mhamdiguner@hotmail.com
NİÇİN ÜLKE OLARAK BİR TÜRLÜ İKİ YAKAMIZ BİR ARAYA GELMİYOR?
18 Temmuz 2020 09:11:42
Günerle Cuma Sohbetleri
Halkımız ha bu yıl, ha gelecek yıl ülke olarak düzlüğe çıkacak, huzur içinde yaşayacağız diye ümitle bekleyip duruyor ama her yıl yeni problemler çıkıyor ve bir türlü huzurlu günlere kavuşamıyoruz. Acaba bunun sebebi nedir? İşte bunun sebebini, kaynağını bulup tedbir almamız gerekiyor.
Mutlaka bazı açıklarımız veya ihmallerimiz beklentilerimizin gerçekleşmesine engel oluyordur. Devlet olarak yapılması gerekenlerin yanında millet olarak yapılması gerekenler vardır elbette. En azından huzur ve refahımıza engel olan yanlış davranışların düzeltilmesine çalışmak icap ediyor. Yüce Rabbimizin Hüd suresinin 113.ayetinde: “Zalimlere (haksızlık yapanlara) meyletmeyin yoksa ateş size de yapışır; sizin için Allah’tan başka dost yoktur (onu darıltmayın), sonra yardım olunmazsınız” uyarısını unutmuş gibiyiz.
Halk olarak kendi aramızda yaptığımız sohbetlerde siyasi noktada hemfikir olduklarının yanlışlarını savunanlar olduğunu esefle müşahede ediyoruz. Halbuki mübarek kitabımız Kur’an-ı kerimde “Kendinizin, babanız, anneniz ve en yakınlarınızın aleyhine de olsa adaletle kaim olunuz (adalet yapınız)” deniliyor. (Maide 135)
Fakat buna rağmen halkımız arasında birçoklarının bir kere beraber hareket ettikleri kişilerin hatalarını savunduklarını görüyoruz. Allah’ın buna rızası olmayacağı gibi bu davranışın Allah’ın lanetini de çekebileceği düşünülmelidir.
Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’in Hüd suresi 116 ve 117.ayetlerinde Yüce Mevlamızın uyarıları bize ilk önce yapmamız gerekeni işaret ettiği kanaatindeyim. Burada ”Sizden önceki nesillerin bakıyye sahipleri (tecrübe birikimi olanlar) keşke yeryüzündeki fesaddan (bozukludan) alıkoysalardı. Ancak bunların kurtardığımız az bir kısmı alıkoymaya çalışmıştı. Zalimler ise şımartıldıkları rahatın peşine düşerek günahkar oldular. Senin Rabbin sakinleri düzeltici olan beldeleri helak edecek değildir” uyarısında bulunuyor.
Burada Yüce Rabbimiz açıkça “eğer toplumun yaşlıları bilgi ve tecrübe dağarcıklarındakilerle halkı uyarırlarsa biz o toplumu helak etmeyiz” demek istiyor
Ama halkımız arasında gün geçirmiş nice insanlar yaşlarının verdiği tecrübeyle konuşmaları ve çevrelerini uyarmaları gerekir. Fakat bunu yapanlar çok azınlıkta kalıyor. Allah da onları kurtardığını, kurtaracağını müjdeliyor.
Demek ki toplumda meydana gelen bozukluğu(fesadı) düzeltmeye çalışanlar başarılı olamazsa bile bir felaket geldiğinde Allah onları kurtarıyor. Bu kurtarma belki görünürde değildir, ama felakette hayatını kaybedenler kabir azabını çekerken uyarma görevini yapanlar cennet misali bir kabir hayatı sürerler.
Bozuk gidişatı düzeltmek için kurulan dernekler ve onların yönetici ve destekçileri de tam bir düzelme sağlayamasalar bile görevlerini yaptıkları için bir felaket anında şehit olurlar. Ama onlara destek olmayanların felaketi görünürdeki ile kalmaz ölümlerinden sonra da sürer.
Gelin sevgili Müslümanlar toplumsal bozulmanın önüne geçmeye çalışalım. Tek başına bir önleme yapmamız yeterli olmaz. Öyleyse bu işi yapanlara veya kurulmuş hayır derneklerine yardımcı olalım yoksa toplum olarak felakete gideriz. Görevini yapanlar şehit olur ama seyirci kalanların öbür alemleri berbat olacaktır, bunda şüpheniz olmasın.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com