mhamdiguner@hotmail.com
ÖĞRETMENLERİMİZİN SIKINTILARINA MANEVİ ÇÖZÜM
29 Kasim 2019 08:46:17
Günerle Cuma Sohbetleri
Her yıl ‘Öğretmenler Günü’ münasebetiyle çeşitli önerilerde bulunulur. Çocuklarımızı emanet ettiğimiz öğretmenlerimizin problemleri elbette bizim için de çözümü gerekli dertlerimizdendir. Gerçekten basına yansıdığı gibi yüzde 87 si borçlu ise durum ciddi bir hal almış demektir. Açıklanan raporlara göre günümüz öğretmenlerinin aldığı maaşın yeterli olmadığı söylenebilir. Yetkililerin bu uyarıları dikkate almasını da isteriz. Ancak sorunları sadece maddi iyileştirmelerle de çözmek mümkün değildir. Öğretmenlerimiz biraz da aldıkları maaşın hakkını verip veremediklerini bakmalıdırlar. Hazreti Ömer (ra) in Yemen valisinin maaşını kısması olayı konumuzu aydınlatacak niteliktedir.
Yemen valisi maaşının yetmemesi üzerine adalet örneği Hz. Ömer’e bir mektup yazarak maaşının yetmediğini ifadeyle artırılmasını ister. Ancak Halife Ömer (ra) ona verdiği cevapta maaşının bir kısmının kesildiğini bildirir. Vali aldığı cevap üzerine hayrete düşer ve mektubunun yanlış anlaşıldığına sanarak ikinci bir mektup yazar. Mektubunda “önceki mektubunun yanlış anlaşıldığını, maaşının azaltılmasını değil artırılmasını istediğini” vurgular. Ne var ki Ömer verdiği cevapta “maaşının biraz daha kısıldığını” bildirir. Yemen valisi yine yanlış anlaşıldığı kanaatiyle üçüncü bir mektup yazarak maaşının artırılmasını ister. Adalet şanlısı Hz. Ömer valinin maaşından biraz daha kestiğini yazar. Bir zaman sonra Yemen valisi ‘artık maaşının yettiğini’ bildirir.
Hz. Ömer valinin maşının biraz daha kesileceği endişesiyle mi, yoksa gerçekten yettiği için mi böyle yazdığını anlamak için onu Medine’ye çağırır. Huzuruna gelen valiye ‘maaşının gerçekten yettiği için mi, yoksa biraz daha kesileceğinden korktuğu için mi böyle yazdığını’ sorar. Vali gerçekten maaşının yettiğini, fakat sebebini anlayamadığını ifade etmesi üzerine Halife: “Daha önce aldığınız maaşın hakkını veremediğiniz için bereketi olmuyor, o nedenle yetmiyordu. Şimdi ise hak ettiğiniz kadar aldığınız için yetiyor” açıklamasını yapıyor.
Bu olay sadece öğretmenlerimiz için değil tüm ücret veya maaşla çalışanlar için ibret alınması, kulaklara küpe olması gereken bir olaydır. Emekli bir müftü olarak görev yaptığım ilçelerde Lise ve İmam-Hatip liselerinde bir hayli öğretmenlik, hatta Müftülük öncesi 18 yıl K. Kursu öğreticiliği yapmış bir eleman olarak öğretmenleri meslektaşım gibi düşünüyor ve ekonomik durumlarının sıkıntılı olması beni de rahatsız ediyor. Ama sevgili meslektaşlarımın daha gayretli olmaları gerektiğini düşünüyorum. Öğrettiklerimiz niçin kitap okumuyor? Bu konu üzerinde biraz düşünmek zorundayız. Öğrenciler gerek öğrencilikleri dönemlerinde ve gerekse mezun olduktan sonra öğretmenlerini kahvehanelerde masa başında oyun oynarken değil kitap okurken görmeli, oraların KIRAATHANE olarak anılmalarına kapı açılmalıdır. “Ben ancak öğretmen olarak gönderildim” diyen Peygamberimizin mescidine bitişik SUFFA denilen yerde hangi şartlarda öğretmenlik yaptığı unutulmamalıdır.
Ayrıca Kur’an-ı kerimde Yüce Rabbimizin “Gerçekten şükrederseniz elbette artıracağım; ama nankörlük yaparsanız benim azabım şiddetlidir” uyarısını dikkate almalıyız. Yine bir öğretmen olan, konferanslarıyla meşhur Ali Erkan KAVAKLI’ nın 24-ll-2011 tarihli yazısını okumalarını da tavsiye ediyorum.
Öğretmenler gününün ardından bu yazının okunması ve üzerinde düşünülmesinin faydalı olacağı ümidiyle…
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com