha fazla ders verdiğini anonim halk bilgeliğimiz yeri geldiğince tekrarlayıp durmaz mı?
İlk kez karşılaşılan tehditler karşısındaki duyarsızlık da aynı sonucu verir ama sebepler anlaşılabilirdir. Kirlilik nedeniyle yaşanmaz hale gelmiş bir dünyanın örneğini henüz tecrübe etmedik. Ama insan aklı, böyle bir şeyin simulasyonunu da hayal edebiliyor artık. Sovyetler Birliği ve Japonya’daki nükleer felaketleri de daha önce yaşanmasa da bu alanda da eksiklerin tamamlanması gerektiğini, bu türden enerjiyi kullananların gözüne soktu. Tüm bu olgulara rağmen, farkında olmadan gelen felaketler olsun, göz göre göre gelenler olsun tam bir hazırlıkla yakalanıldığı pek ender nedense.
Depremin artçı sarsıntılarının epey epey atlatıldığı şu sıralarda, deprem travmasının artçı travmalarını yaşamaya devam ediyoruz. Geçen ay bu zamanlarda “aman sen de” havalarında bıyık altından gülünen uzmanlar, bu artçı travmalar mevsiminde daha bir muteber… Önlemler konusu günlük yaşantımızda geçen ay olduğundan daha fazla yer tutuyor. Devrilme ihtimali bulunan mobilyaları duvarlara sabitleme fikri geçen ay kimin aklına geliyordu sahi? Toplanma alanları parklar, avm’ler vesaire inşa etmek için imara açılan şehirlerin sakinlerinin, artçı travma mevsimi dolayısıyla kendisinin sahibi değil, müşterisi olduğu bu yapılarla gurur duymaktan vazgeçtiğini gözlemiyor muyuz?
Yanisi şöyle: İnsanoğlu başka şeylerin yanı sıra ibret almayı bilen varlıktır. Öyle olmalıdır. Olanı değiştirmek için yapılacak bir şey yok. Fakat henüz yaşanmamış olan karşısında hazırlıklar yapılabilir ve bunlar her kesin evinde barkında, işinde gücünde, memnun mesut yaşadığı dönemlerde yapılmak zorundadır.
Günü geldiğinde bu hazırlıklar yapılmamışsa, dizini dövmekten başka yapacak bir şey kalmıyor. Fakat kime söylüyorsun? Tedbirle mükellef kurumlar karşısında talepkar olmak, kayıplar için ağlamaktan daha zor gelir bizim topluma… Yarın bunlar yine unutulur, tıpkı daha önce yüz kez, bin kez, milyon kez unutulduğu gibi…
Yine de umut karanlık bir yolda ışığını yakıyor… Keşke öyle olmasa diyor insan…
İnşallah olmaz.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com