mhamdiguner@hotmail.com
FAİZ KONUSUNDAKİ TERCEME VE AÇIKLAMALRDA DİKKATLERDEN KAÇAN HUSUSLAR
07 Subat 2020 09:33:11
Günerle Cuma Sohbetleri
Alkollü sıvıların içilmesinin yasaklanmasında olduğu gibi faizin yasaklanması da tedrici olmuştur. Önce katlı faiz yasaklanmış sonra da tamamen yasaklanmıştır. Birkaç yıl önce kendini bilmez bir ilahiyat profesörü Kur’an’da faiz yoktur diyecek derecede zıvanadan çıkmıştır. Bu zavallı açıkça “Faiz” kelimesini aramış her halde kitabımızda. Halbuki faiz Kur’an-ı kerimde geçen “riba” kelimesinin Türkçemizdeki karşılığıdır. Riba ise borç verilen bir paranın bir süre sonra ilaveli bir şekilde geri alınmasıdır. Yani çalışmadan para ile para kazanmaktır ki mantıki haklılığı bile yoktur.
Faizin her çeşidini yasaklayan ayet-i kerime Bakara suresinin 275. ayeti olup meali şöyledir “Faiz yiyenler ancak şeytanın çarptıkları gibi ayakta durabilirler. Bu durum onların alışveriş de faiz gibidir’ demelerinden kaynaklanacaktır. Halbuki Allah alışverişi helal, faizi ise haram kılmıştır; kime Rabbinden bir öğüt gelir de (faize) son verirse önceki aldıkları ona aittir ama onun işi Allah’a kalmıştır.(yani Allah eski yanlışlarını afvedebilir); ama tekrar faize dönerse onlar cehennemliktir. Ve orada muhallet olarak kalacaklardır”
Bu ayet-i kerimenin baş tarafındaki “yekumune” ifadesi “kıyamette kalkarlar” şeklinde terceme edilmiştir. Ama burada kıyamet ifadesi yoktur. Öyleyse sadece “kalkarlar veya ayakta olurlar” şeklinde terceme edilebilir ki “şeytanın çarptıkları gibi” ifadesiyle “ ekonomik hayatları felçli olarak ayakta olur; yani devam eder” denilebilir ki günümüz ekonomilerinin halkı memnun edemeyişi, özellikle İslam ülkelerindeki ekonomilerin bir türlü rayına oturmayışı bu faiz nedeniyledir denilebilir.
Aslında günümüz dünyasında hiçbir ülkede ekonomiler halkı yeteri kadar memnun edemiyor. Ama Müslüman olmayan ülke idarecileri öbür alemde ebedi cehennemde kalacakları için günümüzde onlara biraz fırsat veriliyor. Halkı ve yöneticileri Müslümanlık iddiasında olanlara gelince kendilerine gelsinler diye Allah onların ekonomilerinin düzelmesi için bir yardımda bulunmuyor. Faiz yaygınlaşınca da düzelmek şöyle dursun ekonomi tamamen felç olabiliyor.
Faizi bırakmayanlar hakkındaki aynı surenin 279. Ayet-i kerimesi de kusurlu terceme edildiği kanaatindeyim. Ayet-i kerime “eğer faizi terk etmezseniz Allah ve Peygamberle savaşa hazır olun” şeklinde açıklanması sanki ‘Allah bizi rakip görüyor da bizimle savaşmaktan bahsediyor’ gibi düşünmeye sebep olabilir. Ayette “biharbin’ ifadesindeki “harb” kelimesi “min” harf-i ceri ile sılalandığı için manası ziyadeleşmiş ‘tahrip’ manasını kazanmıştır. Yani “Allah ve Resülünün tahribine hazır olun” manasını kazanmıştır. Gerçi burada Peygamber efendimizin de Faizcileri tahrib edebileceği dile getirilmiş oluyor. Ama bu doğrudur. “Nitekim Faiz ayağımın altındadır” ifadesi onundur. Eğer onun sağlığında faize devam edeceğiz diyenler olsaydı onlara savaş açar ve onları tahrib ederdi. Nitekim Hz. Ebu Bekir hilafeti döneminde zekat vermeyenlere savaş açmış ve onları perişan etmişti. Çünkü zekat vermeyerek halkın faizle para alma durumu ortaya çıkacaktı ki bu yolu açmaya adım atanlar tahrib edilmiştir.
Günümüzde ise faizin düşük bile olsa yaygın hale gelmesi ekonomimizin tahrib edilmesine sebep olmuştur. Küçük şehirlerde, hatta kasaba niteliğindeki ilçelerde bile faizle muamele yapan birçok banka görülmektedir. Cami avlularında bankamatik merkezleri var. Bu durumdan kurtulmadıkça iktisadiyatımız düzelmez. İktisat (ekonomi) düzelmeyince diğer işlerimiz de düzelmez, düzelemez.
Bu arada Peygamber efendimizin faiz alana da verene de lanet ettiği şeklindeki yazılara da katılamıyorum. Zira Peygamber beddua etmez. O gibi hadis-i şeriflerde mazı (dılı geçmiş) olarak kullanılan lanet manasındaki kelimeler “Allah lanet etsin veya etti” şeklinde değil kesinlik ifade etmek için muzari (gelecek veya geniş zaman) yerinde kullanılan kelimeler olup “kesin olarak Allah onlara lanet edecektir” manasındadır ve bu şekilde yazılması ve anlatılması gerektiği kanaatindeyim. Türkçemizde de buna benzer ifadelerimiz çoktur. Gerek telefonla ve gerekse karşı karşıya konuştuğumuz kişilere yarın veya daha ileriye dönük yaptığımız konuşmalarda “tamam, oldu” ifadeleri kullanırız. Bu ifadeler de yapacağımız işleri (Allah’ın izin vermesi şartıyla) kesin olarak yapacağımızı belirtmek için kullanılır. Yoksa zamanı gelmeden bir işin yapıldığını ifade etmek değildir. Evet! her tarafımızı faiz sardığı için Allah bize lanet ediyor, rahmetini esirgiyor. Kendimize gelelim!
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com